Neyzen Tevfik`e sormuşlar !! 

'Kimsin?'

'Hiç' demiş Hoca, 'Hiçkimseyim.'

Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:

...'Sen kimsin?'

'Mutasarrıf' demiş adam kabara kabara.

'Sonra ne olacaksın?' diye sormuş Nasrettin Hoca.

'Herhalde vali olurum' diye cevaplamış adam.

'Daha sonra?' diye üstelemiş Hoca.

'Vezir' demiş adam.

'Daha daha sonra ne olacaksın?'

'Bir ihtimal sadrazam olabilirim.'

'Peki, ondan sonra?'

Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:

'Hiç.'

'Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: 'Hiçlik makamında!'

Kısaca:
Ey iman edenler! Allah`a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak müslümanlar olarak ölün. Ali İmran 102

'Nefsini kötülüklerden arındıran (maddî ve mânevî kirlerden temizleyen) mutlakâ kurtuluşa ermiş onu kötülüklere gömen de elbette hüsrâna uğramıştır.' (eş-Şems, 9-10)

Ebû ʼl-Hasan Harakānî Hazretleri buyurur:

 

'Yüce mertebelere ulaşan Hak dostları, ihlâsla yaptıkları amelleri yanında, nefislerini de tezkiye ettikleri için yükseliyorlar.'[1]

DÜ ŞÜ RÜ LEN ANAHTAR

Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne anahtarını arıyormuş. Hanımı sormuş:

-Anahtarı nerede düşürdün bey?

-Be kadın, nerede düşürdüğümü bilsem hiçarar mıyım?

KISACA:
NAHL SURESİ: 75 - Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiçbunlar eşit olur mu? Bütün hamd Allah a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler.
İsra suresi 36 - Bir de hiçbilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.

CEHENNEME GİRECEK İŞLER 

Dini bütün geçinen bir dostu Neyzen Tevfik e sorar: 

'Beni tanırsın. 

Cennetin anahtarı sende olsa beni oraya almaz mıydın?' 

Neyzen, karşısındakini baştan aşağı şöyle bir süzdükten sonra gülümser: 

'Bende cennetin değil de cehennemin anahtarı olsaydı senin için daha hayırlı olurdu.

Belki seni oradan çıkarırdım...'

KISACA:
Kendilerini (övgüyle) temize çıkaranları görmedin mi? Hayır Allah, dilediğini temizleyip yüceltir. Onlar, bir hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar bile haksızlığa uğratılmazlar. (NİSA SURESİ /49)

Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin. (İsra suresi  37)

Hem insanlara karşı avurdunu şişirme (kibirlenme) ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez. (Lokman Suresi 31)
Nahl Suresi - Hiçşüphesiz Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Ve O, büyüklük taslayanları sevmez. 

ÖFKESİNİ YUTANLAR

Bir Allah dostuna güçlü kuvvetli bir kılıçustası bir soru sorar. 

'Gerçekten de cennet ve cehennem var mıdır?'

Allah dostu sorar siz  'Kimsiniz?'

'Çok iyi kılıçkullanırım' Buralarda adım bilinir.

'Sen mi?' diye dudak büktü o Allah dostu , 'Kendine baksana bir... Tipin de hiçöyle göstermiyor. Aciz biri gibi duruyorsun. Sen kim çok iyi kılıçkullanmak kim. Bir de utanmadan kılıçustasıyım diyorsun. Hiçsana yakışıyor mı bu? Olmayan bir şeyi kendinde görerek insanları da seni beğenmelerini sağlıyorsun .' Daha ziyade dilenciyi andırıyorsun!'

Sinirden kıpkırmızı kesilen kılıçustası, şimdi ben sana gösteririm diyerek belindeki kılıcını çeker. 

Allah dostu devam eder hakaretlerine  'Vay! Kılıcı da varmış! Ama o kadar beceriksize benziyorsun ki nasıl olsa kafamı kesemezsin!'

Kanı beynine sıçrayan adam bu sefer vurmak üzere kılıcını kaldırdı.  Allah dostuna vurmaya hazırdı.
İşte tam o anda O Allah dostu sakince, 'işte cehennemin kapıları böyle açılır' dedi.

Ü stadın serinkanlı tavrına şaşıran adam kılıcını kınına soktu ve saygıyla eğildi.

Ü stad sözünü şöyle bitirdi: 'Cennetin kapıları da böyle açılır.'

Kısaca:

Ali  İmran  134   Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.

7. Sure (A râf Suresi), 150. Ayet

Mû sâ, kavmine kızgın ve üzgün olarak döndüğünde, 'Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız! Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?' dedi. (Öfkesinden) levhaları attı ve kardeşinin saçından tuttu, onu kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi) 'Ey anamoğlu' dedi, 'Kavim beni güçsüz buldu. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Sen de bana böyle davranarak düşmanları sevindirme. Beni o zalimler topluluğu ile bir tutma.'

21. Sure (Enbiyâ Suresi), 87. Ayet

Zünnû n u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, 'Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum' diye dua etti.

48. Sure (Fetih Suresi), 29. Ayet

Muhammed, Allah ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat ta ve İncil de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükafat vaad etmiştir.