Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
İbrahim Ethem Gören
İbrahim Ethem Gören

Yusuf Emrah’ın Ruhun Kuyularında Başlayan Yolculuğu: Deli ve Çocuk

Akıl Fikir Yayınları’ndan yakın zaman önce okuyucuların irfanına arz edilen Deli ve Çocuk, hayatın belirsizlikleriyle, iç dünyamızdaki sessizlikle ve ruhumuzun karanlık köşeleriyle samimi bir hesaplaşma veya hayatın karmaşasında kendini bulma ve varoluşun anlamını sorgulama yolunda bir pusula…

Deli ve Çocuk hayata, kimlik arayışına ve karanlık yanlarımızla yüzleşmeye dair derin ve çarpıcı bir düşsel yolculuk vaad eden bir kitap. Gölgelerin ve ışığın iç içe geçtiği vadilerde yol alan çocuk, varoluşun gizemini Deli’nin rehberliğinde keşfederken, okuyucu da kitabın satır aralıklarında öz gölgesinin ardındaki anlamı, aynanın ardındaki sırrı aramaya davet ediliyor.

Düş ile hakikatin eşiğinde bir Deli ile bir Çocuk yürüyor: Kuyunun serin karanlığından vadilerin titrek ışığına… Şiirle anlatı birbirine eklemleniyor; kuyu, ayna, gölge, cemre ve sükût motifleri okuyucuyu kolay çözümlerden uzaklaştırıp derin bir yüzleşmeye çağırıyor. Deli fısıldıyor, Çocuk soruyor; bu süreçte her vadi bir imtihana, her mısra bir anahtara dönüşüyor. Sorular büyüyor, cevaplar susuyor; suskunlukta başka bir kapı aralanıyor. Bu, kişiye özel bir yolculuk. Zira şair-yazar Yusuf Emrah’a göre şiir kişiseldir, semboller is evrensel… Kuyu her okuyucuda başka bir sızıya dokunuyor; ayna başka bir yüzü gösteriyor, gölge başka bir yükü hatırlatıyor. Herkes kendine dair bir işaret buluyor ve kendi yürüyüşünü sürdürüyor.

Deli ve Çocuk hızlı bir son vaat etmiyor; hayatınızda bir yere dokunursa size yavaş bir yüzleşme öneriyor: kendi benliğinizdeki motifleri yoklamak, gölgenizle tanışmak, aynanın arkasındaki karanlıkla yüzleşmek ve susmayı becerebilmek için. Kitabın kapağını açtığınızda yolculuk çoktan başlamış oluyor.

Deli ve Çocuk haddizatında bir ruh haritası!

Böyle bir girişten sonra Deli ve Çocuk özelinde derin okumalar yapalım…

“Deli ve Çocuk”, Yusuf Emrah’ın kaleminde bir şiir kitabından çok daha fazlası: İnsanın kendi iç sesine doğru ağır ağır yürüdüğü, gölgelerle ve aynalarla çevrili bir ruh haritası…

İş bu kitapta her şiir bir vadi, her vadi bir imtihan, her kelime bir anahtar hüviyetinde. Düşle hakikat, ışıkla karanlık, masumiyetle bilgelik yan yana yürüyor. Okuyucu, muhayyel vadilerde dolaşırken yalnızca bir çocuğun anlam arayışına değil, kendi iç dünyasının yankılarına da şahit oluyor.

Yusuf Emrah, “Deli ve Çocuk”ta şiiri bir tür içsel (enfüsî) anlatıya dönüştürüyor. Şiirlerin arasında bir hikâye akıyor; her şiir tamamlandığında bu hikâye, sessizce kendi sırrını açığa çıkarıyor.

Deli ile Çocuk’un yolculuğu, insanın varoluşla yüzleşmesinin şiirsel bir alegorisidir. Çocuk, saf merakın ve hayretin sesi; Deli ise bilgelikle deliliğin sınırında yürüyen sezginin rehberi… Birbirine zıt görünseler de Deli de Çocuk da aynı yolun yolcusu… Çocuk soruyor, Deli susarak yanıt veriyor. Netice itibarıyla kelam sustuğunda gönül lisanı devreye giriyor. Bu iki ses asla çatışmıyor, bilakis birbirini tamamlıyor; biri açarken diğeri derinleşiyor.

