Üniversitelerde tanıtım günleri coşkusu yaşanırken, aday öğrencilerde de tercih heyecanı zirvede yaşanıyor. Bu bağlamda, rol model alınabilecek eğitim hayatı ve başarılı akademik çalışmalarıyla, mesleği ile hemhal olmuş, Klinik Psikolog Dr. Öğretim Üyesi Fatma Turan ile pozitif bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Lisans eğitiminizi, yüksek lisans, doktora sürecinizi bizlerle paylaşır mısınız? 

Ben Uludağ Üniversitesi Biyoloji bölümü mezunuyum. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Biyoloji Öğretmenliği yüksek lisans programını tamamladım. Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans programını 2014 yılında, program ve enstitüler birincisi olarak tamamladım. 2016 yılında Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Nörobilim yüksek lisans programından kendi dönemimin birincisi olarak mezun oldum. 2018-2019 Akademik Yılı Bahar Döneminde İtalya Padua Üniversitesi Nörobilim Bölümü Nöropsikoloji Laboratuvarı Prof. Carlo SEMENZA’nın yanında araştırmacı olarak yer aldım. 2021 yılında Doğuş Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora programından mezun oldum.

WhatsApp Görsel 2023-08-06 saat 12.00.38ee

Lisansınızı Biyoloji bölümünde yaptıktan sonra psikolojide uzmanlaşma fikri nasıl gelişti?

Psikoloji, çok uzun yıllardır istediğim bir alandı. Klinik psikoloji alanında yüksek lisans yaparak başladım. Yurt dışında biyoloji ve psikoloji mezunları, nörobilim alanında çalışıyorlar. Türkiye’de Nevzat Tarhan Hocamız, biyoloji temelli alanda çalışıyordu. Kendisi ile çalışmak istedim. Yüksek lisans olarak nörobilimi de eklemiş oldum. Biyoloji temelli psikolojik çalışmalar çok önemli, beyin temelli psikolojik çalışmalar gerçekleştiriyorum, akademik çalışmalarım da bu yöndedir.

İtalya Padua Üniversitesi tecrübelerinizi bizlerle paylaşır mısınız? 

İtalya, akademik çalışmalarımda bakış açıma olumlu katkılar sunan çok özel bir tecrübe oldu. 2019 bahar döneminde, Padua Üniversitesi Prof. Carlo Semenza hocanın yanında araştırmacı olarak bulundum. Verimli,  güzel bir dönem geçirdik. Birçok akademik sürecin nasıl gerçekleştiğine şahitlik etmiş olurken, kendi çalışmalarıma da zemin oluşturma imkânı sundu. Sonrasında ortak çalışmalar yapmak için girişimlerde bulunduk, çalışmalarımız devam ediyor. Kendi ülkemizin dışında bir toplumun kültürü, insanlarının düşünüş, yaşayış biçimini de bir araştırmacı olarak gözlemlemek özgün bir kazanımdı.  

Yüz ifadelerinden duygu tanıma testi nedir?

Nörobilim yüksek lisansım sırasında, yetişkin bireylerde yüz ifadelerinden duygu tanımlama testinin geliştirilmesi ile ilgili bir çalışma hazırladım. Klinik psikoloji doktora sürecinde de 18-25 yaş arası yani genç erişkinlerde yüz ifadelerinden duygu tanıma testinin geliştirilmesi çalışmasını gerçekleştirdik. Yüz ifadelerinden duygu tanıma alanında çalışmalar yapmayı önemsiyorum. Karşımızdaki kişinin yüz ifadeleri ve beden dili sözsüz ifade açısından çok kıymetli, iletişimin tamamı beden dili üzerinden ilerlemiyor ama duyguları ifade edebilme, etkili iletişim becerisi ve sağlıklı ilişki yürütebilmede yüz ifadesi mihenk taşıdır diyebiliriz. 

Toparlayacak olursak çalışma alanlarınız nelerdir? 

Şu an Üsküdar Üniversitesi İnsan Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesiyim. Aynı zamanda üniversitemizin Pozitif Psikoloji Koordinatörüyüm. Alanlarım, nörobilim, klinik psikoloji, duygu psikolojisi, pozitif psikoloji. 

Pozitif psikoloji nedir? 

