`height=

O halde bu yazıyı sindire sindire okumanız gerekecek sevgili okuyucularım.

Tıbbi literatürde uyku bozukluğu, uyku apnesi gibi isimlerle anılan horlama konusu fıkraların vazgeçilmez konularındandır.

Kimileri horlamaya taş fırın erkeği mantığıyla, hoş yorumlar getirse de, horlama hiçde öyle hafife alınacak bir durum değil...

Çünkü horluyorsanız, uyku bozukluğu yaşadığınız söylenebilir.

Hele bir de, yakınlarınızda varsa bilirsiniz. Yeter ki uykuya dalsın azizim... Bir nefes aldıktan sonra bir daha bekle ki geri versin... Saniyeler geçer... Dakikaya ulaşır; Neredeyse 'yahu öldü mü bu adam?' diyesiniz gelir. Birkaçkez şaşırırsınız. Sonra onun o haline siz de alışırsınız. Dersiniz ki:

'O öyle uyuyor...'

Sahiden öyle mi uyuyor, yoksa bir rahatsızlık sebebiyle mi öyle uyumaktadır?

Peki siz nasıl uyuyorsunuz? Bu konuda yakınlarınızdan bilgi almayı hiçdüşündünüz mü?

Bunları niye mi söylüyoruz?

Hani duymuşsunuzdur 'uyku yarı ölüm' derler... Hatta Cahit Sıtkı Tarancı`nın şiirini hatırlıyor musunuz?

'Neylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaçyaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.'

Allah göstermesin, normal hayatında hiçbir şeyi olmadığı halde, uykuda iken bir daha uyanmayan insanların ölümü bir gerçeği ortaya koyuyor.

Uyku apnesi denilen rahatsızlığın toplumda her yüz insandan dördünde &ndash beşinde var olduğunu, bunun da en az astımlı insan sayısı kadar olduğunu belirtiyorlar.

Aslında dert yandığımız birçok rahatsızlığın temelinde, uykuda iken nefes alma bozukluğunun olabileceğini biliyor musunuz?

'Hadi canım sen de' mi diyorsunuz?

Cevap verilmesi gereken sorular

İsterseniz şöyle aynanın karşısına geçin. Kendi kendinize bir sorun bakalım:

-Kilonuz, boyunuza göre normalin üzerinde mi?

-Akşamları içki içme alışkanlığınız var mı?

-Burundan nefes almakta zorluk çekiyor musunuz?

-'Uyurken çok horluyorsun' diyorlar mı?

-Uykuda nefes alırken sürekli duraklıyorsunuz diyorlar mı?

-Uykuda bir o yana bir bu yana döndüğünüzü hissediyor musunuz?

-Sabahları yorgun mu kalkıyorsunuz?

-Gün içinde yarı uykulu mu dolaşırsınız?

-İşinize kendinizi verememekten şikâyetçi misiniz?

-Bir işi sonuna kadar götürmekte zorlanıyor musunuz?

-Kendinizi sıkıntılı, huzursuz, mutsuz hissediyor musunuz?

-Yüksek tansiyonunuz var mı?

-Son zamanlarda cinsel isteksizlikler yaşamaya başladınız mı?

-Ya taş fırın erkekleri, ereksiyon sorunuyla başınız dertte mi?

Hiçkusura bakmayın bu gibi durumlar sizde uyku apnesi denilen solunum rahatsızlığı olduğuna işaret ediyor...

Gelin uyku durumunuzu hafife almayın, doktorunuzla bir konuşun...

Bu rahatsızlığa (Uyku apnesine) kimler adaydır?

-Masa başı hareketsiz meslekte olanlar,

-Bilgisayar ve telefon başındaki sekreterler,

-Karaciğer yağlanmasından şikâyet edenler,

-Yüksek tansiyonu olanlar,

-Boyun kireçlenmesi olanlar,

-Boyun fıtığı olanlar,

-Taban yüksekliği ya da çöküklüğü olanlar,

-Şeker hastalığı gibi hemoroit gibi kronik rahatsızlıkları olanlar.

-Kronik rahatsızlığı sebebiyle ilaçkullananlar,

-Alerjik ve gizli alerjik bünyeye sahip olanlar,

-Kabızlık, şişkinlik, hazımsızlık çekenler,

-Fazla kilolu olanlar,

-Sigara ve alkol kullananlar,

-Stresli ortamda bulunanlar,

-Hayat standardında bazı düşmeler yaşayanlar,

Bunların her biri uyku apnesini meydana getirici faktörlerdir. Siz yine de uyku apnesinin belirtilerini mi istiyorsunuz? Tamam belirtilerini de sıralayalım.

Uyku apnesinin belirtileri

-Uykuda, kompresörle asfalt deliyorlar gibi gürültülü ve şiddetli horlar.

-Uykuda nefes alıp bir daha uzun süre nefes veremez.

-Rahatsızlık sebebiyle uykusunu alamayıp gündüz yarı uykulu gezer.

-İş hayatında, özel hayatında miskin tembel ve uyuşuk olur.

-Nerde olursa olsun 'şöyle bıraksalar da bir uyusam' görüntüsü verir.

