Ü AK tarafından 25.01.2022`de yayımlanan karar olumlu-olumsuz çok ses getirdi. Akademik yayınlarla ilgilenen ve takip eden değerli akademisyenlerimizin görüşleriyle yazı serimize devam ediyoruz:
Prof.Dr. Tuncay Tunç/  Aksaray Ü niversitesi Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi  Bölümü
'Dikkat! Avcı Dergi'
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, bilginin üretim ve paylaşım sürecini de değiştirmiştir.Pratik platformlar sayesinde bilim insanları, araştırma sonuçlarını artık basılı ortamlar yerine elektronik ortamlarda yayımlamayı tercih etmektedirler. Bu da günümüzde elektronik platformlarda yayımlananbilimsel dergilerin birincil bilgikaynağına dönüşmesini sağlamıştır. 
Ancak araştırmacıların elektronik kaynaklara erişmesi her zaman kolay değildir, çünkü bazıelektronik kaynakların bulunduğu platformlar yüksek abonelik ücreti talep etmektedir. Bununla birlikte, bu platformlardaki bazı dergiler yayımladıkları makaleleri belli bir ücret karşılığında satmaktadır.  Bu da, araştırmacıların hem araştırmalarını yayımlamak hem de literatür taraması yapmak için gerekli kaynağı bulmasını zorlaştırmaktadır. Bu durumda üniversiteler ya da araştırma kurumlarının kütüphaneleri araştırmacıların imdadına yetişmektedir. Kütüphaneler, araştırmacıların ihtiyaçduydukları kaynakları sağlamak için veri tabanlarına abone olmaktadırlar. Bu da üniversitelerin bütçeleriyle ilgilidir ve kurumlarınkaynaklarıyla sınırlıdır.
Bu süreçte dünyada bilimsel paylaşımı hızlandırmak ve kolaylaştırmak adına 'Açık Erişim (Open Access)' modeli ortaya çıkmıştır. Açık erişim, bilimsel yayınların tam metninin yasal yollarla ücretsiz bir şekilde herkese açık olarak sunulmasıdır. Açık erişim, Budapeşte Açık Erişim Girişimitarafından 2001 yılında yayımlanan (Budapest Open Access Initiative)bildirgede'bilimsel literatürüninternet aracıyla finansal, yasal ve teknik bariyerler olmaksızın, erişilebilir, okunabilir, kaydedilebilir, kopyalanabilir, yazdırılabilir, taranabilir, tam metne bağlantı verilebilir, dizinlenebilir, yazılıma veri olarak aktarılabilir ve her türlü yasal amaçiçin kullanılabilir olması' anlamında kullanılmıştır.Açık erişimyayıncılık modelinde dergiler, abonelik veya erişim ücreti talep etmeyecek ve masraflarını karşılamak için başka yöntemlere yönelecektir. Peki, açık erişim modeli uygulayan dergiler masraflarını nereden karşılamaktadır? 
Açık erişimli dergiler,masrafların karşılanması için makaleninyazarlarından ücret talep etmektedir.  Bazı ülkelerdeki yükseköğretim kurumları açık erişimli dergilerdeki yayın ücretleri için araştırmacıları maddi olarak desteklemektedir. Bununla birlikte, araştırmacılar üniversitelerinden ya da başka kuruluşlarlayürüttükleri projelerden açık erişimli dergilerdeki yayınları için destek almaktadırlar. Ancak günümüzde açık erişimlidergilerdeki yayın ücretlerinin önemli bir kısmı yazarlar tarafından ödenmektedir. 
Bununla birlikte,açık erişimli bazı dergilerde ise makale yayımlamak tamamen ücretsizdir.Açık erişimli dergi kurma işi çok kolay olduğu için isteyen herkes yada her kurum kolaylıkla bu türden bir dergi kurabilmektedir. Son yıllarda ülkemizde elektronik ortamda yayımlanan yüzlerce bilimsel dergi kurulmuştur. Bu dergilerin büyük bir kısmı ULAKBİM platformu altında hizmet vermektedir ve bu dergiler bazı konularda ULAKBİM`in denetimi altındadır.
Öte yandan, açık erişimlidergiler 'predator' yayıncılık kavramını da beraberinde getirmiştir. 'Predatordergi' kavramı genelde 'yağmacı dergi'veya 'yırtıcı dergi' olarak olarak ifade edilmektedir. Ben ise çoğunlukla 'avcı dergi'olarak ifade etmekteyim. Avcı/yağmacı yayıncılık iki husustankaynaklanmaktadır: dergi yayın platformlarının kolay ve ucuz hazırlanması ve açık erişim için yazarlar tarafından ödenen makale işleme ücretlerinden (APC) gelir elde edilmesi.
Avcı/yağmacı yayıncılık dijital çağ ile birlikte son 10 yılda logaritmik olarak artmıştır.Shen ve Björk (2015) yayımladıkları çalışmada 2010 ile 2014 yılları arasında avcı dergilerdeki makale sayısının 53.000 den 420.000 e çıktığını bununda neredeyse %800 lük bir artışı temsil ettiğini belirtmişlerdir. Buna ek olarak, 2014 yılında dünyada 8000 civarında avcı dergi olduğuna dikkat çekmişlerdir.
