İstanbul Vizyon Park Plaza’da sıradan gün. Sırlı Süleyman Efendi her zamanki yerinde; başının hemen üzerinde” tilmîzî Ali Mahmûd” ketebeli celî ta’lik “hû”nun gölgesinde tefekkür ufkunda; damağa dayalı dili yakaza halinde “Gazze’yi hatırla” diyor, Gazze’yi hatırla!
Adaşı Süleyman Gündüz “Bugünlerde içinde Gazze’nin olmadığı cümleler kurmak zâiddir” demiyor muydu? Oysa ne kadar çabuk unuttuk Gazze’yi ve Gazzelileri! Sırlı, Gündüz’ün cümlesine katkı sadedinden “Gazze’yi unutmak büyük bir gaflet yahut delâlettir”den sonra “Gazze’yi hatırla” demeye başladı. Gazze’yi hatırla!
Yazıhânesinde Reîsülhattâtîn’den çiçeği burnunda ta’lik icazetli hattat Erhan Bektaş’ın kaleme aldığı “tevhide gel!” levhasını asacağı yer ararken gözü, Naci Efendi’nin âvâzına ilişti! O demde Naci Efendi'nin ta’lik kaleminden neş’et eden nâif bir mesaj Çiçekçi Dergâhı’na ulaştı! “Mûr der hâne-i hod hükm-i Süleyman dâred/Karınca kendi evinde Süleyman hükmüne sahiptir.” Karıncaların hukukunu gözeten Süleyman Aleyhisselâm’dan bugüne köprülerin altından çok sular aktı! Soykırım Gazze’deyken Hümanist örgütler ve insanlık âlemi neredeydi? Oysa Soykırımcı Siyonistler'in yeri belliydi: Gazze ve topyekûn!
Ajans’tan, İttifak gazetesinin ekranına düşen havadislerin öznesinde Kaliforniya vardı: “LA yangınlarının yol açtığı zararın ilk olarak 57 milyar doları bulabileceği açıklanırken, özel şirket AccuWeather ise yaptığı açıklamada ön tahminlere göre yangınlardaki hasar ve ekonomik kaybın 135 ila 150 milyar dolar arasında olabileceğini duyurmuştu.
Los Angeles’ın değişik bölgelerinde 7 Ocak akşamı başlayan ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle hızlıca yayılan yangınlarda şimdiye kadar 24 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişinin de kayıp olduğu açıklandı. Yetkililer, ölü sayısının artmasından endişe ediyor.
Yangınlarda 37 bin dönümden fazla alan kül olurken kent yetkilileri, şimdiye kadar 12 binden fazla binanın hasar gördüğünü, 50 bin yapının yangın riski altında olduğunu duyurdu.”
50 bin yapının daha esrarlı yangınlar içerisinde küle dönecek olma ihtimalinin yasını tutan Batı insanı Gazze’de 50 bin insanın öldürülmesini es geçmişti.
İnsanlık onuru, daha doğrusu sahipsiz Müslümanların kanı haz ve hız çağında bir kez daha göz ardı edilmişti. Bunun için Gazze’yi ve Gazzelileri hatırlamak ve dahi hatırlatmak lazım geliyordu. Sırlı Süleyman Efendi’nin görevi yazmaktı. Okuyan üç bin kişi olmuş, beş bin kişi olmuş ne gâm!
Gazetenin kıdemli sayfa sekreteri Mustafa Şahin’e “bu gece biiznillah “Gazze’yi hatırla” serlevhalı bir yazı göndereceğim. Sayfaları bitirdikten sonra size zahmet internet portalımızda ilgili güncellemeyi yapar mısınız?” mesajını ilettikten sonra kapıdan içeriye gömlek poşetiyle adımını atan İsmail Nurani Efendi’ye “Gazze’yi hatırla!” dedi.
