`height=

Gazi Ü niversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi Ana Bilim Dalı  Öğretim Ü yesi, Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU ile söyleşimize devam diyoruz..

AY: 'Okul öncesi eğitim' çok önemli diyorsunuz. Neden?

CEMALOĞLU: Okul öncesi eğitimle ilgili uluslararası göstergeler incelendiğinde,   Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı`nın (OECD) 'Bir Bakışta Eğitim' Raporunun 2014 yılı verilerine göre, Türkiye`de üçyaşındaki çocukların %8`i, dört yaşındaki çocukların %32`si ve beş yaşındaki çocukların %43`ü okul öncesi eğitime kayıt olmuştur. Bu rakamlar OECD ülkeleri ortalamasıyla karşılaştırıldığında, arada oldukça büyük bir fark olduğu görülmektedir. OECD ülkeleri ortalamasında bu oranlar, sırasıyla %71, %86 ve %81 düzeyindedir. Türkiye`de kaydedilen oranlar, OECD ülkeleri içinde açığa çıkan en düşük oranlar olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca, okul öncesi eğitimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, Türkiye için %17 olarak tespit edilmiştir. Bu oran OECD ülkeler genelinde ise %14`tür. OECD verileri, Türkiye`nin okul öncesi eğitimde parlak bir karneye sahip olmadığını göstermektedir.  Eurydice`ın, 32 ülke ve 37 eğitim sistemini kapsayan, 'Avrupa da Erken Çocukluk Eğitimi ve Bakımına İlişkin Temel Veriler' 2014 raporuna göre, Avrupa ülkelerinde, üçyaşındaki çocukların okul öncesine katılım oranı %82 ve dört yaşındaki çocukların eğitim programlarına (okul öncesi ve ilköğretim) katılım oranı %91 dir. Avrupa nın çoğu ülkesinde çocuklar üçyaşındayken merkez tabanlı okul öncesi eğitim programlarına katılmasına rağmen, erken çocukluk eğitim ve bakımı katılımı 4 yaşında zirvededir ve Avrupa Birliği üye ülkelerinde bu oran %87 ye ulaşmaktadır. Bu genel eğilimde bazı istisnalar vardır. Ü çyaşındaki çocuklar merkez bazlı eğitim programlarına Yunanistan, Türkiye, Lihtenştayn ve İsviçre de (katılım oranı %5 ten azdır) katılmamışlardır. Bu ülkelerin çoğunda, ISCED 0 olarak sınıflandırılan EÇEB programları normalde 4 yaşından küçük çocuklar için mevcut değildir. İrlanda, Hırvatistan, Malta, Polonya ve Finlandiya da üçyaşındakilerin yaklaşık %50 si okul öncesi eğitime katılmışlardır.

Nitelikli bireyler ve refah bir toplum için okul öncesi eğitime erişimin önündeki engellerin kaldırılması ve yaygınlaşmanın devamı için okul öncesi eğitimin yasal hak olarak kabul edilmesi ve zorunlu hale gelmesi, toplum temelli modellerin hayata geçirilmesi ve okul öncesi eğitim yatırımlarının okul öncesi çağ nüfusu dikkate alınarak planlanması,   atılması gereken önemli adımlar olarak görülmektedir. Polonya (%94) ve Yunanistan(%91) gibi ülkeler, okul öncesi eğitimi zorunlu yaparak, okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranlarını önemli ölçüde artırmışlardır. Ayrıca okul öncesi eğitimin 4-5 yaştan itibaren zorunlu olduğu diğer OECD ülkelerine (Macaristan, İsrail, Lüksemburg, Meksika, Hollanda, İngiltere ve ABD) bakıldığında da bu ülkelerin tümünde okullaşma oranlarının %90`ın üzerinde olduğu görülmektedir. Uzun sözün kısası, bir yıl okul öncesi eğitim alan çocuk, iş hayatında 7 yıl avantajlıdır. Özellikle Türkçe`nin iyi konuşulmadığı yörelerde, dezavantajlı aile çocukları için okul öncesinin zorunlu olması gerekir. 

AY: Teşekkür ederiz;

CEMALOĞLU: Ben de teşekkür ederim. 

; .