Pozitif psikoloji, bireylerin hayatın anlamını bulmalarına katkı sağlayan, mutluluk ve iyi oluşun bilimidir. Pozitif psikoloji yalnızca olumlu duygulara odaklanmak veya olumsuzu görmezden gelmek demek değildir. Yaşanılan problemin kaynağına inerek olumlu veya olumsuz tüm yönlerini görmek ve olumsuzlukla mücadele etmek, problemler karşısında çözüme ulaşma sürecinde zayıf yönlerin iyileştirilmesi, güçlü yanların da geliştirilmesine odaklanmaktadır. Pozitif psikolojinin dünyada kurucusu Martin Seligman’dır. 

Türkiye’de, Nevzat Tarhan hocamız, bu alandaki çalışmalara öncülük etmiştir. Üniversitemiz ilk kurulduğu andan itibaren, Nevzat Hocamızın vizyonu ile bu alanda verilen dersleri çok önemsedik. 2012-2013 yılından itibaren, bütün bölümlerdeki öğrencilerimiz ilk dönemde bu ders ile tanışmaya başladı. Rektörlük dersi olarak biz bu dersi zorunlu tutuyoruz. Çok büyük katkılar sağlıyor. Yıllar boyunca mezun olan öğrencilerimiz bizimle deneyimlerini paylaşıyorlar. Hem özel yaşamlarında hem iş yaşamlarında çok olumlu katkı sağladığına dair geri dönüşler alıyoruz. 

Pozitif psikoloji derslerinin içeriğini bizlerle paylaşır mısınız?

Pozitif psikoloji derslerini dokuz yıldır veriyorum. Dersin içeriğine genel olarak baktığımız zaman, temel anlamda öncelikli olarak, duygularımız, sinir sistemimiz, duyum ve algılarımızı işleyerek duygusal zekâyı tanımlıyoruz. Duygusal zekânın basamaklarını anlatıyoruz. Sağlıklı iletişim kurabilme, hayır diyebilme becerisi, sınırlarını çizebilme, sorun çözme becerisi, sağlıklı karar verme, uzlaşmacılık, sebatkârlık, psikolojik iyi oluşla ilgili bilgiler aktarıyoruz. Motivasyon, zamanı planlayabilme, psikolojik sağlamlık, özgüven, öz şefkat, öz yeterlilik kavramlarını işliyoruz. Bir dönem boyunca bu dersleri öğrencilerimize veriyoruz. Derslerde uygulama imkânı buluyorlar. Çünkü birebir kendileri ile ilgili konular olduğu için katılım da yüksek oluyor. Dersler oldukça hareketli geçebiliyor. Öğrencilerimiz kendilerini de ifade etme ortamı yakalıyorlar. Birçok farkındalığa sebep oluyor bu durum. Bu farkındalık hali olumlu anlamda davranış değişikliğine sebep oluyor. Kendini tanıma sürecinde kişinin onu hayatta tutan, motive eden kaynakları bulması çok önemli. Tohumdaki bütün öz kendi toprağını bulduğunda ortaya çıkıyor. Pozitif psikoloji, kişinin mihenk taşını bulmasında ona yardımcı oluyor. 

WhatsApp Görsel 2023-08-06 saat 12.00.38

Öğrenci kulüpleriniz bir yılı nasıl geçirdi? 

Danışman hocası olduğum iki tane kulübümüz var. Pozitif psikoloji kulübü ve psikoloji kulübü, kulüplerimiz oldukça aktif bir yıl geçirdiler. Alanda birçok uzmanla bir araya gelme imkânına sahip olduk. Sinema filmi analizlerimiz gerçekleşti. Seminerler, geziler düzenlendi. Deprem döneminde, gönüllü öğrencilerimiz üniversitemizin birimlerinin işbirliği ile deprem bölgesine gittiler. ‘’1 Oyuncak 1 Can’’ isimli bir kampanya yürüttük, büyük ilgi gördü. Deprem sonrası iyileşmede katkılarda bulunmaya çalıştık. Bu süreçte bir taraftan farkındalık oluştururken, bir taraftan da katkı sağladık. Öğrencilerimize üniversite ve psikoloji bölümü olarak destek verirken, onların da bu çalışmaların arkasında durmaları çok kıymetliydi. 

Gönüllülük Elçileri: Sessiz İyilikler Platformu projesini anlatır mısınız? 