İsmail Nurani, muhatabını cepheden gören bir yer minderine oturduktan sonra Sırlı, misafirine “dikkatli dinle!” manasına gelen bir işaretten sonra kelâmın bu yerinde tekrar “Gazze’yi hatırla” dedi.
Gazze'yi hatırlayın!
Gazze'yi hatırlayın! Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere katledilen 57 bin masum sivili hatırlayın.
Gazze'yi hatırlayın! “İsrailli esirler iade edilmezse Orta Doğu’nun çehresini kökten değiştireceğiz!” diyen Siyonist Netanyahu’yu kimin/kimlerin durduracağına dair fikir teâtisinde bulunun.
Gazze'yi hatırlayın! Gazze’deki kadınların ve çocukların açlıktan öldüğünü unutmayın. Açlıktan ve soğuktan, bir de bombalardan!
Gazze’yi hatırlayın! Kadınların, çocukların, ihtiyarların, hastaların çadırların içinde hür dünyanın bakışları arasında göz göre, diri diri yakıldığını bir kenara not edin!
Gazze’yi hatırlayın!
Gazze’yi hatırlayın! Siyonist hava saldırılarında camilerde namaz kılarken ruhlarını teslim eden masum Müslümanların hesabını kimin, ne zaman sual edeceğine dair tahminler yürütün!
Gazze’yi hatırlayın! Gazze hastaneleri birbiri ardına yerle bir edilirken Müslüman ülke liderlerinin veciz nutuklarına bir göz atın!
Gazze’yi hatırlayın! Derme çatma sağlık kuruluşlarında anestezi olmadan gerçekleştirilen uzuv amputasyonlarında çocukların gönül evlerinde yankı bulan “ah”ların “â”larının Zuhal yıldızına kadar ulaştığına kulak verin!
Gazze’yi hatırlayın! İçinde iki milyon insanın yaşadığı kadim şehrin gelişigüzel bombalanmasıyla öksüz ve yetim kalan on binlerce bebeğin ve bir o kadar geleceği çalınmış çocuğun çaresizlik içerisindeki teslimiyetine müşfikâne nazar edin!
Gazze’yi hatırlayın!
Gazze’yi hatırlayın! Senaryolarınızda Gazzeli çocuklara “taze ölü” ve “cançekişen”den başka roller biçin!
Gazze’yi hatırlayın! Gazzeli kadınlar ve çocuklar için bir şeyler yapın!
Gazze’yi hatırlayın! Siyonistlerin suç ortağı olmayın!
Gazze’yi hatırlayın! Gazze’deki açlığı sofranıza taşıyarak bir kâse çorbadan, bir dilim taze ekmekten ve bir yudum sudan feragatte bulunun!
Gazze’yi hatırlayın! Çünkü insanlık âlemi bugün Gazze ile sınanmaktadır.
Gazze’yi hatırlayın! Gazze insanlığın sınav yeridir!
Gazze’yi hatırlayın! Gazze sırat köprüsüdür!
Gazze’yi hatırlayın! Hiçbir şey yapamıyorsanız Yana yana, döne döne “Yâ Kahhâr”, “Yâ Müzill, “Yâ Müntakîm” esmalarını okuyun!
Gazze’yi hatırlayın! Çünkü insan olma ve insan kalma mücadelesinin öznesine Gazze bulunuyor.
Gazze’yi hatırlayın!
Gazze’yi hatırlayın! İnsanlık, kudretullah’a dokunan bu soykırımda ya haktan yana, ya zulümden yana, ya adaletten yana, ya savaştan, ya barıştan yana olacaktır!
Gazze’yi hatırlayın! Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı gündemimize getiren Sezai Karakoç’a kulak verin: “Ben ağıt yazmayı sevmem, Ölümden değil dirilişten yanayım. Ölümden değil ölüm sonrasından yana. Ağıt yazmaktan değil mevlüt yazmaktan yana.”
İbrahim Ethem Gören/13.01.2025 Yazı No: 643