`height=

Türkiye`de futbol çok sevilmesine ve özellikle son yıllarda büyük paralar harcanmasına rağmen sürdürülebilir bir başarı elde ettiğimiz söylenemez. Türk futbolunda istikrara dair söylenecek şeyler kuralsızlık, kurumlara güvensizlik ve spor ruhundan uzak tavırlar. Futbolumuzda öyle şeyler oluyor ki mantıkla izahı mümkün değil. FİFA, futbolda artık gol ve penaltı kararlarında hata yapılmasın diye Video Asistan Hakem(VAR) uygulaması başlattı. TFF hepimizin onayladığı şekilde bu uygulamayı hayata geçirdi. Sezon öncesi futbolun paydaşları artık hakem hatalarının daha az tartışılacağı, bu uygulamayla kazananın daha adil olarak belli olacağı görüşünde birleşti. VAR uygulamasına tek eleştiri oyunu yavaşlatacağı, soğutacağı şeklindeydi.

VAR da çare olmadı!

Ancak icraata geçildiğinde ummadığımız olaylar yaşadık. FB-Başakşehir maçında VAR sistemi bozuldu, Başakşehir bir golden ve olası galibiyetten oldu. Teknik arıza dedik geçtik. Galatasaray-Konya maçının 90. dakikasında verilen penaltı kararı ve hakem Hüseyin Göçek`in tavrı taraflı tarafsız bütün futbolseverlerin kafasında soru işareti oluşmasına neden oldu. Böyle kritik bir karar verirken Hüseyin Göçek VAR uygulamasına gitmeye gerek duymadı. Hüseyin Göçek ve VAR hakemi Halis Özkahya ikilisinin 2 dakika 58 saniye konuştuğu ekrandan seyretme tavsiyesinin gündeme gelmediği basına yansıdı. Böylesi kritik bir karar alırken yararlanmayacaksanız VAR niye var! VAR hakemi olarak görev yaparken ve pozisyonun çok net penaltı olmadığı ortadayken neden maçın hakemine 'izle' uyarısı yapılmaz! Bütün bu sorular ve GS-FB maçından sonra verilen cezalar TFF Başkanı Yıldırım Demirören`in GS Teknik Direktörü Fatih Terim`le Galatasaray üzerinden hesaplaştığı yorumlarının yapılmasına neden oldu. Futbol kamuoyu gözünde inandırıcılığını yitiren ve yeterliliği tartışılır hale gelen TFF Yönetimi uzun sürmez yenilenir. Ancak başta bugün şikâyet eden büyükler olmak üzere futbola yön verenler daha iyi ve tarafsız bir yönetim oluşuma çabasına girmeyecek. Daha kolay etki altına alabilecekleri bir yönetim isteyecekler.

Yeniden yapılanma şart

Bu kuralsızlık ve hesap vermezlik durumu futbolumuzun marka değerini düşürüyor. Kulüplerimiz sponsor bulmakta zorlanıyor, tribünler boş. 80 milyonluk nüfustan futbolcu yetişmezken Avrupa`da yaşayan 3/4 milyon civarı Türk nüfusundan sayısız gençyetenek çıkıyor. Sadece Almanya Milli Takımı`nda 4 tane Türk asıllı futbolcu forma giyiyor. Bu gösteriyor ki sorun Türk gencinde değil, yetiştirme biçiminde. Kulüplerimizi yönetenler herhangi bir plan yapma gereği duymuyor. Önceki yönetimleri borçyaptıkları için suçlarken, kendileri borcu büyüterek ayrılıyor. Sadece dört büyük kulübün borcu 10 milyar TL`yi buldu. Borçöyle hal aldı ki artık elde edilen gelirlerle borcun faizini bile ödemek mümkün değil. MİY, Gaziantep gibi kulüplerimiz borçları nedeniyle 3. Lige düştü, Eskişehir, Karabük gibi takımlar borçları nedeniyle transfer yasağı cezası aldı. Görüldüğü gibi futbolumuzdaki bütün veriler tehlikeyi işaret ediyor. Futbolu dünya standartına uygun kurum ve kurallarıyla yeniden yapılandırma şart oldu. Geçtiğimiz günlerde FB başkanı Ali Koç`un dediği gibi gerekirse 5 yıl Avrupa Kupaları`na gitmeyelim ama futbolumuzu yeniden yapılandıralım. Öncelikli olarak yapılması gereken paranın denetimini sağlayıp, kulüp yöneticilerinin yaptıkları borçtan sorumlu tutmak. Bir diğer değişmesi gereken TFF delege yapısı. Kulüpler ve devlet görevlileri ağırlıklı delege yapısıyla özgür bir federasyon olamaz. Paranın kontrolü ve delege yapısının değişmesi futbolun önünü açar.

