`height=

Milli takımın son yıllardaki karnesi için geçer not vermek mümkün değil. Galatasaray ve Beşiktaş performansı nedeniyle hangi büyük takımımız teknik direktör arayışına girse ilk akla gelen isim olan Mircea Lucescu efsanesini bile milli takımda geçirdiği iki sezon sona erdirdi. Böylesi bir ortamda milli takımın başına geçen Şenol Güneş`in öğrencileri Arnavutluk deplasmanında 2-0`lık galibiyet elde ederek kalbi Türkiye için atan bizlere yeniden umut verdi. Güneş galibiyet kadar önemli olan bazı hamleler yaptı. Bunlardan bir tanesi Burak Yılmaz gibi, Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül gibi deneyimli isimleri Merih Demiral, Zeki Çelik, Dorukhan Doköz gençisimlerle harmanlayarak takımda gençlik ve tecrübe dengesini kurdu. Muhtemelen Moldova maçından sonra oynanacak milli maçta futbolu bırakmış olacak Emre Belözoğlu sırf onore edilmek için takımda olmadığını sergilediği futbolla gösterdi.

`height=

Güneş, akılcı ve adil tercihler yaptı

Ligin en formda kalecisi olmasına karşın Lucescu döneminde kadroya bile davet edilmeyen Mert Günok`a kaleyi teslim etmek Şenol Hocanın bir başka artısı oldu. Hak eden 'yaşı ve milli takım geçmişi ne olursa olsun yer bulur' mesajı verdi hoca. Maça gelirsek rakibe pozisyon vermeden kazanmış olmamız Şenol Güneş`in rakibi iyi analiz ettiğinin göstergesi. Çok istediği milli takıma iyi hazırlanmış hoca. Umarım hep böyle devam eder. Arnavutluk karşısında alınan 3 puanın bir başka önemi anahtar olabilecek bir galibiyet olması. Arnavutluk grubun favorisi değil ama belirleyici ekibi. Grupta son şampiyon Fransa bir mucize olmazsa maçları lider tamamlar. İzlanda, Türkiye ve Arnavutluk 2. sıra için favori ekipler. Andorra grubun puan alması bile mucize sayılacak takımı. Moldova ise Andorra`nın üstünde tamamlar grubu. Belki üstteki takımlardan bir iki puan alır dahası olmaz. Arnavutluk galibiyeti ile direk bir rakibimizi altımıza almış olduk. İzlanda ve Fransa`nın Arnavutluk deplasmanında puan kayıpları yaşaması halinde bu galibiyetin önemi daha da artacak. Maçın ardından Arnavutluk`un İtalyan Christian Panucci`nin görevine son vermesi Balkan ekibinin ne tür bir hayal kırıklığı yaşadığının göstergesi. Bugün oynayacağımız Moldova maçından da 3 puanla ayrılacağımızı düşünüyorum. Bu güzel başlangıca rağmen yolumuzun uzun olduğunu ve bu zorlu yolda Şenol Güneş ve millilerimize destek olmamız gerektiğini unutmayalım. Yeniden yapılanan milli takımımız olası kriz anlarında kamuoyu desteğini hep yanında hissetmeli.

Taraftar milli ruhla takıma sahip çıkmalı

Şenol Güneş`in kadro, taktik, analiz, saha sonuçları kadar yapması gereken hayati önemde bir şey daha var. Ancak bunu tek başına yapması mümkün değil. Federasyonun, yorumcuların, kulüp yöneticilerinin ve taraftarların da katkı yapması gerek. Birçok alanda yitirdiğimiz birlikteliği milli takım konusunda da zayıflattık. Futbolun paydaşlarının katılımıyla yürütülecek iyi bir halkla ilişkiler çalışması ile milli takım taraftarlığı bilinci yeniden oluşmalı. Tuttuğu takım formasıyla milli maça gelen taraftar, taraftarlığı aşamayıp rakip futbolcuyu milli forma altında ıslıklayan seyirci, futbolcum sakatlanabilir diye milli takıma göndermek istemeyen kulüp yöneticisi, milli takımı ego alanına çeviren, prim pazarlığı yapan futbolcu ile başarı elde edemeyiz. Bütün bu davranışlardan uzaklaşmamız gerek. Unutmayalım Allah`tan sonra milli takım gelir. Milli takım hepimizin takımı ve bütün kulüp takımlarımızın üstünde. 

`height=

Liverpool şampiyon olmasın!

Liverpool şehrinin iki takımı Liverpool FC ve Everton ın rekabeti 122 yıllık geçmişe sahip. Merseyside derbisi olarak da adlandırılan Liverpool-Everton maçlarında benzer büyük rekabetlerin aksine şiddet ve nefret bulamazsınız. Yüzyılı aşan rekabette karşımıza çıkan dostane mücadele eden ama rekabet ortamını sonuna kadar soluyan, bundan keyif alan ve renklerine aşık iki kulüp ve taraftarı olur. Dünya çapında popülaritesi ve sportif başarıları daha fazla olan taraf Liverpool olsa da seyirci sayısı daha fazla olan Everton`dır. Böylesi güzel ve köklü rekabetin tarafları fırsat buldukça birbirine gönderme yapmayı ihmal etmez. Tıpkı futbol yaşamını Amerika`nın DC United kulübünde sürdüren Wayne Rooney örneğinde olduğu gibi. Everton altyapısından yetişen golcü futbolcu Premier Lig`de hangi takımın şampiyon olacağına ilişkin soruya, 'Umarım M.City şampiyon olur. Liverpool 2005 yılında Şampiyonlar Ligi`ni kazandı. 15 yıldır konuşup duruyorlar. Eğer bu sene şampiyon olurlarsa 15 yıl da bununla övünürler. Bir Everton taraftarı olarak bunu yaşamak istemiyorum' sözleriyle çok uzaklarda olsa da rekabeti yoğun yaşadığını gösterdi.

