Ü lkemizde spor kültürü diye bir kavramın varlığından söz edemeyiz. Spor denince aklımıza futbol gelir. Onun % 1`i kadar da basketbol. Diğer spor dallarını adet6a görmezden geliriz. Ü çtarafı denizlerle çevrili olmanın yanında dört mevsimi yaşayabilen bir ikilime sahip olmamıza rağmen su sporları, kayak gibi branşlarda kayda değer bir başarımız da yoktur olması yönünde bir çaba da. Vatandaşlarımızın sporun bütün dallarında faal olmasına yönelik politikalar da üretmeyiz. Futbol kulüplerimizin milyar avroları bulan borçlarını ödemek için seferber olan siyasilerimiz diğer spor dalları için kaynak ayırmayı düşünmez bile. Bu kadar ilgisizliğin sonucu olarak yapmak tercih ettiğimiz bir hobi değildir, izleyici olarak kalmayı tercih ederiz çoğumuz. Bütün bu terk edilmişlik hali içinde diğer spor branşlarında istikrarlı bir başarıdan söz edemeyiz. Bu durumun bir istisnası vardır. O da ata sporumuz güreş. Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonları`nda altın madalya aldığımız, milli takımlar seviyesinde sürekli dereceye girdiğimiz tek branş güreştir.
İşte bu turnuvadan turnuvaya hatırladığımız şampiyonlarımızdan Rıza Kayaalp Kazakistan`ın Nur Sultan şehrinde düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası`nda Grekoromen stilde Dünya Şampiyonu olarak istiklal marşımızı okuttu. Çok değil 5 ay önce Avrupa Şampiyonu olan Yozgat doğumlu sporcumuz bu sonuçla 4. kez Dünya Şampiyonu ünvanını kazanmış oldu. 9 kez de Avrupa Şampiyonu olan 89 doğumlu güreşçimiz ayrıca Dünya Şampiyonlarında 2 gümüş, 2 de bronz madalyanın sahibi. Bir defa Avrupa 2. si olan Rıza Kayaalp, iki kez katıldığı Olimpiyatlarda şampiyonluk elde edemedi. Bir defa 2. olan Rıza, bir defa Olimpiyat 3. sü oldu. 10 yıllık profesyonel sporculuk kariyerine 20 Uluslararası Şampiyonluk sığdıran güreşçimiz Olimpiyat Şampiyonu olamadığı için kendisini eksik hissediyor. Dilerim 2020 yılında Tokyo`da yapılacak Olimpiyat Şampiyonası`nda bir olimpiyat altını hediye eder ülkemize.
Turnuvadan turnuvaya hatırladığımız Rıza`yı tıpkı diğer sporcularımız gibi kısa sürede unutacağız. Futbolcuları her gün takip eden, yedikleri yemeği, gezdikleri yerleri haber yapan spor medyamız Rıza Kayaalp`i bir sonraki turnuvaya kadar haber yapmayacak, ne yapar, nasıl hazırlanır, bir ihtiyacı var mı? Bunları bilemeyeceğiz aslında bilmek de istemeyeceğiz. Futbolcuların bir senede kazandığı parayı kariyeri boyu kazanamayacak bu koca şampiyon bu terkedilmişliği bir an bile sorun etmeden ülkemize bir altın madalya daha getirmek için çalışmaya devam edecek. Zafer gelince de siyasiler, medyamız birbiri ardına tebrik mesajları atarak Rıza Kayaalp`in başarısından pay amla isteyecek. Rıza bunu da dert etmeyecek. Çünkü o ay yıldızlı al bayrağı göndere çektirerek, istiklal marşımızı okutarak bu ülkeye olan borcunu ödediğini biliyor. Biz onu unutsak da, yok saysak da o ve diğer spor emekçisi güreşçilerimiz ülkemize zafer getirmek için çalışmaya devam ediyor ve edecek.