-Araba kullanırken kırmızı ışıkta bile uykuya dalabilir. Bu rahatsızlık aslında trafik kazalarına davetiye çıkartan ve hiçde dikkate alınmayan bir durumdur.

-Sabah ne yediğini hatırlamaz tipte unutkan kişilik sergiler. (Bu durumlar, böyle kişilerin toplumda ciddiye alınmamalarına sebep olabilir. İşin en kötüsü, bu kişiler, böylesi durumlar yaşayıp üzülmelerine rağmen, bunu uyku bozukluğundan değil de kendi başarısızlığından zannederler. Ü stelik aile fertleri ya da yakınları ikaz ettiği halde bunun çaresine bakmazlar. Çünkü hastalık olarak görmez, ciddiye almazlar.)

-Sabahları baş ağrısı çekebilirler ama sebebini araştırmazlar.

-Sekse ilgilerinin kaybolduğunu bilirler ama bu sebep akıllarına gelmez.

-Erkeklerin ereksiyon sorunlarında uyku apnesinin de rolü büyüktür.

Bu ve benzeri birçok etken uyku apnesi rahatsızlığının belirtileri arasındadır.

Uyku apnesinin sebepleri nelerdir?

Peki sebepleri nelerdir bir de ona bakalım isterseniz.

Uyku dinlenme anıdır. Nasıl hareket etmezken çalışan otomobil rölanti halindeyse, insan vücudu da uykuda, tıpkı bu halde olduğu gibi rölantiye geçer.

Uykuda iken, solunumda kullanılan kaslarımız da dâhil, vücuttaki bütün kaslar uyanık haldekinden daha fazla gevşer.

Bu gevşeme kimilerinde çok daha fazla olur. Öyle ki solunum tehlikeye girer. Soluk borusu kapanmaya yüz tutar.

Bir kısım insanda ise kaslar uykuda normal bir dereceye kadar gevşer, fakat boyun pasajı normalden daha dar olduğu için uykuda kapanma yine gerçekleşir.

Bazı vakalarda da problem beynin uyku da solunumu kontrol eden kısmındadır. Beyin, solunumu kontrol eden kaslara gerekli emirleri göndermeyi unutuyor gibi gözükür.

'Bu durum niye böyle oluyor?' denildiğinde, somut belirtileri temel alan geleneksel tıp 'kesin bir belirtisi yoktur' der. Ancak bu durumu etkileyen birçok faktör vardır. Kişinin çocukluğundan itibaren yaşadığı her hal bünyenin geleceğini etkilemektedir. Örneğin,

-Bünyede olan gizli alerji,

-Karaciğerdeki enzim salgılanma bozukluğu,

-Kulaklardaki arızalar,

-Kalın bağırsağın durumu, kabızlık, şişkinlik, gaz gibi şikâyetler,

-Burun kemiklerinde deviasyon yani eğrilik,

-Burunda polip olması,

-Fazla kilolu olmak,

-Küçük dilin normalden uzun olması,

-Solunum yollarında yaşanan birtakım problemler,

-Aşırı stres ve yorgunluk

-Sigara, alkol, anti depresan türü sakinleştirici ilaçkullanımı,

-Ses tellerinde farklı sebeplerden dolayı oluşan ödem,

-Toksik maddeler,

-Çevre kirliliği, egzoz dumanları vs.

-Boyun rahatsızlıkları sebebiyle beyne giden oksijen azlığı gibi birçok faktör daha vardır.

Bütün bunlar bir araya geldiğinde vücudun normal denge sistemi ister istemez etkilenir.

-Gözler etkilenir, -Burun etkilenir, -Karaciğer etkilenir, -Kulaklar etkilenir, -Pankreas etkilenir,

-Kalın bağırsak etkilenir.

Bir hatırlatma

Uyku apnesi şikâyeti olanlara bazen, derinlemesine bir araştırma yapmadan deniliyor ki:

'Burunda deviasyon, yani kemik eğriliği var'

'Burunda polip var'

'Genizde et var'

'Küçük dilin uzamışlığı var'

-E ne yapacağız?

-Minik bir operasyonla (ameliyatla) hiçbir şey kalmayacak.

Hasta bu öneriyi kabul ediyor ve operasyon gerçekleşiyor.

Sonuç?

Hiçbir şey değişmiyor. Yahut bir müddet rahatlama olsa da, çok geçmeden aynı rahatsızlık tekrar ortaya çıkıyor?

Niye?

Çünkü vücut o hale niçin geldi o araştırılmıyor? Yani bataklık kurutulacağına sivrisinek avcılığı yapılmış olunuyor.

Eğer minik ameliyatlarla bu konuda gerçekten % 100 başarı elde edilebilseydi, sağlıkta gelişmiş Amerika gibi İngiltere gibi birçok ülkede, bu tür sorunlar tamamen ortadan kalkmış olurdu.

Oysa dünyanın her yerinde uyku apnesi henüz kesin çözümü olmayan rahatsızlıklar arasındadır. Neden?

Çünkü anatomik yapısal bozukluk haricinde bu tür vakalar bazen sonuçtur. Sebebini ortadan kaldırmadan sonuca nasıl çözüm bulunabilir ki?

Bu konuya bir sonraki yazımızda devam edeceğiz;

Sağlıklı günler dileğiyle;