Avcı dergileri inceleyen Cabellsveri tabanına göre2022 yılı itibariyle dünyadaki avcı dergi sayısı 15000`i geçmiştir.
Hem avcı/yağmacı dergilerde yayımlanan makalelerde hem de avcı/yağmacı dergi editoryal hizmetlerinde Türkiye`nin üst sıralarda yer aldığı bilinmektedir.Doç. Dr. Selçuk Beşir Demir`in Kasım 2018 de Journal of Infometrics isimli dergideyayımlanan  makalesinde  bilimsellikten uzak bu yayınlarda Türkiye`nin Hindistan, Nijerya, Çin ve ABD gibi ülkelerle başı çektiği görülmüştür.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 07 Mart 2019 tarihinde yazarlardan ücret alan dergilerde yayımlanan makalelerin doçentlik başvurularında kullanılmaması gerektiğine dair bir karar aldı. Bu cılız karar aslında çok geçalınmış bir karardı çünkü 2019 yılına kadar binlerle ifade edilecek sayıda akademisyen bu dergilerdeki yayınlarla unvan almışlardı. Bunun tam cevabı Ü AK arşivlerindedir.O tarihlerde YÖK, 'Türkiye, bu kararla dünya genelinde de hızla artan, akademik yükseltmeler için dergilerde para karşılığı yayımlanan makalelerin kullanılmasına 'dur' diyen ilk ülkeler arasında yer aldı.' şeklinde açıklama yaptı. Aslında bu ifade Türkiye`de avcı/yağmacı yayıncılığın ne kadar yaygın olduğunun üstü kapalı acı bir itirafıydı. Bu karardan sonra Türk akademisyenler tarafından çok sık kullanılan avcı/yağmacı dergilerin sayılarını incelediğimizde bu kararın etkisini gördük. Türkiye kökenli yayınlarda azalma gözlendi. Ancak bu uzun sürmedi. Avcı/yağmacı dergiler YÖK`ün aldığı bu karara hemen uyum sağladı. Bazı dergiler, websitelerinden yayın ücreti talebi ile ilgili ifadeleri kaldırdılar. Ancak bu dergiler özel yazışmalarda masraf adı altında yazarlardan ücret talep etmeye devam ettiler. Bazıları da 'makalelerin kabul ya da red koşuluna bağlı olmaksızın ücret talep edilmektedir'şeklindeki ifadeleri web sitelerine koydular. Kısaca, birçok avcı/yağmacı dergi YÖK`ün bu kararını kısa sürede kendilerine uyarladılar. Bununla birlikte, Türk akademisyenler doçentlik için gerekli indeks şartını sağlayan yeni avcı/yağmacı dergiler buldular. Bu dergilerde yayımlanan Türkiye kökenli makale sayısı inanılmaz derecede arttı. Öyle ki, örneğin Nijerya`da yayımlanan bir avcı/yağmacı derginin müşterilerininbüyük çoğunluğunun Türk akademisyenlerolduğu görüldü. Bazı gençakademisyenler 'ne olursa olsun bir an önce unvan alayım' telaşına girdilerçünkü önlerinde avcı/yağmacı dergilerle unvan almış birçok örnek vardı. Tabi ki, bunda sadece gençakademisyenlerin değil onlara yol göstermesi beklenen doktora danışmanlarının da ihmali vardır.
'Predator (avcı/yağmacı)' yayıncılık terimi, 2010 yılında kütüphaneci ve akademisyen JeffreyBeall tarafından ortaya atıldı. JeffreyBeallo yıllarda kara listede yer alan dergilerin listesini oluşturmaya başlamıştı. Daha sonra, kendisi bu listeyifeshetmiştir. Buna rağmen bu liste hala anonim olarak internette yayımlanmaya devam etmektedir. Şunu da belirtmek gerekir ki avcı/yağmacı dergi olarak tanımlanan bazı dergiler düşük kaliteli,yayıncılar ise amatör olabilir.Beall bu duruma şöyle açıklık getirmektedir:'Ne yazık ki, bir yayıncının avcı/yağmacı olup olmadığını ölçmenin veya belirlemenin nesnel bir yolu yoktur'. Bu nedenle,'avcı dergi' denilen bazı dergiler 'şüpheli' ya da 'güvenilirliği düşük' dergiler olarak düşünülmelidir.Çünkü eskiden avcı/yağmacı ya da şaibeli olarak nitelendirilen bir dergi zamanla standartlarını anlamlı bir şekilde yükseltebilir.HindawiPress, buna iyi bir örnektir.
Avcı/yağmacı yayıncılığın en önemli göstergesi bilimsel kuralları dikkate almadan para kazanmak için var olmalarıdır. Eğer bir dergi kasıtlı olarak etik olmayan davranışlarda bulunuyorsa onu 'avcı dergi' kategorisinde değerlendirmek gerekir.
