Abdurrahman Dilipak ile avukatlarından sosyal medya suçları konusunda uzman Av. Faruk Keleştimur ile davanın hukuki boyutunu, dününü ve bugününü konuştuk.

Gazeteci ve yazar Abdurrahman Dilipak Twitter’da bir paylaşımı Retweet (RT) etmesinden dolayı hakkında dava açılmıştı. Dilipak’ın Uşak 1. Asliye Ceza mahkemesinde Uşak eski valisi Funda Kocabıyık’ın müşteki olduğu davanın son duruşmasında Savcı Dilipak’ın beratını istedi. Karar duruşması için 5 Temmuz 2023 tarihinde saat 15.00’e gün verildi.

Abdurrahman Dilipak ile davanın dününü bugününü konuştuk. Ayrıca Dilipak’ın avukatlarından, sosyal medya suçları konusunda uzman Av. Faruk Keleştimur’la bu davanın hukuki boyutunu da söyleştik.

Dilipak ve Keleştimur ile yaptığımız söyleşi söz konusu dava ekseninde olsa da aslında bizi başka tarafa da götürüyor. İkiliyle bilgi odaklı yaptığımız söyleşinin bütününden ve sonuçlarından birçok kişinin faydalanabileceğini öngörmekteyiz. Şöyle ki, hem Dilipak hem de Keleştimur meseleye dair adeta bizlere hukuk dersi de veriyor.

Karşımızda 50 yıldır yaklaşık 500 yılla yargılanan fakat hiç mahkum olmayan Dilipak ile sosyal medya suçları konusunda uzman avukat Keleştimur!

İşte söyleşiden ziyade adeta nehir söyleşiyi andıran görüşmelerimiz:

(Mehmet Poyraz) Bu davayı bu kadar uzatan, önemli kılan ne? Asıl fail para cezası ile mahkum olmuş ve karar istinafta onaylanmış sanırım.

Dilipak: Evet birçok yandan ilginç bir dava. Ben iddianameye göre tali suçluyum ama asıl fail hakkında hukuki bir işlem yapılmamış. Sonra biz bunu sorunca akıllarına geliyor. Aslında hakkımda açılan davaya ek bir iddianame hazırlanması gerekiyor en azından. Aslında tek davada iki sanık olarak yargılanmamız gerekirdi. Asıl fail hakkındaki ikinci davada, ilk, benim hakkımdaki dava için bekleme sebebi sayılıyor. Aslında İstinafta daha önce açılan aynı konudaki bir diğer dava için bekleme sebebi sayması gerekirdi. Birinin zaman önceliği, ötekinin asli fail olma özelliği var. Hiyerarşi karıştı.

(M.P.) Sanırım başka hukuki sorunlar da vardı.

Benimle ilgili davada RT ettiğim Twitte yazdıklarımla ilgili bir suç isnadı yok. RT ettiğim mesajda da sadece “Kocası FETÖ’cü” ifadesi var. Ben de Hz. Asiye’nin de kocası Firavundu diye savunma yaptım. Hz. Hacer de Firavunun sarayında bir köle idi. Bu sıfatlama sebebi ile dava açacaksa kocası açsın, mahkeme de kocası FETÖ’cü mü değil mi, onu tartışsın, eş, anne-baba, kardeş üzerinden “Dava arkadaşlığı” olmaz. Onlar da davacı olsun o zaman! Hayır ikisi birden hem kendi ve hem de kocasına hakaret iddiası ile dava açması gerekirdi. Burada dava açma ehliyeti açısından Matufiyet sorunu var. Tabi Funda Kocabıyık, “Ben valiyim, kamu görevlisiyim, Kamu görevi yapıyorum,” yani bu RT ile kamu görevlisine ve kamu görevinin engellenmesine yönelik suç var demeye getiriyor. Kocası da “eş durumundan” kamu görevlisi eşi üzerinden kamu görevlisi ve kamu görevi şemsiyesi altından davacı olmuş oluyor.

