“Balıklara yüzme, kuşlara uçma ödevleri vermelisin!”
Ödev vermek bir sanat icra etmek gibidir. Hem öğretsin hem eğlendirsin hem de hayata ve okula dair bir şeyler kazandırsın. Elbette her ödev bu sayılanları sağlayamaz ancak genel çerçeve bu minvalde olursa tadından yenmez. İşte o zaman “ödev vermek” bir sanat olarak değerlendirilebilir.
Göreve yeni başlayan bir öğretmen için ödev verme süreci adeta bir cambazlık gösterisidir. Öğrencilere verilen ödevlerin miktarı ve niteliği hem öğretmenin otoritesini hem de öğrencilerin öğrenme süreçlerini doğrudan etkiler. İşte bu noktada, dengeyi kurmak, ödevin amacını doğru belirlemek ve düzenli geri bildirim sağlamak büyük önem taşır.
Ödevler, sınıfta öğrenilen bilgilerin tekrar edilmesi ve pekiştirilmesi için bir fırsat sunar. Aynı zamanda, öğrencilerin sorumluluk duygusunu geliştirmelerine ve disiplin kazanmalarına yardımcı olur. Ancak, ödev miktarını doğru ayarlamak bu sürecin en kritik noktasıdır. Dikkat edin! “Ödev miktarı çok önemlidir.”
Çok fazla ödev vermek, öğrencileri adeta bir yük arabasına dönüşmelerine neden olabilirken, çok az ödev vermek de yeterli pratik yapma imkânı sunmayarak eğitim sürecini aksatabilir. Bu nedenle, öğretmenlerin ödev verirken dengeli olmaları şarttır. Çok fazla ödev vermek öğrencinin başarısını arttırmaz aksine sorumluluk almaktan kaçmalarına sebep olabilir.
Öğrencilere verilen ödevlerin amacı ve faydaları net bir şekilde açıklanmalıdır. Her öğrencinin farklı öğrenme hızına ve kapasitesine sahip olduğunu unutmadan, ödevlerin öğrencilerin seviyesine uygun olarak verilmesi gerekir. Kişiye özel ödev gibi düşünebilirsiniz. "Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz." Balık yüzmekle ilgili; kuş uçmakla ilgili ödev alabilir. Balıkları ve kuşları lütfen karıştırmayalım! Her ne kadar eğitim sistemi bizi buna zorlasa da siz doğru ve ideal olana yönlendirin.
Örneğin, matematik dersinde verilen problem çözme ödevleri, öğrencilerin konuyu pekiştirmesine yardımcı olurken, edebiyat dersinde verilen okuma ve kompozisyon yazma ödevleri, dil becerilerini geliştirmelerine olanak tanır. Ödev verirken sadece kendi dersinizin ödevi varmış gibi bir düşünceye sakın ola kapılmayın! Bu sizin ödev verme alışkanlığınızı olumsuz etkileyecektir.
Ödevlerin düzenli olarak kontrol edilmesi, öğretmenin otoritesini pekiştiren bir diğer önemli faktördür. Düzenli kontrol edilmeyen ödevler, öğrencilerde disiplinsizlik ve ilgisizlik yaratabilir. Ödevlerin kontrol edilmesi kadar, geri bildirim verilmesi de önemlidir. Öğrenciler, yaptıkları ödevler hakkında geri bildirim aldıklarında hatalarını görme ve düzeltme fırsatı bulurlar.
Ayrıca, olumlu geri bildirimler, öğrencilerin motivasyonunu artırarak daha iyi çalışmalarını teşvik eder. Kısacası bakamayacağınız ödevi vermeyin. Sayfalarca ödev veren meslektaşlarımıza zaman zaman rastlıyoruz. Lütfen empati yapmayı da ihmal etmeyelim! Öğrencilere taşıyabilecekleri kadar yük yükleyelim.
Öğretmenlerin ödev verirken farklı, ilginç sıra dışı olmaları, öğrencilerin ilgisini canlı tutar. Proje tabanlı ödevler, öğrencilere konuyu derinlemesine araştırma ve farklı düşünme fırsatı sunarken, araştırma ödevleri ise onların bilgiye ulaşma ve analiz etme becerilerini geliştirir.
Örneğin, matematik dersi için öğrencilere “Bu hafta öğrendiğimiz üçgenlerin çeşitleriyle ilgili 10 farklı problem çözün ve çevrenizde gördüğünüz üçgen şekillerini fotoğraflayarak kısa bir sunum hazırlayın” gibi bir ödev verilebilir.
Bu tür ödevler, öğrencilerin hem konuya hakimiyetini artırır hem de günlük hayatla bağlantı kurmalarını sağlar.
