Metin Uca kimdir?
Metin Uca, 1961 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Aslen Hakkarili olan Uca, küçük bir bürokrat ailesinin çocuğu olarak ömrünün büyük bölümünü Ankara ve İstanbul’da geçirdi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okurken, TRT’de spikerlik yapmaya başladı. 1984 yılında TRT’den ayrılarak, özel televizyonlarda çalışmaya başladı. Uca, birçok programın sunuculuğunu, yapımcılığını ve senaristliğini üstlendi. Uca, aynı zamanda bir yazar, şair, tiyatrocu ve stand-up sanatçısıydı. Uca, son olarak “Metin Uca ile Çok Canlı” adlı programı sunuyordu. Uca, evli ve iki çocuk babasıydı.
Trafik kazası geçirmişti
Metin Uca, geçen günlerde Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde seyir halindeyken fenalaşmış ve aracıyla bariyerlere çarpmıştı. Kazada yaralanan Uca, hastaneye kaldırılmış ve yapılan tetkiklerde boyun şah damarının her ikisinin de tıkalı olduğu tespit edilmişti. Uca, bu durumun kazaya neden olduğunu ve bir hafta boyunca hastanede tedavi altında kalacağını sosyal medya hesabından duyurmuştu.
Yoğun bakımda hayatını kaybetti
Metin Uca, günlerdir yoğun bakımda tedavi görüyordu. Sağlık durumu iyiye giden ve dün taburcu edilmesi planlanan Uca, yeniden fenalaşmış ve operasyona alınmıştı. Ancak ünlü sunucu, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Ünlü sunucunun acı haberini menajeri Kübra Kalem Baykara, sosyal medya hesabından yaptığı siyah fotoğraf paylaşımıyla sevenlerine duyurdu.
Baykara, “Metin Ucamızı kaybettik. Kalbimiz acıyor” ifadelerini kullandı.
Cenazesi Adli Tıp’a getirildi
Metin Uca’nın cenazesi, sabah saatlerinde Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden, incelenmek üzere Yenibosna Adli Tıp Kurumu morguna getirildi. Uca’nın cenaze töreni ve defin işlemleri ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.
Sevdiği 3 kadını kaybetmişti
Metin Uca, aynı röportajda, hayatında yaşadığı aşkları ve kayıpları da anlatmıştı.
Uca, “60 yaşındayım ve yalnızım. Aman bana bir şey olursa diye bir kadınla birlikte olma taraftarı değilim. Bu o kadına haksızlık olur. Kendi adıma yetmeye çalışıyorum. Ölümden de korkmuyorum. Güzel öleceğimi düşünüyorum. 30 yaşında 1,5 ay ile anne ve babamı kaybettim. O günden beri de yalnız yaşıyorum.
Bağlanma korkum o zamana dayanıyor. Hayatımda hep sevdiklerimle sınandım. Birlikte olduğum 3 kadını da peş peşe kaybettim. Ankara’da ses sanatçısı bir sevgilimle kötü ayrılmıştık. Evde astım krizi geçirdi. Ona karşı çok mahcup olduğum bir hayatım var.
Sonra Derya’yı kaybettim. Sonra yine bir başkası var. Bu ölümler hep ayrıldıktan sonra oldu. Kendimi suçlu hissetmedim ama istemeden üzdüm. 3 kadın peş peşe ölünce istemeden ben insanların hayatlarını olumsuz etkileyen biri miyim diye düşünmeye başladım. Bundan sonra ilişkileri daha yüzeysel, tutkulu ama evliliğe gitmeyecek bir düzeyde yaşamayı tercih ettim.” şeklinde konuşmuştu.
Vasiyeti ortaya çıktı
Metin Uca, geçen yıl Gökay Kalaycıoğlu’nun sorularını yanıtlarken, ölümü ve vasiyeti ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Uca, “Burası özgür bir ülke olsa yakılarak ölmek isteyenlere de saygı duyulurdu. Ama ne yazık ki böyle bir şansımız yok. Yakılarak ölmek ve küllerimin de İstanbul boğazından serpilmesini istiyorum. Ne yazık ki böyle bir şansım yok. İki yüzlü cenaze törenlerini istemediğim için yakılarak ölmeyi çok istiyorum. Umarım dostlarım ve bu konuda bıraktığım vasiyet çerçevesinde bunu yaparlar. Tören istemiyorum çünkü. Hatırlanmak istemiyorum.” demişti.