(M.P.) Siz de gazeteci olarak, aynı zamanda Kovid ve mRNA, zorunlu aşı dayatmasına karşı bir platformun sözcüsü olarak, hem kamu görevlisi ve kamu görevi yapıyor konumundasınız.

Dilipak: Tabi bu konumda benim “Artırılmış eleştiri hakkı”m var, kamu görevlisinin ise “Artırılmış tahammül yükümlülüğü” var. Burada çok önemli olan bir diğer husus, Aslında müşteki durumundaki kişi, birincisi, CoVID iddialarına karşı benim sözcülüğünü yaptığım platformun görüşlerinin doğruluğu kanıtlandı. Benim pozisyonum Kamu görevlisine karşı Kamu Hakları ve Kamu yararı ile kamu güvenliğini savunmak oldu. Kamu görevlisi sıfatı taşıyan kişi, haksız, hukuksuz, yetkilerini aşarak, haksız şekilde ve kaba bir üslupla, talimat verdiği kuralları kendi ihlal ederek, maske takmadan yakındaki kişi ile birlikte yürüyerek, ki söz konusu Twitte bu görüntüler var. Halkı ayrı ayrı yürümeleri, diğer konularda azarlıyor. Kendi öğretmenlikten gelme. Bilmesi gerek. O üslupla öğretmen öğrencisini azarladığında kendini mahkemede ya da disiplin kurulunda bulur. Bunun pedagoji, sosyoloji, psikoloji, kamu yönetimi ile hiçbir şekilde alakası yok. Zaten o kaba davranışı yüzünden hem kendi, hem de İçişleri Bakanlığı açıklama yapmak zorunda kaldı ve ardından Ankara’ya çekildi. Gelinen noktada CoVID skandalı ile ilgili bu süreçte bu yönde rol üslenen siyasetçinin, bürokratı, akademisyeni, Media mensubunun millete özür borcu var. Biz onların Teb’a ve Reaya’sı değiliz. Kanun haksızlığı, hukuksuzluğu korumaz.

(M.P.) Sizin sorumluluğunuz bir mesajı RT etmekle sınırlı idi sanırım.

Dilipak: Evet. Daha doğrusu RT etmedim, onun üzerine bir cümle yazdım. Yanlışı eleştirirken güzel örnekleri, işin doğrusunu öne çıkartmak gerekir. Bu konuda Recep Yazıcıoğlu güzel bir örnekti. Bir yanlışı eleştirme konusundaki hassasiyeti, güzel bir örneği desteklemek konusunda ne yapıyoruz anlamında, aynı zamanda bir özeleştiri mesajı yazdım.

Bakın burada ilginç bir durum var: Suç olduğu ileri sürülen bir ifade var: “Elinde 14.000 TL’lik telefon, kuaförünü eve çağırıp saçlarını ördürmüş. Kocası Fetö’cü, kendisi lise öğretmenliğinden valiliğe geçiş yapmış. Millete sosyal mesafeyi koruyun diyor, talimat veriyor.” Diğer bana ait olan ifade şöyle: “Vali var, vali var, Yazıcıoğlu gibileri yaşarken yeterince sahiplenebildik mi. Peki öyle kaç isim sayabilirsiniz”. Bakın 5 Nisan 2020’de atılan bu mesajdan beri yargılanıyorum.

