'eğitimde yetenek, ilgi alanı ve becerileri dikkate almak'
Önceki yazımızda, eğitim fakültelerinin sınıf öğretmeni yetiştirilen bölümlerinin bireylerin yetenek, ilgi alanı ve becerilerini tespit edip, geliştirecek öğretmenler yetiştirmesine değinmiştik. Bu yazımızda ise çok uzun bir süreci kapsayacak bu eğitim modeline bir isim verelim Yetenek, İlgi ve Beceri Temelli Eğitim Sistemi (YİBTES) 
Eğitim sistemi içerisinde kendisine anlamlı bir yer bulması ümidiyle verdiğimiz bu ismin küçük yaşlardan itibaren doktor olma hayali kuran mühendislerin, öğretmen olmak isteyip KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) engeline takılan polislerin, mimar olacak yetenekte çizim ve üçboyutlu derin algılama becerisine sahip işletmecilerin, esnafların, avukatların sayısının azalmasına ve herkesin severek yapacağı mesleklere sahip olmasına katkı sağlamasını diliyorum.
Balıkların uçmaya, kuşların ise yüzmeye zorlanmadığı bir eğitim sistemi hayaliyle geçen yılların ardından BİLSEM (Bilim ve Sanat Merkezleri), Çocuk Ü niversiteleri gibi kurumlar gibi bazı gelişim ve değişim adımları olduğunu görmek geleceğimiz adına umut verici olsa da yapılanlar kesinlikle yeterli değil! Her il merkezine bir Bilsem kurmak çok önemli fakat işleyişin çok iyi planlanması şart! Bu kurumların adı ne olursa olsun kapsamının sadece nüfusun yüzde 2-3`ünü oluşturan üstün yetenekli ya da on binde 1 çıkan dahilerle sınırlı tutulması kesinlikle yeterli değil. Bunların dışında kalan ve bu kurumlardan yararlanamayan fakat ülkemizin geleceğinde çok daha geniş bir alanda rol oynayan parlak zekâya sahip çoğunluğun sahip olduğu yetenek ve beceriler dikkatlerden uzak tutulmamalıdır. Bu gruba özel okul ve müfredat dışı faaliyetlerle zenginleştirilmiş nitelikte kurumlar çok daha fazla yaygınlaştırılmalıdır. Bu bağlamda ilk etapta Çocuk Ü niversitelerini orta ölçekli her mahallede olacak şekilde yaygınlaştırmak önem arz etmektedir..
Ü lkemiz nüfusu içerisinde yaklaşık olarak bulunan yüzde 2-3 civarındaki üstün yetenekli, yine yaklaşık on binde 1 oranındaki dâhilerin oluşturduğu küçük grubun istifade ettiği özel eğitimlerden çok daha geniş bir kitle istifade ettiğinde bu, onların da mevcut potansiyellerinin en üst sınırına kolaylıkla ulaşmalarına imkân verecektir. Bu bağlamda üstün yetenekli ve dahiler dışında kalan parlak zekalı çok sayıdaki bireyin 'Farklı düşünme becerileri, sudoku, kendoku ; zeka oyunları, anlayarak hızlı okuma teknikleri, hafıza teknikleri, zihin haritaları, resim-çizim becerileri, robotik-kodlama, spor becerileri, ritim duygusu, sözlü ve yazılı ifade becerilerini geliştirme faaliyetleri vb çalışmalardan yararlanacakları şekilde uzun vadeli planlamalar yapılmalıdır.
Bir ormanda nasıl ki zürafa ile boy ölçüşecek rakipler, diğer zürafalar arasından seçiliyorsa, aslan ile güçyarışına sincaplar sokulmuyor, bir çita ile hız yarışı için tilki, kaplumbağa veya fil yerine hızı çitaya yakın hayvanlar akla geliyorsa, ideal bir eğitim-öğretim sisteminde de her öğrenci aynı sınav ile sınanmamalıdır! 
Her öğrenciyi aynı sınava sokarak iyi bir lise veya üniversite için yarıştırmak bir kuşu balık ile yüzme yarışına sokmaktan veya kedi ile bir fili ağaca tırmanma konusunda yarıştırmaktan farklı değildir. 
Her birey farklı yetenek ve beceri alanlarına sahiptir. Bir sınıfta aynı anda çok yetenekli bir ressam ile şair adayı bulunuyor olabilir. Bunu, yetenekli oldukları alanları tespit edip, kendi yetenek, ilgi alanı ve becerilerine göre sınamadan bilemeyiz. Her birey veya aile de kendisinin ya da çocuğunun yetenek, ilgi alanı veya beceri sahibi oldukları yönlerini keşfedecek donanımda ya da kabiliyette olmayabilir.  
Yeteneklere göre eğitim dendiğinde son zamanlarda akla BİLSEM, Çocuk Ü niversiteleri ile okullarımız bünyesindeki Destek Eğitim Odaları ve bu eksende eğitim-öğretim gören dâhiler, üstün yetenekliler veya parlak zekâlı bireyler gelmektedir. Fakat ben bunu biraz daha genişleten bir modelden bahsediyorum. Yetenek, İlgi ve Beceri Temelli Eğitim Sistemi (YİBTES)`e göre, her birey bir yeteneğe, beceriye sahiptir. Bunlar dikkat çekecek düzeyde olmasa dahi herkesin ilgi duyduğu bir çalışma alanı bulunmaktadır. Dolayısıyla bu eğitim modelinde hedef kitlemiz okul genelinden seçilen birkaçöğrenci değil, tüm sınıf olmaktadır. Burada da 'sınıf içi yetenek, ilgi alanı ve beceri grupları modeli' devreye girmektedir. 
Devam edeceğiz;