Sadece 10 değil de 3 denilebilir belki. Ödevin içeriği güzel sayısı biraz fazla; o yüzden ince bir hesap yapmalıyız. Hem öğrenciye hem de diğer derslere de zaman kalmalı.
Öğretmen-öğrenci iletişimi, ödev sürecinin sağlıklı işlemesinde hayati bir rol oynar. Ödevlerin ne zaman verileceği, hangi konulardan olacağı ve ne zaman teslim edileceği konusunda açık ve net bilgi verilmesi, öğrencilerin kafasındaki soru işaretlerini giderir.
Ayrıca, öğrencilerin ödevlerle ilgili yaşadıkları zorlukları paylaşmaları için bir ortam oluşturmak gerektiğinde destek sunmak, onların motivasyonunu artırır. Öğrencilere ödev yapma konusunda motivasyonlarını artırmak için ödevlerin önemini ve faydalarını anlatmak da etkili bir yöntemdir. Aşağıdaki ödev örnekleri motivasyonu arttıran ve farklı disiplinleri birleştiren ödevler olabilir.
“Salata yapma ödevi ve anlatımı ödevi”
“Patates kızartma ve sunum ödevi”
“Komşuyla röportaj ödevi”
“Çikolata ikram etme ve ikram edilen kişilerin gözlenerek bunun yazılı anlatımı ödevi”
“Sınıfta ve okulda karşılaştığınız sorunlar ve bu sorunlara çözüm ödevi”
…
“Eğitimdeki yenilikler ve öğrenci merkezli yaklaşımlar göz önüne alındığında, dijital öğrenme araçlarının ve internet kaynaklarının kullanımı teşvik edilmelidir-edilmeli midir?”
Evet, bu cümle tartışmaya açık aslında. Öğrencileri dijitalden uzaklaştırmak isterken bir taraftan da dijital ödevler vermek kulağa pek de hoş gelmiyor.
Ödevlerde dijital kaynaklardan faydalanarak araştırma yapmalarını istemek ve online sunum araçlarını kullanmalarını teşvik etmek, öğrencilerin teknolojiye uyum sağlamalarını kolaylaştırır. Ancak bunun çok az sayıda olması zannımca daha sağlıklı olacaktır. Yani tüm ödev sisteminin dijital olması birçok olumsuzluğu da beraberinde getirebilir. Ölçüyü kaçırmadan teknolojiden uzak kalmamaları adına az az verilebilir.
Öğrenme yolunun güzide yolcusu değerli meslektaşım,
Şu ana kadar yazdıklarımızın da özeti sayılabilecek aşağıdaki altın maddelere dikkat et! Bu maddeleri önce oku, içselleştir ve uygulamaya gayret et! Devamı gelecektir.
İşte o altın maddeler:
Ödev verme işi bir sanattır. Lütfen bu sanatın inceliklerini öğrenin!
Ödev cambazlık gösterisidir. Birkaç ipte oynayacak yetenekte olmalısın!
Ödevin niteliği sağlam, verilme nedeni çok net olmalı.
İyi ödev sorumluluk; kötü-dengesiz ödev sorumluluk kaybettirir.
Çok ödev daha çok öğrenme anlamına gelmez.
Ödevin her aşaması açık olmalı. Ödevi doğumundan ölümüne planlamalısın.
Ödevin kontrolü maaşınızın yatıp yatmaması kadar önemlidir
Ödevde geri bildirim candır, gerisi boş heyecandır!
Ödev empati için somut bir araçtır. Arada bir empati yapmayı ihmal etmeyin!
Teknoloji ödevlerinin az ve etkili olması önemlidir.
Ödev korkutma ve tehdit aracı olamaz.
Sonuç olarak, yeni bir öğretmen olarak ödev verme sürecinde dengeyi sağlamak, düzenli geri bildirim vermek ve öğrencilerle etkili iletişim kurmak, hem öğrencilerin akademik gelişimine katkıda bulunur hem de sınıfta düzen ve otoriteyi sağlar. Öğrencilerin öğrenme süreçlerini destekleyen bu maddeler, eğitim hayatının ilk adımlarında öğretmenler için sağlam bir temel oluşturabilir.
Yaşadıkça ve tecrübe ettikçe çiçeklerin üç saatte açmadığını, tavukların doğmadan uçmadığını ve öğretmenliğin sadece kitaplarda yazılanlarla öğrenilmediğini anladık.
Anladıklarımızı, yaşadıklarımızı kelimelerle, cümlelerle, bazen kısa bazen uzun paragraflarla aktardık.
Sofra sizler için hazırlandı! İstediğiniz paragraftan beğendiğiniz kadarını tüketebilirsiniz vesselam!