Dünyada bilgilerin, hizmetlerin ve ürünlerin üretiminde, hayranlık uyandıran kuruluşlar, kurumsal sorumlulukları kadar, toplumsal sorumluluklarının da bilincinde olan kuruluşlardır.
Kuruluşların başarısında, kurumsal ve toplumsal sorumluluklar, birbiriyle çatışmaktan daha çok, birbirlerini tetikleyerek büyütürler. Dünyanın her yerinde her kuruluşun, yerine getirmek zorunda olduğu, yasal ve ekonomik zorunlulukları gibi, kurumsal ve toplumsal sorumlulukları vardır.
Pazarlardaki üreticiler ve tüketiciler, toplumsal sorumluluklarını göz ardı ederek, gelirlerini artırmaktan başka, amacı olmayan kuruluşlara destek olmazlar. Toplumlara yarar sağlayan, çevreye zarar vermeyen ve toplumun değerlerine saygılı ürün, hizmet ve bilgi üreten kuruluşlar, bütün ülkelerde saygı görürler. Her ülkede kuruluşlar, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın, en dinamik boyutunu oluştururlar. Toplumların canlılıkları, kapılarından odunun bile eğrisi girmeyen, pazarlarından kaynaklanır.
Dünyada sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere, mühendislik bilimlerinden yönetim bilimlerine kadar, bütün alanların vazgeçilmez konularının başında, toplumsal sorumluluk çalışmaları gelmektedir. Bütün ülkelerde değişik alanlardaki kuruluşların, topluma, çevreye ve kültüre karşı duyarsız ve sorumsuz uygulamaları, dünyanın her yanında tartışılmaktadır. Toplumsal sorumluluk taşıyan kuruluşların, ürünleri ve hizmetleri, dünyanın bütün ülkeleri tarafından benimsenirken, sorumluluklarını yerine getirmeyenler, duyarlı olmayanlar, her ülkede dirençle karşılaşmaktadırlar.
Kuruluşlar ister ekonomik, ister kültürel, ister siyasal alanda çalışsınlar,bulundukları ülkelerin bütün kesimleriyle alışverişlerinde, sonuna kadar açık ve dürüst olmak zorundadırlar. Açıklığın olmadığı kuruluşlarda, haksızlıkların olduğu kadar yolsuzlukların önüne geçmek mümkün değildir. Bunun için doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ve güzeli çirkinden ayıran toplumsal sorumlulukların, konuşulmaları, tartışılmaları ve benimsenmeleri, geleceğin dünyası için, hayati önem taşımaktadır.
Toplumsal sorumlulukların bilincinde olan kuruluşlar, ürettikleri ürünler yanında, kurumsal sorumluluk yatırımlarıyla, dünyanın bütün ülkelerinde, kendilerine geniş çalışma alanları açarlar. Dünyanın her ülkesinde, insanların gözlerine giren kuruluşların ürünleri, hem pazarlarına, hem evlerine girer.Yerine getirdikleri toplumsal sorumluluklarıyla birlikte, ürünleri de benimsenen kuruluşlar, kurumsallaşarak kuşaktan kuşağa geçerler ve yüzyıllarca ayakta kalırlar.
Kuruluşların toplumsal ve kurumsal sorumlulukları, insanları sevmelerinden, insanları sevenleri herkesin, sevdiğini bilmelerinden kaynaklanır.Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, kuruluşları sermayelerinden daha çok, benimsedikleri kurumsal ve toplumsal sorumluluklarıyla uzun ömürlü olurlar.İbn Haldun’un “Tavırlar Kuramı”, devletler için geçerli olduğu kadar, kuruluşlar için de geçerlidir.Kuruluşlar yaptıkları, kurumsal ve toplumsal sorumluluk, yatırımlarıyla ömürlerini uzatırlar.
Devletler gibi, kuruluşlar da doğrulukta, iyilikte ve güzellikte, her gün yeniden başlayan, uzun soluklu bir yarışa girerek, kurumsallaşırlar.
Kurumsal ve toplumsal sorumlulukların, önemsenmesi ve yerine getirilmesi, her kuruluşun en önemli sermayesidir. Kurumsallaşmasını başaran kuruluşlar, pazarlara doğru ürünler taşırlar, insanları doğruluklarıyla kazanırlar.