Türkiye hem iç hem de dış ihtiyaçlara uygun olarak dönüşüyor.
Hedef Türkiye Yüzyılı vizyonu.
Özündeyiz değişimin. Türkiye sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlarda dikkate değer ve kalıcı ilerlemeler kaydetti.
Her türlü vesayetten kurtulan Türkiye demokrasisi, işleyen kurumların desteğiyle güçlendi.
Şimdi yeni ve demokratik bir anayasa taslağı hazırlayarak bu demokratik kazanımları daha da sağlamlaştırma isteği var. Türkiye, hiç bir devletin olmadığı kadar terör örgütlerinin oluşturduğu tehditlerle içiçe yaşıyor.
Hudutlarına yakın çatışmalardan kaynaklanan güvenlik riskleri karşısında ataklar yapıyor.
Hayati önem taşıyan savunma teknolojisi ve yeteneklerinde önemli ilerlemeler kaydetti.
Güç, ayakta kalmayı getirdi.
İnsan onurunun ayrımcılığa uğramadan korunduğu “daha adil bir dünya” için çabalayan bir ülke konumuna geldi.
Türkiye'nin bölgesel ve küresel önemi gözle görünür şekilde arttı.
Türkiye sadece kendi güvenlik ve refahını güvence altına almanın ötesine geçti.
Gücümüz, çevremizde ve dünya çapında mazlumlara sağladığımız yardımlarda ortaya çıktı.
Türkiye Yüzyılı, Türkiye'nin güvenli ve büyük bir millet olarak durması….
Küresel çapta yapıcı ve etkili bir rol oynaması…
Hedeflerine giden ülkemiz kızıl elma’ya ulaşma çizgisini sürdürmektedir.
Not: Kılıç Buğra Kanat ile Burhanettin Duran’ın kaleminden çıkan (Genel Koordinatör/SETA Vakfı) Türkiye Vizyonu kitabını kutlarız, alıntıladığımız bazı bölümlerin tamamını inglizce olarak da okuyabilirsiniz kitapta.
Ayrıca;
Bu dönemde
küresel mekanizmalar sorunlara cevap verme konusunda ciddi problemler yaşıyor. Dünya kurumları ya da karar alma çevreleri ve mekanizmaları çalışmayıp çözüm de üretemiyor.
Ülkemiz daha önce kendisine biçilen rolden daha ileri, daha farklı ve daha güçlü bir noktada.
Bunu şurdan anlıyoruz:
Türkiye, içinde kalarak uluslararası hukukun sınırlarını zorluyor…
Uluslararası hukuka dayalı, kapsayıcı, adil bir yönetimin nasıl olabileceği, nasıl bir düzen kurulabileceği arayışı var. Ankara bu konuda sistem üretiyor.
Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) çok başarılı gündelik ve uzun süreli katkılara imza atıyor. Gündelik akışın dışına çıkmaya ihtiyaç var zaman zaman. Ülkemizin hayati sorunlarını çözme noktasında yaratıcı düşünce ve stratejik yaklaşım gerekiyor. Sam o nedenle düşünce kuruluşları ve üniversiteler ile dışişleri bakanlığımız arasında köprü olan bir kurum konumunda…
Dostumuz, Dr. Nuh Yılmaz’ı da (SAM Başkanı) ayrıca parantez açarak içtenlikle kutluyorum.
Son Not: Yazımız basıma hazırlandığı sırada Dışişleri Bakanlığı Bakan yardımcılıklarına, 3 sayılı cumhurbaşkanlığı Karamnamesinin 2 ve 3 üncü maddeleri gereğince Ayse Berris EKiNCİ ( Hanfendi eski Küba Büyükelçimiz ile Havana’da görüşmüş ve kendisine Che Castro Küba Değişimin Son Kalesi isimli kitabımı da hediye etmiştim), Nuh YILMAZ ve Burhanettin DURAN Atanmıştır.
(16 Mayıs 2024)
Bu noktada tüm yeni Bakan Yardımcılarımıza Hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum.