Bugün, bir iletişim Dr. gözüyle kültür/sanat/eğitim dışında, günlük hayatımızı doğrudan etkileyen 'siyasi durum' ile ilgili bir yazı yazmaya çalışacağım.
Sn.Cumhurbaşkanı, Kızılcahamam`da
'Buradaki çalışmalarımızda şunu gördüm fitne bayağı egemen... Fitnenin egemen olduğu yerden de ne hayır ne bereket çıkar.' demiş.
https://www.iha.com.tr/haber-cumhurbaskani-erdogandan-fitne-uyarisi-805116/
Rahmetli A.Türkeş, 15.04.2012`de attığı tweette 'Türk milletine Bizans tan geçen bir hastalık vardır gevşeklik, laubalilik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, birbirini beğenmemek, sır saklayamamak, rastgele laf söylemek.
Bu hastalık sizde var. Bu hastalığı tedavi etmeniz lazımdır. Bu hastalığı tedavi etmezseniz, kendinize yol seçiniz. Milliyetçi harekette bir saniye daha fazla kalmayınız.
Benimle dava arkadaşlığı edecekseniz herşeyden önce vasıflı Türk olmaya mecbursunuz. Türk milletini batıran, Bizans ı batıran, Osmanlı imparatorluğunu batıran hastalık budur.' demiş. Demek ki, hastalık imkan verince hemen nüksediyor, bir nevi  'toplumsal  hastalık; '
Fitne
1. karışıklık, kargaşa, geçimsizlik, huzursuzluk.
2. arabozucu, karıştırıcı, fitne çıkaran (kimse) demek;
Köşe yazarı Süleyman Özışık, son yazısında, AK Parti`de  gelenlerin gidenleri arattığını söyleyerek '...Her ilde ve ilçede gerek milletvekilleri gerekse belediye başkanları, yönetebilecekleri ya da birlikte iş yapabilecekleri adamları tercih ederken milletin tercihini göz ardı ediyor...' demiş.
Ve, Sn.Erdoğan`ı uyarmak, yapılan hataları duyurmak lazım diyor;
İstanbul seçimleri dahil (ilk ve son) sohbetlerde/konuşmalarda/tweetlerde ağırlıklı olan/paylaşılan konuları bir araya getirmeye çalıştım. Sonra, üzerinde %90 birlik sağlananları maddeleştirdim.
Zaten köşe yazarlarının yazdıklarını da görebileceksiniz. Mesela Abdurahman Dilipak`ın nerdeyse son bir yıldır AK Parti`yi uyaran yazıları, Süleyman Özışık`ın (01.10.2019) 'AK Parti bu hataları nasıl yapıyor?', (7.10.2019) 'Erdoğan`ı uyarabilmek!', Cem Küçük`ün (29.09.2019) 'AK Parti içi kavganın kimseye faydası yok', (07.10.2019) 'Söylem üstünlüğünü kaybettik', Abdulkadir Selvi`nin: (07.10.2019)  'Erdoğan`dan satır arası kritik mesajlar', (20.09.2019) 'Erdoğan, parti içi tartışmalar için ne dedi?',
Orhan Uğuroğlu`nun (09.10.2019): 'Erdoğan ı kızdıran fitneler' başlıklı yazılarını örnek verebiliriz.
 
Bakınız, ortaya nasıl bir sonuççıkıyor?
Anlaşılamayanlar
Kendi MV, bazı kişilerin rektör olarak atanmaması için yazı yazıyor, TV`de uyarıyor, ama o kişi atanıyorsa,
Kurumlarda,  huzursuzluğun sebebi  liyakatsız atamalarsa,
Bakanların, Bakan Yardımcılarının, YÖK Başkanının, DİB Başkanının değişeceği söyleniyor ve sorulan sorulara 'zamanı gelince yaparım' cevabı veriliyorsa,
İlk duyumlarda çok tepki verilmesine rağmen, Prag Büyükelçiliğine Egemen Bağış atanıyorsa,
Ü st Kurul üyeliklerine liyakatlı isimler yerine, aynı görüşte söylem yapanlar atanıyorsa,
Bir döneme imza atan Bülent Arınçve diğer isimler, üst kurul üyesi atanıyorsa,
Yiğit Bulut v.b. isimler, CB Başdanışmanı olarak göreve devam ediyor, Prof.Dr. Burhan Kuzu`nun söylemleri ve tweetleri ile sürekli zorda kalınıyorsa,
'Ekonomi iyi gidiyor, mükemmel, tünelin ucunu gördük v.b.' denilmesine rağmen günlük hayata zamlar giriyorsa,
Başta 3600 ek gösterge olmak üzere, tüm ek göstergeler, akademisyenler dahil, hiyerarşi gözetilerek düzenlenemiyorsa,
Kamuoyu desteğine sahip EYT`lilerin bitmek bilmeyen sorunları çözülemiyorsa,
Soma işçileri 5 yıldır tazminatlarını alamıyorsa,
7100 sy.yasa ile eski Y.Doç.ler mağdur ediliyor, unvanlarından Doç. kaldırılıyor ve liyakatlı-üreten-çalışkan Y.Doç.ler, bir kereye mahsus Y.Dil boyunduruğundan kurtarılıp Doç. olamıyorsa,
Y.Dil (Ü DS) sorularını çalarak, elde ederek kazanan ve Doç./Prof. olanların soruşturmaları hala sonuçlanamıyorsa,
Fatma B.Sayan, Merve Kavakçı, Ebubekir Şahin,  Fatmanur Altun v.b. gibi şanslı aile bireyleri hep üst makamlara atanıyorsa,
