Bu modelde uygulamaların çerçevesi öğretmen yetiştirilen yükseköğretim okullarından itibaren çizilmeye başlanır. Girdiği sınavlarda belli bir puana ulaşanların değil, gerçekten öğretmen olmak isteyenlerin yetiştirildiği bu okullarda öğretmen adaylarına müfredata ek olarak, alışılmış öz değerlendirme, akran değerlendirme vb formların çok ötesinde bireyi ilgi alanı, beceri durumu, yetenekleri, yeterlilikleri, sınırlılıkları gibi çok farklı alanlarda ve detaylı tanıma imkânı sunan formlar üzerinden eğitimler verilir. 
Bu model ile öğretmen yetiştirecek sistemi kuranlar şunun idrakindedirler sistemin girdisi de çıktısı da insandır. Böyle olduğu için de yetiştirilen bireylerin ihtiyaçları müfredat ile sınırlandırılamayacak miktarda bir genişlik arz etmektedir. Bu modelde öğretmen yetiştiren kurumların müfredatı evrak işi yapacak meslek gruplarını yetiştiren kurumlardan oldukça farklı olmalıdır. Bu model, insanlığa değer katmaktan her geçen gün uzaklaşan Batı uygarlığının yerini doldurmaya en büyük namzet olan, kültür ve medeniyet değerlerimizi yeniden inşa edecek, hak ettiği yere yükseltecek bireyleri yetiştirecek nitelikte olmalıdır. Maddenin egemen olduğu günümüz dünyasında manayı da özümsemiş duygu, düşünce ve davranışlara hitap edecek olan öğretmenlerin yetiştirilmesinde mimarlık, mühendislik, hukuk, maliye, muhasebe, ticaret hatta yine insanın farklı bir yönü ile meşgul olacak doktorları yetiştiren okullardan dahi çok farklı yol ve yöntemler izlenmelidir. 
Evrakın duyguları ve düşünceleri yoktur! Evrak üzerinde yapılan hataların, büyük zararlar oluşmadan telafisi çoğu zaman mümkün olabilmektedir. Fakat insan, sahip olduğu duyguları, düşünceleri, ilgi alanları, beceri ve yetenekleri ile hayata tutunan duygusal bir varlıktır. Bu yönlerin hepsi birbirinden farklı oranlarda da olsa gelişim ve değişime açıktırlar. Bu kadar çok yönlü bir varlığı yetiştirecek olan öğretmenlerin eğitimi de kâğıt üzerinde olmamalı! Teorik bilgilerle sınırlandırılmamalıdır. Öğretmenler, insanı her yönüyle çok iyi tanıyacak şekilde yetiştirilmelidirler. Eğitim fakültelerinin sınıf öğretmeni yetiştirilen bölümlerinde fen bilimlerinin lise düzeyindeki konuları yerine, ilkokul çocuklarına bilim, fen ve tekniği sevdirecek basit deneyler, çocukların düzeyine indirgenmiş konulara çok daha geniş yer verilmelidir. Her öğretmenin dört yıl boyunca ellerine teslim edilen çocukların Fen, Matematik ve dil becerilerinden sorumlu oldukları malumumuz. Fakat bunun kadar hatta daha fazla davranış ve daha kapsamlı olarak kişilik gelişimlerinden de sorumlu oldukları önemli bir gerçek. Dolayısıyla önerdiğimiz eğitim modelinde her öğretmene, birey davranışlarını en ideal şekilde tahlil edebilmesi için psikoloji, toplum davranışlarını bilip yetiştirdiği bireylerin topluma doğru şekilde uyum sağlamalarına destek olabilmesi için ise Sosyoloji ilmi konularının seneler içinde yapılandırılarak verilmesi büyük önem arz etmektedir.  
Günümüzde gelinen noktada eğitim ve bilgi teknolojilerinin sunduğu olanaklar da dikkate alındığında bilgiye ulaşmak oldukça kolaylaşmıştır. Dolayısıyla öğretmenin eğitim verme ve öğretim yapma pozisyonlarındaki ağırlık merkezi eğitim yönünde daha fazla mesafe almalıdır. Bilgi edinmenin her zamankinden kolay olduğu zamanımızda öğretim olanakları oldukça fazladır. Oysa bireyselleşmenin insanları günden güne yalnızlaştırdığı zamanımızda önemli ihtiyaçlardan biri de bireylerin ilgi alanlarını, beceri ve yeteneklerini keşfedecek yetişmiş insanların bireye yakın konumlanması gereken varlığıdır. İşte ideal eğitim modelimiz, bu imkânı sunacak şekilde yapılandırılmalıdır.
Bu eğitim modelinde eğitim-öğretimin tüm aktörleri ve kurumları birbirleriyle güçlü bir iletişim halinde olacaktır. Anaokulu hatta kreşlerden başlayarak ve hassasiyetle yapılan gözlemler bir üst kuruma aktarılır. Öğrenci ile birlikte ilgi duyduğu alanlar, becerikli olduğu işler ve kendine özgü yetenekleri yeni kaydolduğu okulunun sisteminde görülür. Çocuk eğitimin belli bir evresine kadar farklı özelliklere sahip akranları ile aynı sıralarda otursa dahi kendine has özelliklerine uygun okul içi-okul dışı hatta ülke geneli çeşitli yarışmalara, etkinliklere, yapılan gezilere yönlendirilerek sahip olduğu ilgi, beceri ve yetenek alanlarında gelişim göstermesi desteklenir.