Avcı/yağmacı dergilerin tipik özellikleri hakkında şunları söyleyebiliriz.
- Yazarlara hakemlik işlemlerinin çok hızlı yapılacağıvaadinde bulunurlar. Hâlbuki hakemlik incelemesi yoktur ya da çok niteliksiz bir dergi ekibi tarafından göstermelik olarak yapılır. Hakem incelemesi eksikliğine rağmen gelir elde etme konusunda aşırı isteklidirler.
- Yazarların ödediği APC`ler konusunda şeffaf değildirler. Derginin işleyişi sadece APC lere dayanır, kar amacı güderler ve APC ücretlerinden feragat etmezler. Bununla birlikte,makale kabul edildikten sonraücret koşulları değişebilir. Ek ücret talep edebilirler. Bazı avcı dergiler (özellikle Türkiye kökenli dergiler)web sitelerinde ücret ile ilgili bir ifade belirtmemelerine rağmen makale kabulünden sonra yazardan masraf adı altında ücret talep ederler.
- Dergilerine ya da düzenledikleri konferanslaraaraştırmacıların ilgilerini çekebilmek için bu araştırmacıların elektronikposta adreslerine spam e-postalar gönderirler. Çoğu kez bu e-postalarınaraştırmacılarınuzmanlığı ile ilgili hiçbir bilgi yer almaz.Ciddi dergiler, araştırmacılara 2-3 hafta içinde hakemlik sürecinintamamlanacağını beyan etmezler. 'Makalelerinizi dört gözle bekliyoruz!' şeklinde ifadelere yer vermezler.
- Avcı/yağmacı dergilerinamaçve kapsamları çok geniştir. Bu nedenle dergi adları da çok geneldir. Örneğin '; ; ; ; .bilimsel araştırmalar dergisi', 'Sosyal bilimlerde araştırmalar' gibi çok genel başlıklar kullanılabilir.
- Derginin web sayfasında verdiği iletişim adresi sahte olabilir. Birçok avcı/yağmacı dergi ya da yayıncı web sitelerinde Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Birleşik Krallık gibi sahte adresler sunmaktadır.Google Earth`isimli yazılım kullanılarak yayınevi ya da dergi adresleri araştırıldığında arsa, depo ve ev gibi mekânlar görülebilir.Geçtiğimiz günlerde, Türkiye`den yönetilen ancak iletişim adresi olarak İngiltere`ninbelirtildiği bir dergiyi Google Earth`ü kullanarak araştırdım. Bahçeli bir ev ve önünde depolar görünüyordu.
- Derginin editör listesinde olan kişiler aslında derginin editörü değildir. Dünyanın çeşitli bölgelerinden birçok akademisyen haberleri olmadan editör ya da bilim kurulu üyesi olarak listelenir. Ayrıca bu akademisyenler için eksik ya da yanlış e-posta adresleri verilir.
- Birçok avcı/yağmacı yayınevi aynı anda birçok dergi çıkarır. Hatta aynı kişiler tarafından işletilen ve aynı adreste olan birden fazla yayınevi işletilebilir. Bu yayınevlerinin bünyesinde yer alan dergiler,kısa sürede çok sayıda makale yayımlarlar. 
- Bazı avcı/yağmacı dergilerin adları dünya çapındaki yayınevlerinin ünlü dergilerin adlarına benzer. Örneğin 'EducationalResearchandReviews (ERR)' dergisi ile 'EducationalResearchReview' dergilerinin adları çok benzerdir. Nijerya kökenli 'EducationalResearchandReviews'dergisinde birçok Türk yazara rastlarken Elsevier yayınevinin 'EducationalResearchReview' dergisinde Türk yazarlara çok nadir rastlarsınız. 550$`lık ücreti olan ve ERIC indeksinde olan ERRisimlidergide2016 ve 2017 yıllarında Türk yazar sayısı zirveye ulaşmıştır. Hatta derginin bazı sayılarındaki Türk yazar oranı %100`e ulaşmıştır. Türk akademisyenlerin bir zamanlar çok sık kullandığı bir başka avcı/yağmacı dergi ise 'Journal of Educationand Training Studies' dergisidir. Benzer şekilde 'HigherEducationStudies' dergisindeki makalelerini doçentlik dosyasında kullanan birçok Türk yazar varken Springer yayınevinin  'HigherEducation' isimli dergisinde veya Taylor and Francis yayınevinin 'TheJournalof HigherEducation' isimli dergisindeTürk yazar sayısı çok azdır.Avcı/yağmacı dergilerle birçok Türk akademisyen Doçent ve Profesör olmuştur.
- Web siteleri profesyonel değildir. E-posta ile makale kabul ederler. Hatta son zamanlarda Whatsappuygulamasıyla makale kabul eden dergiler de türemiştir. 
- Genellikle dergi adlarında 'American, European, Global, International, Universal' gibi kelimeler kullanırlar. 
Devam edecek;