Ak Parti`li bir  Belediye Başkanı, vatandaşa: Sizi adam yerine koyup elinizi sıkıyorum diyor ve parti içinden ses çıkmıyorsa,
AK Parti, adına TV`larda  konuşan gazeteciler, eski MV, bir kere dahi 'haklısınız, şurada yanlış yaptık,şöyşe olsaydı daha iyi olurdu, özür dileriz' demiyorsa,
Millet görev beklerken, bir kişiye 2-3 görev tevdi ediliyorsa,
Toplumun ekonomik krizin sorumlusu gördüğü, söylemleri ile rahatsızlık duyduğu  Bakanlar değiştirilemiyorsa,
Bazı isimleri atamak için 'rektörlük kriterleri' değişiyor, 'liyakat' öteleniyor, ama yine memnun kalınamıyorsa,
Liyakatlı Bakan/Bakan Yard. atanacağı 'Kültür Bakanlığı' bağımsız yapılamıyorsa,
Kültür Bakanlığı bağımsız olduğu zaman da, ilgisiz isimleri Bakan/Bakan Yard.  atayıp,  yine 'istediğimiz seviyede değiliz' deniyorsa,
17 yıldır popüler bir sanatçı grubunu yanına alıp, diğerleri önemsizleştiriliyorsa,
Özel hayatlarıyla Ak Parti görüşüne yakın olmadığı bilinen, ama öyle görünen kişilere TRT Müzik, CRR, Kültürel Etkinlikler kapısı açılıyor, alan sanatçıları kendilerine  yer bulamıyorsa,
Cemaatlerin denetimi, devlet içinde yapılanmaması ile  ilgili bir gelişme sağlanamıyorsa,
Devletine güvenip, yurt dışına eğitime giden akademisyenlerin, Denkliklerini kaldırıp, 60.000 mağdur yaratılıyorsa,
AK Parti tabanının, toplantılarda sordukları sorulara MV`leri cevap veremiyor, duymamazlığa veriyor veya kaçıyorsa,
Son İstanbul depremi dahil, her eleştiriye 'sert, nobran, suçlayıcı' ifadelerle cevap veriliyor, ötekileştiriliyor, 'hatalarımız varsa telafi edeceğiz, sorumluları ortaya çıkaracağız' denmiyorsa,
Atamayla gelenlerin, 'beni Cumhurbaşkanı atadı' deyip 'fütursuzlaşıyor, kanunsuz  uygulamalara giriyor', çalışanlarına 'mobbing' uyguluyor  ve 'yönetmelikleri' deliyorsa,
İstanbul seçimlerinin tekrarında, kimse ceza almıyor ve yapılan söylemlerin gerçek olmadığı anlaşıldığında bir özür yerine, duymamazlığa veriliyorsa,
AK Parti MV, Numan Kurtulmuş, 'önce oy verin, sonra ; ' dediği halde, hala tövbe istiğfar etmiyor, özür dilemiyorsa,
İstanbul seçimlerinin yenilenmesinde 40 milyon TL`nin boşa  harcandığı anlaşıldığı halde, bir söylem geliştirilmiyorsa,
İstanbul seçimlerinin ardından, MHP ve AK Parti yönetiminin, 'hiçbir şey olmamış gibi' davranması ile, tabanda ciddi bir sorgulama fırsatı veriliyorsa,
Resmi işsizlik rakamı 4 milyonu geçiyorsa,
Haydarpaşa Garı ihalesinde, İBB eski çalışanı, bir maaşlı kişinin üzerinden ihaleye giriyorsa ve bu AK Parti ve MHP MV ve hükümet yanlısı köşe yazarlarınca destekleniyorsa,
Fitne çıkarmaya gerek var mı?
İstifa edenlere, muhalefete, yeni parti kuranlara kızmaya gerek var mı?
Malzemeler hazır!...
Olgunlaştırılmış!..
Ortam zaten oluşmuş!..
Siyasi gelişmelerin, bu bakışla da değerlendirilmesini diliyoruz.
Ayrıca Barış Pınarı Harekatı sonrası, ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmaların günlük yaşantıdaki yukarda sayılan olumsuzlukları giderip gideremeyeceği de  zamanla anlaşılacaktır. Çünkü, 'milli bir  askeri harekat' heyecanı bitince, -doğal olarak-  yaşanan gerçekler ve ekonomik yaşam sorunları öne çıkacaktır. Yeni 'vergi yasası paketinin' TBMM Başkanlığı na sunuldu,ama kabul edilmesi sıkıntı yaratacak...
(Son kamuoyu-Metropol-  araştırması: 'Barış Pınarı Harekatı AK Parti nin oyunu bir miktar arttırabilir',
'Vatandaşın mevcut ekonomik şartlarda seçim falan düşünecek hali yok', 'Kurulacak partiler belirleyici olur.Kurulacak partiler kimin yanında yer alırsa 50+1 e onlar daha yakın olur. ',
Not: CB Yardımcısı Fuat Oktay 'Külliye de Külliye; Külliye onu yapar, bunu yapar. Oysa, Külliyenin hiçhaberi yok. Herkes kendine çeki düzen versin. Artık herkesi takip edeceğiz.' demiş. Çok geçkalınmadı mı? Ve, yukardaki maddelerle çelişmiyor mu?
Son haber: Sn.Erdoğan uyarmış 'Şudur budur gibi mazeretler istemiyorum!' Revizyon söylemlerinin artması üzerine, yeni sistem nedeniyle milletvekillerinin ulaşamadıkları, taleplerini iletemedikleri şikâyetlerine neden olan Bakanlar, milletvekillerine bir yazı göndererek taleplerini iletmelerini istemiş.
Demek ki, sorun varmış!..