Avukatlık mesleğinin saygınlığının ve prestijinin zedelenmeye başladığı bu dönemde, genç bir avukatın yaşadığı kişisel trajedi artık görmezden gelinemeyecek bir noktaya geldi.
Ankara 2 No’lu Barosu Başkan Adayı Av. Gökhan Ağdemir’in, hazırlayıp sunduğum Tivi6 ekranlarında canlı olarak izleyiciyle buluşan 'Muhammet Binici ile Söz Meydanı' programında anlattıkları, artık halının altına süpürülemeyecek ve görmezden gelinmeyecek bir gerçekliğe işaret ediyor. Bu hikaye, sadece genç avukatların değil, tüm hukuk camiasının içine düştüğü çıkmazı ve mesleğin yapısal sorunlarının acı bir özetini sunuyor..
Av. Ağdemir programda, bir seçim görüşmesi sırasında ulaştığı genç bir meslektaşının dramını şu sözlerle paylaşıyor:
"Listeden aradığım genç bir avukata görüşmek için davette bulundum. Ancak gelmek istemedi. Sebebini sorduğumda çalıştığı iş yerinden izin alamayacağını söyledi. Ücretli bir işçi olarak çalışmak zorunda olduğunu öğrendim. Ona yardımcı olup buluştuk ve o esnada öğrendim ki meslektaşım intiharın eşiğine gelmiş. Hukuk fakültesinden mezun olmuş; ama stajını zorla tamamlayabilmiş. Ardından hiçbir ofiste iş bulamamış ve hayatını yeniden kurma umudunu kaybetmiş. Bu nedenle şimdi psikolojik destek alıyor ve tedavi sürecinde hayata tutunmaya çalışıyor."
Bu çarpıcı olay, meslek ahlakını ve dayanışmanın önemini yeniden hatırlatıyor. Sadece baro başkanlığı yarışı değil, bu mesleğin onurunu koruma mücadelesi olarak görülen seçimler, avukatların yalnızca kendi meslektaşlarına değil, toplumun her kesimine karşı sorumluluğunu hatırlatma fırsatı sunuyor. Genç avukatların umutsuzluk içinde kaybolduğu bu dönemde, onlara yeni kapılar açacak çözümler sunmak kaçınılmaz bir görev haline geliyor.
Ankara 2 No’lu Baro’nun kuruluşu, bu gibi travmatik hikâyelerin yaşanmaması için bir umut ışığı olarak görülüyor. Dayanışma ruhuyla yeniden inşa edilmesi hedeflenen mesleki yapı, genç avukatlara destek olmayı ve onlara gelecek için güvence sunmayı amaçlıyor.
Hukuk camiasına bir çağrı niteliği taşıyan bu olay, sadece baroların yönetim değişiklikleriyle değil, aynı zamanda mesleğin içindeki yaraların sarılmasıyla mümkün olacak bir dönüşümün gerekliliğini gözler önüne seriyor. Bu, mesleki onuru yeniden ayağa kaldırma mücadelesi; aslında yalnız bir ferdin değil, tüm bir camianın hayata tutunma savaşı olarak karşımıza çıkıyor.
20 Ekim’de gerçekleşecek Ankara 2 Nolu Barosu seçimlerinde, mesleğin onurunu yeniden ayağa kaldıracak, avukatların haklarını savunacak ve genç avukatların geleceğine umut olacak kişinin kazanması temennisiyle... Adalet ve liyakatin rehber olduğu bir seçim olmasını diliyorum. Bu sürecin yalnızca bir yarış değil, avukatlık mesleğinin itibarını yeniden inşa edecek bir dönüm noktası olmasını ümit ediyorum. Dualarım, mesleğe hak ettiği değeri katacak isimlerin başarıya ulaşması için. Sağlıcakla kalın.