Uzun yıllardır, üniversitemiz bünyesinde Haydi Tut Elimi Derneği var. Derneğimizin yönetim kurulu başkanı Nevzat Tarhan, bizler yönetim kurulundayız. İhmal ve istismar mağduru çocuklarla biz çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Konu çok hassas, yıllardır birçok kişiye yaptığımız sessiz iyilikleri, artık çok daha büyük bir kapsamda bir platform altında bizimle benzer özellikte olan, Üsküdar’daki derneklerle bir araya gelmek ve sürdürülebilirliği artırmak istedik. 
Koordinatörlüğünü yürüttüğüm; Gönüllülük Elçileri: Sessiz İyilikler Platformu projesinde aktif bir çalışma dönemi geçirdik. Uzman konuklarımızla 18 eğitim düzenledik. Çalıştay gerçekleştirdik ve kapanış programımızı yaptık. Proje, Üsküdar Belediyesi, Üsküdar Kaymakamlığı ve Türk Kızılay Üsküdar Şubesi’nin iştirakleri ile gerçekleştirildi. 
Özellikle deprem sürecinde çok hızlı hareket edip, maddi manevi desteklerimizi ulaştırmaya çalıştık. Sağ elin verdiğini sol elin bilmemesi ve bu noktada insanları minnet altında bırakmadan sessiz iyiliklerimiz devam ediyor. Mesajımız, biz buradayız, her zaman yanınızdayız, yapabileceklerimiz belli. Bu arada iyilik sınırsız iyilik değil, kendi yeteneklerimizin, kendi yapabileceklerimizin farkında olarak sınırlı iyiliklerle, karşı tarafı hayal kırıklığına uğratmadan sürdürülebilirlik adına platform kurmaktaki amaç da güçlerimizi birleştirmek. Son olarak şunu ifade etmeliyim ki aylar geçti fakat deprem süreci bitmedi. Biz kendi şehirlerinden kopup İstanbul, Ankara’ya gelen depremzedelerimize psikolojik destek almaları noktasında hızla hareket sağlamaya çalıştık. Mevcut durumda bölgede, sınava girmiş lise üniversite seçimi yapacak öğrencilerimize tercihlerini yapmada destek sağlıyoruz. Deprem bölgesi ile sıcak temas halindeyiz, yaralarımızı birlikte sarmayı ümit ediyoruz. 

Üniversite tercih döneminden geçtiğimiz şu günlerde adaylara tavsiyeleriniz nelerdir?

Tercih yaparken öncelikli olarak üniversiteyi iyi incelemelerini öneriyorum. Üniversitelerin akademik kadrolarına ve bu kadrolardaki kişilerin bilimsel çalışmalarına bakmaları çok kıymetlidir. Dört ya da iki yılını geçireceği, üniversitedeki sosyal yaşamı bilerek kayıt yapmaya karar vermelidir. Mali şartlar belirleyici elbette, çevre, aile baskısı çok etken var. Şuna dikkat çekmek isterim ki üniversite hayatı boyunca birçok ilişki kuracaklar ve bu temel üzerinde gerek özel gerekse mesleki hayatlarını inşa edecekler. Üniversite öğrenci kulüpleri sosyalleşme açısından önemli, bu kulüpler ne durumda incelemeleri gerekir. Öğrenci mutlaka tercih yapmadan önce eğitim alacağı üniversitenin yerleşkesini görmelidir. Eğitim süresince birçok durumla karşılaşıyoruz. Hiç istemeden ya da yazmış olmak için bölüm yazıp, sonrasında okumak çok oluyor. Bir söz vardır ya,’’Ayaklarının geri geri gitmesi’’ bu çok zor bir şeydir. Ben gezdim, gördüm, bu şehirde, bu yerleşkede mutlu olur muyum, kendime artı katar mıyım, kendimi nasıl ifade ederim üzerine düşündükleri zaman daha sağlıklı karar verebiliyorlar. Beklentileri ne ise o beklentilere cevap verecek yönde tercih yapmalarını öneririm. Üniversite tercihi yaparken, psikolojik iyi oluş gözden kaçırılmamalıdır. Bir üniversiteye gelirken, tercih yaparken kendilerini iyi hissettikleri yerde olmaları, öğrencilikten sonraki hayatlarına çok ciddi güzel yansımalar sunacaktır.