Yusuf Emrah’a göre ışıkla karanlık, düşle hakikat karşıt değil, birbirini var eden iki eşiğin iki yüzü. Karanlık, insanı içine çağıran bir alan; yüzleşmenin zorunlu zemini. Işık ise o karanlığın içinden geçtikten sonra fark edilen açıklık. “Hayatım boyunca bu ikilikleri aynı anda yaşadım,” diyor yazar: “Kimi zaman düşlerde kaybolurken hakikatin provasını yaptığımı, kimi zaman da hakikati ancak düşlerin içinden anlamlandırabildiğimi fark ettim.”

Bu ikilik, kitabın temel dokusunu oluşturuyor. Her şiirde hem bir arayış hem bir dönüş var. Yusuf Emrah, karanlıktan geçmeden ışığı anlamanın imkânsız olduğuna inanıyor. Karanlık ona sabrı, beklemeyi ve kendi gölgesiyle hesaplaşmayı öğretmişken; düşler ise yazarı hakikate hazırlayan perdeye dönüşüyor. Bu nedenle “Deli ve Çocuk”, düşle hakikat arasında kurulan bir köprü… Ve okuyucu, mezkûr köprüyü geçerken kendi iç yolculuğuna tanıklık ediyor.

Kitabın en güçlü yanı, sembolik dünyasının derinliği olsa gerektir! Kuyu, ayna, gölge, cemre ve sükût, Yusuf Emrah’ın hem kişisel hem de evrensel (cihanşümul) hafızasından süzülen semboller olarak karşımızda duruyor.

Kuyu, Ayna ve Gölge…

Kuyu, içe dönüşün, sabırla bekleyişin, geçmişle hesaplaşmanın simgesi. Her insanın kendi derinliğiyle baş başa kaldığı o sessiz alan.

Ayna, yüzleşmenin eşiği. Aynada yalnızca yüzümüzü değil, korkularımızı, kayıplarımızı ve umutlarımızı da görüyoruz.

Gölge, insanın bastırdığı yanlarının toplamı.

Yusuf Emrah, gölgeyi yalnızca karanlık bir yük olarak değil, dönüştürücü bir imkân olarak ele alıyor. “Gölgeyle yüzleşmek sancılı bir süreçti,” diyor; “önce inkâr, sonra direnç, en sonunda kabul… Çünkü gölgeyi reddettikçe ağırlığı artıyor; kabul ettikçe insanın kendi bütünlüğüne dönüşüyor.”

Cemre ve Sükût…

Cemre, karanlıktan sonra gelen ışık; baharın, yeniden doğuşun ve kalpteki uyanışın işareti.

Sükût ise tüm yolculuğun nihai durağı. Kelimelerin tükendiği, hakikatin ancak sessizlikte duyulabildiği an.

Bu semboller, her okuyucun kendi hayatında başka başka anlamlara bürünüyor. Yusuf Emrah onları tek bir yoruma hapsetmiyor: “Ben bir yolculuğun izlerini sunuyorum; okuyucu kendi içsel yolculuğunu o sembollerin ışığında sürdürüyor.”

Kitap boyunca güçlü bir gölgeyle yüzleşme teması öne çıkıyor. Yazar, kendi gölgesiyle tanışmasını acı, direnç ve kabulün üç evresinde ele alıyor. Bu süreç, sadece bireysel değil, aynı zamanda evrensel bir deneyim. Çünkü yazara göre herkesin bastırdığı, gizlediği, susturduğu tarafları vardır.

Yine yazar/şair Yusuf Emrah’a göre bu taraflardan kaçmak, karanlığı büyütüyor; onlarla konuşmaksa insanı dönüştürüyor. “Gölgeyi anlamak bizi daha bütün bir varlık yapıyor,” diyor. Bu yüzden “Deli ve Çocuk”, bir yüzleşme kitabı; iç kuyuya bakabilme cesareti…

Şairin poetik tercihi bilinçli: Hızdan ve hazdan uzak, sabırla yazılmış bir metin. “Kitabın en bilinçli kararı hızdan kaçmak oldu,” diyor. “Yüzleşme aceleyle değil, ağır ağır gerçekleşir.” Bu yüzden “Deli ve Çocuk”, modern dünyanın hızına karşı bir direniş… Her şiir bir durak, her sessizlik bir nefes, her imge bir davet…. Yusuf Emrah, okuyucuyu yavaşlamaya, kendi iç sesiyle kalmaya çağırırken “Yavaşlık bir eksiklik değil, derinleşmenin şartıdır.” Cümlesini kuruyor.