Bu ifadeler savcılık iddianamesinde aynen var. Şimdi ben de bu ifadeleri buraya yazdım. Bundan dolayı savcı da suçlu değil, ben de suçlu değilim. Ben o gün, kendi köşe yazımda “Birisi şu şekilde bir mesaj atmış” desem ve kendi yukarıdaki ifadelerimi yazsam, bu röportajdaki mantıkla yazımı sürdürsem: “Kardeşim o video görüntüleri ile siz ne yapmak istiyorsunuz, insanların üzerine bu kadar gitmeyin. “Kocası Fetöcü” dedikleri Hüseyin Kocadağ da daha önce yazdığı Yeni Asır gazetesindeki köşesinde Fethullah Gülen’i yere göğe sığdıramamış. Köşesinde “Büyük Türkün başardıkları” başlıklı yazısında “Fethullah Gülen Hocaefendi belki de son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir.” Evet ona göre ‘Ona düşmanlık edenlerin utanması ve oturup bin kere düşünmesi gerekir’. Adam böyle diyor, ne yapacağız bu durumda desem suç mu olur. Yoo.. Peki bu yazım internette yayınlanacak ve sosyal medyada da paylaşılacak. Yine suç oluşturmayacak. Peki aynı gazeteci ve bir platform sözcüsü bunu sosyal medyada paylaşınca niye suç oluyor. Savcılık iddianamesini yayınlarken de suç oluşmamıştı. Çünkü suçun manevi unsuru yok, Suç kastı yok. Ben de o valiyi ne tanırım ne de bu davaya kadar Ümit Karacayı da tanımazdım. Böylece tanışmış olduk. Burada benim açımdan bir kamu sorumluluğu var, kamu yararına bir duruşum var. Gazeteci ve toplumsal aktörler, Hakkın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olmaktır.

Bakın dava konusu olan ifadeler, o günden bu güne tekrar tekrar gündeme geliyor. Bu dava bu konuda haksız şekilde gündeme gelen bu dava ile bir bakıma korunmaya çalışılan değer, tekrar tekrar gündeme getirilmek sureti ile, korunmaya çalışıldığı iddie edilen değer, daha fazla zarara uğratılıyor.

KELEŞTİMUR: İLGİÇ BİR DAVA, İLGİNÇ BİR SANIK!

Dilipak, “Ben suçluysam, beni beraat ettirirseniz siz de suç işlemi olursunuz” demiş!

Konuyu ayrıca sosyal medya konusunda uzman ve aynı zamanda Dilipak’ın da avukatı olan Av. Faruk Keleştimur ile de konuştuk.

(M.P.) Dilipak’ın savunmasını nasıl buldunuz?

Keleştimur: İlginç bir dava, ilginç bir sanık. Dilipak ile çalışmak güzel, mahkemeler de öyle bir gerilim olmuyor. Hakimler, savcılar içinde bu böyle. Dilipak’ın 50 yıllık bir sanık olarak yargı camiası da dahil her çevrede saygınlığını koruması da böyle mümkün olsa gerek. O savunma hazırlarken, ben suçsuzum, beraatımı istiyorum falan demiyor. Bir duruşmada, AK Parti davasındaydı sanırım; “Ben suçluysam beni beraat ettirirseniz siz de suç işlemiş olursunuz. Suçsuzsam ceza verirseniz, bir masumu cezalandırmış olursunuz, o zaman öbür dünyada görüşürüz. Ben adalet istiyorum” demişti.  Duruşmaya ben katılamadım. Arkadaşlarımız Av. Fatih Şen ve Av. İlhami Özdil katıldı. Dilipak ekleri ile 34 sayfalık bir savunma yaptı. Sosyal medya üzerinde kapsamlı bir açıklamalarda bulunduğunu biliyorum. Daha önce ve sonra konuştuk çünkü. Ve kendinin sadece bir gazeteci değil aynı zamanda 5gvirusnews üzerinden toplumsal bir aktör olduğunu üzerinden bir savunma dosyası hazırlamış. Mesela CoVID ve mRNA konusunda açıklamalar sundu ve haklılığının ortaya çıktığını savundu. Çünkü tartışma konusu Twitteki video görüntüleri üzerinden bir tartışma söz konusu.

Sunduğu savunmasının ilk sayfasında Twitter’da haberleşmelerde kullanılan 40 emoji ile ilgili açıklamalarda bulundu. Mesela o “Tweeti alıntılama” tercihinde bulundu. RT tuşuna bastığınızda bir “Retweet’i geri al” ve “Tweet’i alıntıla” düğmesi bulunuyor. Mesela beğeni kalp işareti şeklindedir.

