İnsanların algıladıkları dünya, içeriden görülen dünyadan daha çok, dışarıdan görülen dünyadır. Bu yüzden hayatı, dış dünyasından önce, iç dünyasıyla değerlendirenler, olumlu düşünmesini daha iyi bilirler.

Olumlu düşünenler, sorunlar ne kadar güç olurlarsa olsunlar, onların üstesinden gelecek çözüm yollarını bulurlar. Olumsuz düşünenler ise, sorunlar ne kadar kolay olurlarsa olsunlar, onların çözümlerinde bir engel görürler. Dünyanın her yerinde güzel ürün, güzel hizmet ve güzel bilgi üretmesini bilenler, olumlu düşünmede, sınır tanımayan öncülerdir. Olumlu düşünenler, hiçbir sorun karşısında çaresiz kalmazlar.

İnsanlar ne kadar olumlu düşünürlerse, o kadar başarılı olurlar. Dünyada güzellik susuzluğu çeken, büyük bir hızla güzelleşen, insandan başka bir varlık yoktur. İnsanı güzelleştirerek, bütün boyutlarıyla hayatı zenginleştirenler, yorulma bilmez bir çalışmayla, olumluluk rüzgârları estirenlerdir. Türkiye’de olumlu düşünce denilince akla, ümitsizliğe savaş açmanın öncüleri olan, Anadolu erenleri gelir. Onların düşünce ve eylem dünyalarında, olumsuzluğa kesinlikle yer yoktur. Onlar yüzyılların içinde güncelliğini hiç yitirmeyen şiirlerinde, olumlu düşünenlerin olumluluklarla, olumsuz düşünenlerin olumsuzluklarla karşılaşacaklarını sürekli vurgulamışlar.

 İnsanlar aradıklarıyla, güç ve değer kazanırlar. Herkesin bulduğu aradığıdır. Allah’tan hiçbir zaman ümit kesilmez, Allah’ın bilgisinin üstünde bilgi yoktur, demesini bilenler, hiçbir konuda olumsuz düşünmezler. Bunun için, onların düşünce ve eylem pazarında, ümitsizlik alınıp ümitsizlik satılmadığı gibi, olumsuzluk alınıp olumsuzluk da satılmaz. Olumlulukla silahlananlar, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmezler.

Geçmiş yüzyıllarda Budapeşte’ye Gül Baba ile gidenler, yeni yüzyılda Boston’a Sarı Saltuk ile gideceklerdir. Sürekli olumlu olmasını bilenler, engelleri aşmanın yollarını bulurlar. Sürekli olumsuz düşünenler ise, yollardaki engelleri görürler. Olumlu insanlar yollarda yeşil ışıklarla, olumsuz insanlar yollarda kırmızı ışıklarla karşılaşırlar.

Akıllı kişiler ise, Albert Schweitzer’ın tanımlamasıyla: “Renk körüdürler.” Onlar yüzlerini güneşe çevirdikleri için, gölgelerle uğraşmazlar. Olumlu düşünmesini bilenlerin işi, bir şeyi zorlaştırmak değil, her şeyi kolaylaştırmaktır.

Gizliliğin olmadığı, her şeyin olduğu gibi göründüğü, gün ortasında kurulan pazarlarda, imkânsızı aramayan, olumsuzların bilinen ürünleri değil, imkânsızı arayan, olumluların bilinmeyen ürünleri satılır. Olumlu düşünenler pazarlardaki fırsatların peşinde, olumsuz düşünenler ise, pazarlardaki krizlerin derdindedirler. Olumlu bakanların yüzlerine, olumsuzluk gölgesi düşmez. Başarılı olmak için, kolay olumsuz düşünmeyi değil, zor olumlu düşünmeyi öğrenmek gerekir.