Baktığım her şeyde yüzünü görmek, dolaştığım sensiz sokaklarda hüzün adımlamak, kahır yudumlamak  bir takıntı mı yoksa? Yoksa ben seni sevmek yerine, alışkanlıklarıma mı esir oldum, saplantılara mı düştüm. Sebebi belli olmayan hastalıklara mı yakalandım. Aman Allah ım, düşüncesi bile korkunç. 
İyi de, ben seni hep sevdim, hiçnefret etmedim ki. Hep özledim, hiçkin duymadım ki. sana zarar gelmesin diye çırpınıp durdum. Şefkat doluydum hep sana karşı. Sabırla bekledim, acılara göğüs gerdim. Hiçnefret yer almadı yüreğimde. Hiçbir hesap yapmadım gülüşlerini toplayıp gidişlerinden çıkarmadım, bölmedim yüreğimi senden başkasına.  Al gülüm ver gülüm kelimeleri girmedi lügatıma, Bir adım gelirsen sana dönerim, demedim hiç. Sen ışıktın, ben pervane. Etrafında dönen bendim hep. Sevginle bağlandım her şeye, herkese canlıya, cansıza, hayata, hayat verene, evrene.
Affedebilmeyi, sabredebilmeyi, vefayı öğrendim, kılı kırk yaran incelikte hoşgörülü olmayı öğretti sevgin bana. O kadar kaplamışsın ki içimi, sevgim o kadar büyümüş ki, bir dirhem yer kalmamış bu yürekte saplantılara, takıntılara. 
Yüreğime takılan sensin sevgili, takıntı değil.