Bu kitabın en önemli vaatlerinden biri, okuyucuyu sorularla yaşamaya davet etmesi olsa gerektir! Malum olduğu üzere modern çağın aceleciliğinde insanlar kendilerini duymayı unuttu! “Deli ve Çocuk”, bu unutuluşu durduran bir hatırlatmadır: “Kuyu sabrı, ayna yüzleşmeyi, gölge içsel mücadeleyi, cemre yeniden doğuşu, sükût hakikatin sessizliğini hatırlatıyor.” Kitap, hazır cevaplar vermiyor; tam tersine, okuyucunun kalbine sorular tevcih ediyor. Herkes kendi yankısını kendi içinde buluyor!

“Deli ve Çocuk”, şiirle düşünceyi, mistik olanla insani olanı, sezgiyle bilinci buluşturan bir eser. Yusuf Emrah burada yalnızca kendi hikâyesini anlatmıyor; ademoğlunun ortak hikâyesini sahneye çıkarıyor. Çünkü Deli ile Çocuk’un yürüyüşü, her insanın içinde süren bir yürüyüş; bir yanda soruların masumiyeti, öte yanda cevapların ağırlığı… Şairin dediği gibi, “Amaç ‘ben’in otobiyografisini yazmak değil, insanın yolculuğuna bir sahne açmak.”

Eserdeki şiirlerin her biri, kişisel bir sezgiyle evrensel bir dil arasında sarkaçlanıyor. Yusuf Emrah’ın kalemi, hem Anadolu irfanından hem de modern düşünceden besleniyor. Yazar bu süreçte bilimsel merakıyla mistik sezgisini birleştiriyor Bu, müellifin hayat serüveninde de görülüyor: Ankara doğumlu olan Yusuf Emrah, Uluslararası İlişkiler eğitimi almış, Orta Asya’nın edebî kültür sosyolojisi üzerine akademik araştırmalar yürütmüş. University of Pittsburgh’ta ABD hapishaneleri ve radikalleşme üzerine yaptığı doktora çalışmasıyla insanın sınır hâllerini gözlemlemiş. İngilizce, Rusça, Farsça ve Kazakça bilen yazar, farklı coğrafyaların dil ve kültür birikimini şiirlerinde harmanlıyor.

Yayımlanmış eserleri arasında Yusuf ile Züleyha ve Between Two Ancient Cultures: Comparison of the Heroes of the Manas Epic and Ferdowsi’s Shahnameh yer alıyor. Yakında yayımlanacak romanı Hamal, insanın yükleriyle yüzleşmesini anlatacak. Yusuf Emrah, şiirlerinde olduğu gibi romanlarında da insanın kırılganlığını, inancını ve anlam arayışını işliyor.

“Deli ve Çocuk”, Akıl Fikir Yayınları tarafından yayımlanan, hem felsefî hem şiirsel katmanlarıyla çağdaş (muasır) Türk edebiyatında özgün iz taşıyan, ana kucağı misali sığınma sahnesi, Bu kitap, bir son değil, bir başlangıç; bir kapanış değil, bir çağrı. Kapağını açtığınız anda yolculuk başlamış oluyor; çünkü bu metin, okuyucunun kalbinde kendi vadisini kuruyor.

Yusuf Emrah’ın “Deli ve Çocuk”u, insana unuttuğu şeyi hatırlatıyor: Kendi içine dönmeyi.
Gölgelerle barışmayı, aynaya bakabilmeyi, kuyunun serinliğinde sabırla beklemeyi, sessizliği anlamın kapısı olarak görmeyi…Bu kitap, netice itibarıyla kendi gölgesiyle tanışmak isteyen her ruh için yazılmış sessiz, sakin bir yüzleşme! Ve belki de, bu yüzleşmenin en büyük sırrı cevapların susması, soruların büyümesi, bu süreçte de sükûtun derinliklerine dalan insanın kendi iç sesini işitmesi.

 

İbrahim Ethem Gören – 07.10.2025, Yazı No: 691

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR