Şehitlerimiz sessizce haykırıyor.
Kahramanlar var memlekette.
Devleti için gerektiğinde hiç düşünmeden seve seve canını veren onlar.
İsimleri pek bilinmez.
Milli İstihbarat Teşkilatı'mızın gizli kahramanları. Büyük özveri ile görevlerini ifa ediyorlar.
Kimi zaman ailesinden, kimi zaman sevdiklerinden, kimi zaman sağlığından feragat ederek görev yapan MİT mensuplarımızı kutlarız. Ayaklarına taş değmesin.
97 yaşına ve daha da eskilere giden şanlı tarihleri var.
Eksen Biz’iz
Türkiye ekonomik, siyasi ve askeri olarak küresel güç rekabetinin tam merkezinde.
Krizlerin çoğu ülkemizin hep yakın çevresinde. Etrafımız adeta bir ateş çemberi.
Hem ülkemizi büyütmenin hem de devletimizin güvenliğini sağlamak hedef.
Belirsizliğin arttığı bu dönemde ülkemiz askeri, diplomatik ve istihbari alandaki başarıları yükseldi.
Gelinen aşama net:
"Masada ve sahada güçlü Türkiye"
Türkiye küresel satranç tahtasında oyun kurucu bir aktör.
Etkin güç konumunu günden güne pekiştirdi.
Abd dışişleri bakanı diyorki ; Türkiye savaşın bölgeye yayılmaması için nüfusunu kullanacak.
Masada ve sahada güçlü Türkiye artık tüm unsurları ile birlikte gerçeğe dönüştü.
Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'dan Amerika'ya dünyanın farklı kıtalarındaki pek çok devlet adamı bu gerçeği dile getiriyor.
Almanlar etraflarında, İtalyanlar Afrikada, Fransızlar savunma sanayiindeki Türkiye eksenini ister istemez övmeye başladı.
Son dönemde ülkemizin küresel siyasette artan varlığı ile ilgili kimi husumetten, kimi hayranlıktan, kimi de tamamen hasetlikten kaynaklanan pek çok haber, makale ve kitap yayınlanıyor.
Yalan yanlış olanlara da karşılık hızla veriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan diyorki;
“Ülkemizde bir eksen kayması yaşanmamış bilakis uzun arayışlardan sonra ülkemiz asıl eksenini bulmuştur. Bu eksenin adı da Türkiye eksenidir.”
Eskiden olduğu gibi başkaları ne der kaygısı ile hareket edilmemeli.
İç ve dış siyasette her karar her politika tamamen Türkiye eksenli. Milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa Türkiye'nin neye ihtiyacı varsa kimin ne dediğine bakmadan yapılıyor.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis diyorki (Türkiye'nin ABD'den F-16 satın alma talebine ilişkin) "F16’ların Türkiye’ye satışını etkileyecek imkana sahip değiliz".
Doğru zamanda doğru adımlarla ülkenin çıkarlarını, gerek diplomasi, gerekse askeri sahada cesaretle savunma stratejisi hayatta.
Suriye'nin kuzeyine yönelik askeri operasyonlara bakın.
Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe Harekatlarımıza bakın.
Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte Karabağ'ın özgürlüğüne kavuşturulmasına bakın.
Kadim bağlarımızın olduğu Libya'nın meşru hükümetine verilen destek vs. Ege'den Karadeniz'e ve Doğu Akdeniz'e kadar mavi vatanımızı koruma noktasında ortaya koyduğumuz güçlü irade bunlardan biri.
"Ülkemizin farklı sahalarda elde ettiği kazanımlar tesadüfi değil"
Hiçbir başarı tesadüfi değilse ülkemizin farklı sahalarda elde ettiği kazanımların hiçbiri de tesadüf eseri değil. Bu başarıların tamamında Milli İstihbarat Teşkilatı'mız başta olmak üzere ordumuzun, emniyetimizin, hariciyemizin, kamu diplomasimizin ve diğer kurumlarımızın emeği, mücadelesi var.
Güvenlik kurumlarımızın eşgüdüm ve işbirliği içinde çalışmasını bu nedenle önemsiyorum.
"Güvenlik konseptlerinde köklü değişimlerin yaşandığını görüyoruz"
Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte dünyada taşlar yerinden oynadı. 21. Yüzyılda jeopolitik giderek daha fazla öne çıkmaya başladı.
Artık güvenlik konseptlerinde de köklü değişimlerin yaşandığını görüyoruz.
5-10 yıl öncesine kadar savunma harcamalarını israf gören, kamu bütçesine yük gören devletler son 1-2 sene içerisinde adeta silahlanma yarışına girdi.
Ülkeler arasında imzalanan güvenlik ve askeri işbirliği anlaşmalarının sayısı her geçen gün artıyor.
Türkiye bu riskleri çok erken fark eden savunma kapasitesine yatırım yapmaya çok erken başlayan ülkelerden.
Türkiye savunma sanayii, SİHA ve kritik altyapı teknolojilerinde kendine yeterli caydırıcı ve önleyici bir güç merkezi olmak için kuantum sıçraması yaptı,birçoğuna göre tüm ezberleri bozdu.
Güçlü ve dirençli bir Türkiye'nin bölge ve dünya barışı için vazgeçilmez olduğunu artık anladılar.
Sıra masa-saha denklemi gibi gönülleri - zihinleri kazanmakta.