`height=

Terim ders verdi

Türk futbolunun çok sevilen bir o kadar da tartışılan isimlerinden biri Fatih Terim`dir. 50 yıla yaklaşan futbol serüveninde hocanın çok fazla yüzünü gördük. Terim, zaman zaman babacan, zaman zaman egolu, zaman zaman hırçın ama sürekli kazanmayı isteyen, çok çalışan, kendini sürekli yenileyen, çıtayı daima en yukarı koyan bir profil sergiledi. Yıldırım Demirören federasyonunun görevine son vermesinin ardından Fatih Hoca belki kariyerindeki en yoğun eleştirildiği dönemi yaşadı. Spor yazarları, milletvekilleri yargıya başvurarak hak etmediği parayı istediği gerekçesiyle hocayı 'paragöz' olmakla suçladı. Oysa olan sözleşme gereği hakkını istemekten başka bir şey değildi. Bu süreçte sessizliğini koruyan Terim, mahkemenin sonuçlanıp tazminat miktarının kesinleşmesinden sonra avukatı Rezan Epözdemir aracılığı ile tazminat hakkı olan 6 milyon lirayı Çocuk Esirgeme Kurumu`na bağışladığını açıkladı. Epözdemir, Fatih Terim`in bağış kararını yargıya başvurduğunda verdiğini ancak mahkemeyi etkilememe adına bu kararı gizli tuttuğunu söyledi. Meclis kürsüsünden, gazetedeki köşesinden, sosyal medya hesabından, kahvehane sohbetlerinden kendisine yargısız infaz yapanlar hocanın bu davranışı karşısında utanmışlar mıdır bilinmez. Ama hocanın ahlak dersi verdiği kesin. Linçmeraklıları bu dersten faydalansın, öğrenmenin yaşı yoktur. 

`height=

Cezayı aldıran ibra edildi önleyen edilmedi

Galatasaray`ın olağan genel kurulunda uzun süre tartışacağımız bir sonuççıktı ve yönetim mali yönden ibra edilirken, idari yönden ibra edilmedi. Tüzük gereği bir ay içinde Mustafa Cengiz başkanlığındaki yönetimini seçim kararı alması gerekiyor. İbra edilmemenin nedeni, bir liseli operasyonu olup olmadığı, Başkan Cengiz`in ibra edilmeme karşısında ne tür bir hamle yapacağı önümüzdeki günlerde netleşecek. Kesin  olan şampiyonluk şansı süren futbol takımının bu belirsizlik ortamından olumsuz etkileme olasılığı. Aynı genel kurulda Dursun Özbek yönetiminin ibra edilmiş olması ise GS üyelerinin adalet anlayışını sorgulattı bana. Mustafa Cengiz yönetiminin golcü transferi başta olmak üzere eleştirilecek tarafı çok. Ancak aynı genel kurul üyeleri tarafından birkaçay önce yeniden başkan seçildi. Bu kadar kısa sürede ne yaşandı da üyeler böylesi fikir değiştirdi? Ayrıca UEFA ile yapılan FFP anlaşmasına aykırı harcamalar yaparak kulübü Avrupa Kupaları`ndan men cezası alma riskine sokan Dursun Özbek ibra edilirken, önce UEFA`yı ikna edip ardından da mali kriterlere uyarak kulübü cezadan kurtaran Mustafa Cengiz ne tür bir değerlendirme ile ibra edilmez anlamakta güçlük çekiyorum. Bir başka tuhaf durum ise 25 milyon taraftarı olan bir kulübün kaderinin 358 üyenin kararıyla belirleniyor olması. 

`height=

Luke Walton Staples Center`da misafir

LeBron James transferi ile taraftarında heyecan yaratsa da kimse bu sezon Lakers`ın şampiyon olmasını beklemiyordu ancak yetenekli gençlere LeBron`un eklendiği kadronun playoff dışı kalması da tahmin edilemeyen bir durumdu. Uyumlu bir kadronun kurulamamış olması, Lebron`un sakatlığı, Anthony Davis`in takas sürecinde takımın neredeyse tamamının gözden çıkarılmış olmasının basına yansıması Lonzo Ball, Ingram, Kuzma gibi gençbasketbolcuların düşüş yaşamasına neden oldu. Bütün bu etkenler sonucu Lakers sezonu erken kapatacak. Aslında bu başarısızlığın Başkan Magic Johnson, genel menajer Rob Pelinka gibi başka sorumluları da var ama fatura ilk etapta KoçLuke Walton`a çıkacak. Babası eski bir Celtics efsanesi Bill Walton olmasına rağmen oyunculuk kariyerinin büyük kısmını Lakers oyuncusu olarak Staples Canter`da geçiren, taraftar arasında da çok sevilen Walton büyük beklentilerle başladığı Lakers macerasına sezonun bitimiyle birlikte son verecek. BirkaçNBA takımından teklif alan gençkoçun yeni sezonda da NBA`de sahne alması yüksek olasılık. Lakers`ın yeni koçu ise biraz da LeBron`un kimle çalışmak isteyeceğine bağlı. James`ın geçmiş tavırlarına bakarsak genç, deneyimsiz ve ona koçluk yapma yerine onu dinleyecek bir ismi isteyeceği yüksek olasılık. Bu isim Cavaliers günlerinde olduğu gibi Tyron Lue veya ona benzer bir  koçolabilir.