Tweet’i paylaşma aracı”na bastığınızda 4 işaret çıkar. Zarf şeklindeki işaret “Direkt mesaj ile gönder” işaretidir. Tekrar Tweeti paylaştırma aracına bastığınızda mesela sizi Instagram’a, Whatsapp’a yönlendirebilir ve siz bu mesajı oradaki tek bir kişi, ya da kapalı bir grupla paylaşabilirsiniz. Twitter’de de öyle sadece izin veren ya da sizin göndermek istediğiniz tek kişi ya da gruba da gönderebilirsiniz. Mesela cevap verme tercihini de kapatabilirsiniz.

(M.P.) Sanırım bu konuda kullanıcılar da, mahkemeler de çok fazla dikkat etmiyorlar bu konuya?

Keleştimur: Aynen öyle. Mesela kişi, aynı mesajı aile grubuna da gönderebilir. Bu bir aile içi haberleşmedir. Ya da mesela Dilipak bunu hukuk grubumuza da gönderebilirdi. Ne yapalım, cevap vereyim mi, şöyle bir mesaj nasıl olur diye de sorabilirdi. Mesela tanıdığı bazı emniyetçi ya da savcıların bulunduğu bir gruba gazeteci olarak görüş alışverişi içinde, ya da bilgilendirme amaçlı sunulabilirdi.

Bu dava ve başından yaptığımız savunmada biz kendi tarafımızı savunmak değil, olayın doğru anlaşılıp uygulanması yönünde hukuk adına bir katkımız olsun diye ince eleyip sık dokuduk. Bu mesajlaşmada kişinin kastı bu emojilerle belli olur. “Beğeni tuşu”na basmışsa destek anlamına gelir. Mesajın içeriğinden yola çıkarak varılacak sonuç, bazan eleştiri, bazan başka bir açıdan sorgulama ya da mesaj sahibine bir soru yöneltme şeklinde de olabilir.

Nasıl savcı suç olan bir ifadeyi alıntılayarak iddianamesini oluşturduğu için, ifadeden dolayı suçlanamaz ise gazeteci de o ifade ile kurduğu bağ, maksat ve mesajın içeriği, yönü, muhatabı, bütün olarak mecraya ilişkin hedef kitle, gazeteciler için geçmişten gelen özellikleri, kullandığı dil ve ifade biçimi sorgulanmadan aleyhte hüküm kurulamaz.

Örnek davada davacı taraf, kamu görevlisi ve kamu görevi dışında, hukuka, usule ve esasa uygun olmayan bir işlemden dolayı yoğun tepki ve eleştiri alıyor. Hem de bir gazeteciye ve toplumsal aktör olarak tanınan bir platform sözcüsüne de, o platform videodaki uygulamaya yönelik, kamu yararı ötesinde kamuya yönelik zararı muhtevi uygulamalara ilişkin, Dilipak’ı tanıyanlar bilirler, bu gibi durumda, AİHM kararlarında ifade edildiği gibi “alışılmışın dışında, şok edici” tepkilerde de bulunabilirdi. Dilipak 500 yıldan çok mahkumiyet talepleri ile yargılanan 50 yıllık sanık ve hiç infazı gerçekleşen mahkumiyeti olmayan bir sanık. Onun sanıklık kıdemi ironik bir ifade ile söylemek gerekirse, kendini yargılayanların kıdeminden daha fazla.

(M.P.) Dilipak’ın savunmasını genel olarak değerlendirecek olursanız?