Adana derbisi dostça bitti

`height=

Ü lkemizde rekabet denince akla üçbüyükler gelir ama en az onlar kadar büyük çekişmenin yaşandığı şehir derbileri vardır. İzmir takımları Göztepe, Altay, Karşıyaka ile Adana takımları Adana Demirspor ve Adanaspor`un aralarında oynadığı maçlarda şehirde hayat durur, büyük heyecan yaşanır. Türk futboluna sayısız yıldız kazandıran bu takımlar hangi ligde ve durumda olursa olsun aralarında oynadıkları maçlar tartışılmaz önemdedir. İşte bu Anadolu derbilerinden biri Adana`da oynandı. Demirspor`un sahasında oynanan maçta çok sayıda ilginçolay yaşandı. Maçın başlamasına kısa bir süre kala bir Adana Demirsporlu taraftarı yamaçparaşütü ile sahaya indi. Çok sayıda taraftarın cep telefonu ile görüntülediği bu enteresan olay sosyal medyada büyük ilgi gördü. İtfaiye araçlarından tazyikli su sıkılarak tribündeki taraftarların serinlemesi sağlandı. Maçın 15. dakikasında Demirspor`u 1-0 öne geçiren Jacup Kosecki`yi omuzuna alan Yılmaz Vural, bu şekilde bir süre sahayı turladı. Bir taraftar sahaya sis bombası attı. Maçın 85. dakikasında Ahmet Dereli Adanaspor`un beraberlik golünü kaydetti ve maç1-1 berabere bitti. Bu sonuçla Adana Demirspor puanını 20`ye yükseltirken Adanaspor`un puanı 15 oldu. İlginçlikler dolu geçen güneyin derbisinde puanlar paylaşıldı ve dostluk kazandı.

Cedi Osman NBA`de kalıcı

`height=

Cedi Osman 2. sezonunu geçirdiği NBA`de kendini kabul ettirmeyi başardı. Yeniden yapılanma sürecini yaşayan Cleveland Cavaliers formasıyla maçbaşına 31 dakika oyunda kalan temsilcimiz bu sürede 11.7 sayı 5 ribaund ve 2.5 asist ortalamasıyla takımına çok yönlü katkı yapıyor. Beraber oynadıkları geçen sezon LeBron James ile sıkı dostluk kuran Cedi Osman, NBA`in en büyük yıldızlarından biri olan yıldız basketbolcunun saygısını kazanmış durumda. Cedi`den her zaman övgüyle Kral lakaplı basketbolcu, Lakers formasıyla bu defa rakip olduğu Cleveland`da hem taraftar hem de basketbolcumuz tarafından sıcak karşılandı. Lakers`ın galip geldiği maçta 21 sayı atan Cedi maçsonunda ustası LeBron`dan tebrik almayı başardı. NBA`yi yakından takip edenler bilir bir yıldız basketbolcu diğer bir basketbolcuyu övüyorsa bunu jest olsun veya iyi biri olduğu için değil, basketbola olan katkısı nedeniyle yapar. Bu açıdan baktığımızda Cedi Osman`ın LeBron James`ın dostluğu ve övgüsünü kazanması daha bir anlam kazanıyor. 95 doğumlu basketbolcumuzun tıpkı Hidayet ve Mehmet Okur abileri gibi uzun ve başarılı bir NBA kariyeri olacağını düşünüyorum. İnşallah bir sakatlık yaşamaz ve kendisinden beklentimizi parkeye yansıtır.

River-Boca şöleni holiganizm engeline takıldı!

`height=

Futbol, kitleleri peşinde sürükleyen, en çok izlenen, en çok konuşulan spor. Birçoğumuz tuttuğumuz takımın zaferleri ile coşuyor mağlubiyetleri ile kahroluyoruz. Bu durumu canlı tutan ise hiçşüphesiz büyük rekabetler. Ü nü ülke sınırlarını aşıp, dünyaya taşan büyük derbiler var. Barcelona-R.Madrid, İnter-Milan, M.United-Liverpool ilk akla gelenler. Ancak bunların hiçbiri River Plate ve Boca Juniors arasındaki rekabetle kıyaslanamaz. Buenos Aires in rıhtım bölgesi olan La Boca da kurulan iki kulüp bugün aradaki fark azalmakla beraber sınıf farkını simgeler. 'Cenevizliler' olarak bilinen Boca taraftarları genellikle işçi sınıfından İtalyan göçmenleri olurken, Los Millonarios (Milyonerler) olarak bilinen River Plate taraftarları eğitim ve gelir seviyesi yüksek sınıftan oluşur. İki takım taraftarının birbirine yakıştırmaları da alaycıdır. Boca taraftarları, River oyuncu ve taraftarlarının korkak olduklarını iddia ederek onları Gallinas (tavuk) olarak nitelerken, River taraftarları ise fakir rakip taraftarlarının kötü koktukları gerekçesi ile Los Chanchitos (küçük domuz) der. 'Superclasico' olarak adlandırılan dünyanın en büyük derbisi bu defa Güney Amerika Şampiyonlar Ligi Kupası 'Libertadores Kupası' için oynandı. Boca Juniors`un sahasında oynanan ilk maç2-2 berabere bitti. Kupanın kazananının belli olacağı rövanş maçının oynanmasına ise bir grup River taraftarının Boca Juniors otobüsüne taşlı saldırısı engel oldu. Bocalı oyunculardan Pablo Perez ve Gonzalo Lamardo atılan taşlarla kırılan cam parçaları nedeniyle gözlerinden yaralandı ve final maçı ileri bir tarihe ertelendi. Sadece iki takım taraftarlarını değil dünyadaki pek çok futbolseveri üzen olaylar yerine futbol konuştuğumuz bir final izlemek en büyük temennimiz.