Evlilik, toplumların temel yapı taşlarından biri olup neslin devamı için hayati bir rol oynamaktadır. Ancak günümüzde, evlilik kurumuna karşı geliştirilen projeler ve uygulamalar, bu önemli kurumu zayıflatma tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. "Üç çocuk yapın" çağrısının ardında yatan niyet, nüfusun sürdürülebilirliğini sağlamak olsa da, çiftleri evlilikten soğutmak için geliştirilen sözleşmeler ve kanunlar, evliliğin içini boşaltmaktadır. Bu durumda evlenmeyen çiftlerin çocuk sahibi olması, gayri meşru ilişkilere yol açmakta ve bu ilişkiler medya aracılığıyla özendirilmektedir.

Medya ve Dijital Etkileşimlerin Rolü

Televizyon, tablet, telefon ve bilgisayar (3T 1B) gibi dijital cihazlar, gayri meşru ilişkilerin normalleştirilmesine katkı sağlamaktadır. İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmaya başlamasıyla birlikte, Türkiye'de gayri meşru çocuk doğum oranları artmış ve Avrupa ile yarışır hale gelmiştir. Avrupa'da ise doğum kontrol hapları ve kürtaj yoluyla çocuk doğumunun önüne geçilmekte ve çocuksuz, cinsiyetsiz bir insan modeli üzerinde çalışmalar hızlandırılmaktadır. Ancak, sağduyulu bazı Avrupalı insanlar ve ülkeler, gayri meşru çocuklara bile destek verecek duruma gelerek insan neslinin devamını sağlamaya çalışmaktadır. Korkarım ki Türkiye’de bu korkunç eşiğe hızla ilerlemektedir.

Dijital Dünyanın Tehlikeleri

Türkiye'de de bu durum kontrolden çıkmıştır. Dijital ortamlarda kontrol çocuklardadır ve bu çocukları gözetleyen bir ebeveyn kalmamıştır, çünkü ebeveynler de dijital dünyada başka mecralarda kaybolmuş durumdadır. 2023 yılında, 300 milyondan fazla çocuk çevrim içi olarak cinsel istismara maruz kalmıştır ve bu çocuklardan biri belki de sizin çocuğunuzdur.

Evlilik Karşıtı Propagandalar

Sosyal medyada, evliliğin zekâ gelişimini engellediğine dair propagandalar yaygınlaşmaktadır. Bu propagandalara göre, eşimize en ufak bir şeyi sormak bile bireysel zekâ gelişimimizi durdurmaktadır. Ancak, bu iddialar tamamen yanlıştır ve evliliği zayıflatmak, insanları evlilikten soğutmak amacıyla yapılan yanlış yönlendirmelerden ibarettir.

Oysa gerçekte, istişare ve ortak karar alma süreci, çiftlerin zekâ gelişimine olumlu katkılar sağlar. Eşler, bilgi ve birikimlerini birbirlerine aktardıkça, birlikte daha zeki ve donanımlı hale gelirler. Evlilikte, farklı bakış açıları ve tecrübeler paylaşılır, bu da kişisel ve ortak zekanın artmasına yardımcı olur. Bu nedenle, sağlıklı bir evlilik, fertlerin entelektüel gelişimlerini destekleyen önemli bir yapıdır.

Ahlaki Eğitim ve Değerlerin Korunması

Evlilik, sadece neslin devamı ve zekâ gelişimi için değil, aynı zamanda ahlaki değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için de önemlidir. Evlilik ve aile, fertlerinin temel ahlaki değerleri öğrendikleri ve uyguladıkları ilk yerdir. Aile içinde verilen ahlaki eğitim, çocukların dürüstlük, sorumluluk, saygı ve empati gibi değerleri öğrenmelerine ve bu değerleri içselleştirerek toplumun erdemli fertleri olmalarına katkı sağlar. Ebeveynlerin, çocuklarına ahlaki değerleri aşılaması, toplumun genel ahlaki yapısını güçlendirir ve sosyal düzenin devamını sağlar. Bu nedenle, evlilik ve aile kurumu, sağlıklı bir toplumun temel taşlarından biridir ve korunması gereken önemli bir yapıdır.

Sokak Köpekleri ve Güvenlik Sorunları

Bir diğer ciddi tehdit ise sokak köpekleridir. Her gün sokaklarda çocuklarımızı parçalayan bu canavarlar, yeterince kontrol altına alınamamaktadır. Çocuğu parçalanan acılı babalara, görevlerini yaptıklarını zannederek ölüm raporu imzalatmak çözüm değildir. Asıl görev, bu sokak köpeklerini ve onları besleyenleri toplamak ve toplum güvenliğini sağlamaktır.