Keleştimur: Dilipak’ın savunmaları yazıları gibi uzun, “efradına cami ağyarına mani”, din, tarih felsefe, hepsi var. Onun şöyle bir bakışı var: “Benim katlanmak zorunda olduğum güçlükler, benden sonrakiler için baht kaynağı olsun”. Başkaları için emsal olacak bir savunma yapıyor. Dilipak’ın 6 saat savunma yaptığını bilirim. Mesela bu son duruşmada “Hz. Hacer Firavunun hizmetkarı idi. Hz. Asiye de Firavunun karısı idi” dedi, kendini savunurken, paradoksal, multi disipliner farklı bir mantık kurgusu var. Bunu konuşmalarında da görürsünüz. Bu dili mahkemede de kullanıyor ve çok çalışıyor, savunmasını hazırlarken.

Mesela bu son savunmasını geleneksel medya, sosyal medya, post medya, post gerçeklik, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, bir fiilin hukuka uygunluk sebepleri, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı halinde üstün yararın icrası, kamu görevi ve kamu görevlisi tanımı, Vali kamu görevlisidir, gazeteci ve STK sözcüsünün de kamu görevi yapmasının hukuktaki yeri, hukuka uygunluk sebebi olarak haber verme hakkı, kamuda görevi kötüye kullanma suçu, dava açmadan dava arkadaşlığı, dava konusunun mobing suçu ile ilişkisi ve öğretmen-öğrenci ilişkilerinde azarlama konusunun dava açısından değerlendirilmesi, suçun niteliğine ilişkin değerlendirmeler tek tek ele alınmış.

(M.P.) Sanırım Dilipak, savunmasında “Kişisel açıdan bu tür olaylara yatkınlığım hakkında” diye bir bölüm de var. O Şanar Yurdatapan’la birlikte “Birimizin derdi/Hepimizin derdi” diye sivil insiyatif başlatmışlardı. Böyle suç olmaz diye suçlanan bazı kişilerin suçuna iştirak ediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanı iken şiir okudu diye hapse atılınca, Dilipak, Şanar Yurdapan ve Hasan Celal Güzel gidip meydanlarda bu şiiri okuyup sonra da kendilerini savcılığa ihbar etmişlerdi.

Keleştimur: Evet Dilipak’ın söz ve eylemlerini anlamak için onu daha yakından tanımak gerek. O biliyorsunuz aynı zamanda uluslararası camia tarafından yakından tanınan bir insan hakları savunucusu, Türkiye’de kurulan ilk 2 insan hakları derneğinden birinin kurucusu.

Savunmasındaki eklere baktım. Davaya konu videodaki uygulamanın dayandığı iddiaları çürüten bir rapor sunmuş. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün polislerin halkla ilişkilerde uyması gereken kurallarla ilgili bir tamimi var. Onu sunmuş. Polisin uyması gereken kurallara Vali kendisi uymuyorsa durum ne olur. Polisi nasıl denetleyecek. Öğrencisini azarlayan öğretmene karşı açılan bir dava ile ilgili birkaç belge sunmuş. Bir AYM kararı var sunduğu savunmada “AK Partili başkan yardımcısına Fetöcü demenin suç olmadığı ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı. Bir iddia doğru ise suç olmaması gerek aslında. Bir kişinin FETÖ’cü olup olmadığı tanımı ile ilgili de, siyasi, idari işlemler ve yargı kriterlerine bakmak gerek. Emsal bir karar varsa, bir yurttaşın bu konudaki iddiası somut bir delile dayanıyorsa, suçlamaya yer olmaması gerekir, hukuk açısından. Yine birinin bir başkası hakkında “Fetöcü olduğunu öğrendim” ifadesini mahkeme suç kabul etmemiş.

(M.P.) Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Kolaylıklar dilerken Allah yardımcınız olsun diyorum.

Keleştimur: Ben de teşekkür ederim. 5 Temmuz 2023 günü saat 15’te karar duruşması var. İnşallah hayırlı bir sonuç bekliyoruz. Zaten savcı beraat talep etti, sonucunda aynı yönde olması sürpriz olmayacaktır. Adalet yerini bulur.