Medya ve Ahlaki Çöküntü Tehdidi

Bu büyük tehlike de göz ardı edilmemelidir: Gelecek sezonda, ekonomik sebeplerden dolayı televizyonlarda yayınlanmayacağı öne sürülen, milletin ahlakını kurşuna dizen diziler. "Nerede o günler?" diyeceğim ama bunun arkasında da büyük bir proje var. Diziler, toplumda adeta afyon etkisi oluşturarak bağımlılık yapmıştır ve bu bağımlılığı en başından beri bilen küresel elitler, şimdi algılarını RTÜK'ün denetiminden bağımsız hale getirmek için özel dijital kanallarına yöneliyorlar ve bu dijital yayın yapan kanallarının çoğunu da bizzat kendileri açıyorlar.

Ekonomik bahaneler ileri sürülerek bu özel dijital kanallarda gösterilecek diziler, izleyicilerin hem ahlakını hem de cebindeki parasını hedef alacak. Toplumu adeta koyun gibi güderek, sütünü sağarak ahlaki çöküntüyü derinleştirecekler. Özel dijital kanallara yönlendirilmiş bu projelerle, kontrolsüz içeriklerle kişilerin zihinlerini ve cüzdanlarını boşaltacaklar. Bu nedenle, toplum olarak bu tehlikeye karşı daha bilinçli olmalı ve gerekli önlemleri hem fert olarak hem de devlet olarak almalıyız.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

Evlilik Kurumunun Güçlendirilmesi

 Evlilik kurumunu zayıflatan sözleşmeler ve kanunlar gözden geçirilmeli, zararlı yanları tadil edilmeli tadil edilemiyor ise iptal edilmeli ve toplumun temeli olan bu kurum AİLE güçlendirilmelidir.

Medya ve Dijital Düzenlemeler

Medya ve dijital platformlar üzerindeki içeriklerin denetimi artırılmalı, çocukların ve gençlerin korunması sağlanmalıdır.

Toplum Bilinci ve Eğitim

Evlilik ve aile kurumunun önemi konusunda toplum bilinçlendirilmeli ve eğitim programlarıyla desteklenmelidir.

Sokak Hayvanları Kontrolü

Sokak hayvanlarının kontrol altına alınması için belediyeler ve hayvan barınakları daha etkin çalışmalı, bu hayvanların güvenli bir şekilde barındırılması sağlanmalıdır. Devlete barındırma şartları ekonomik olarak ağır geliyorsa ki gelir uyutulmalıdır.

Bu çözüm önerileri, toplumumuzun sağlıklı ve güvenli bir şekilde devamlılığını sağlayacak adımlar olacaktır. Evlilik ve aile kurumunun önemini yeniden hatırlamalı ve bu kurumları koruma konusunda kararlı adımlar atmalıyız.

Hükümetin Rolü ve Beklentiler

En ufak bir konuda Kanun Hükmünde Kararname yayınlayarak sorunları çözen Sayın Cumhurbaşkanımızın, bu konuda da harekete geçeceğini ümit etmekteyim. Evlilik kurumunun korunması, ahlaki değerlerin güçlendirilmesi ve toplumun temel yapı taşlarının sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi için hükümetin aktif rol alması büyük önem taşımaktadır. Gerekli yasal düzenlemeler ve toplumu bilinçlendirme kampanyalarıyla, bu önemli sorunların üstesinden gelinebilir. Toplumun sağlıklı ve güvenli bir şekilde geleceğe taşınması için hükümetin bu alandaki çalışmaları desteklemesi ve güçlendirmesi gerekmektedir.

Sonuç Olarak;

Evlilik ve aile kurumlarının korunması, medya ve dijital dünyadaki tehlikelerin önlenmesi, ahlaki değerlerin gelecek nesillere aktarılması ve toplumun genel sağlığının ve güvenliğinin sağlanması için her ferdin ve kurumun üzerine düşen sorumluluklar vardır. Hükümetin desteği ve toplumun bilinçlenmesi ile birlikte, bu sorunların üstesinden gelmek mümkündür. Evlilik, sadece kişisel bir tercih değil, toplumsal bir gerekliliktir ve bu kurumun korunması, geleceğimizin teminatıdır.