Gündem Özel

Sabah tıp öğrencisi, akşam temizlik işçisi! İşte o başarının sırrı...

Diyarbakır’da yaşayan Ahmet Selçuk Maral ve Mehmet Caner Bahçivancı, hayallerini gerçekleştirmek için büyük bir mücadele veriyorlar. Hem Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan hem de aynı fakültenin hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan iki arkadaşın başarılarının sırrı ise birlikte çalışmak ve azimle hedeflerine ulaşmak.

Abone Ol

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan Ahmet ve Mehmet, hem eğitimlerine devam ediyor hem de aynı fakültenin hastanesinde temizlik personeli olarak çalışıyor. Milliyet'ten Betül Topaklı'nın haberine göre, bu zorlu süreçte nasıl başarılı olduklarını ve neler hissettiklerini anlattılar.

Ahmet Selçuk Maral, 2003 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi. Ticaretle uğraşan babasının ve ev hanımı annesinin 5 çocuğundan biri olan Ahmet, küçüklüğünden beri tıp okumak istiyordu. Babasının da bu hayali desteklemesiyle Ahmet, eğitim hayatında hep başarılı oldu. Köy okulunda başladığı ilkokulu merkezde tamamladı. Bursluluk sınavını kazanarak fen lisesine girdi. Liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına hazırlanmaya başladı. Ancak ilk yıl istediği sıralamayı yapamadı. Bir yıl daha hazırlanmaya karar verdi. Bu süreçte gittiği dershanede Mehmet Caner Bahçivancı ile tanıştı. Ahmet, “Küçüklüğümden bu yana tıp okuyup doktor olmak istiyordum. Hayalim hep bunun üzerine kuruluydu. İlk yıl üniversite sınavında 27 bin sıralama yaptım. Bu rakam tıpa girmeme yetmedi. Bir yıl daha hazırlanmaya karar verdim. Gittiğim dershanede ise benimle aynı kaderi yaşayan Mehmet Caner Bahçivancı ile karşılaştım.” dedi.

Mehmet Caner Bahçivancı: “Eğitime Önem Veren Bir Aileden Geliyorum”

Mehmet Caner Bahçivancı, 2003 yılında Batman’da doğdu. Devlet memuru olan babasının görevi nedeniyle bir süre Mardin’de yaşadıktan sonra Diyarbakır’a yerleşti. Eğitime önem veren bir aileden gelen Mehmet’in ablası matematik öğretmeni, abisi ise inşaat mühendisiydi. Mehmet ise doktor olmak istiyordu. Başarılı bir öğrenci olan Mehmet, liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girdi. Ancak istediği puanı alamadı. Bir yıl daha sınava hazırlanmak için dershaneye gitti. Burada Ahmet Selçuk Maral ile tanıştı. Mehmet, “Lise hayatımızda da yaz tatillerinde çalışan insanlardık. Bir şekilde harçlığımızı çıkarmayı, bireysel paramızı kazanmayı seviyor ve bu durumu destekliyoruz. Tıp Fakültesi 1. sınıfta okurken KPSS sınavına girdik. Çünkü hep böyle bir hayalimiz vardı. Ahmet 85, ben 83 puan aldım. Dicle Üniversitesi’nin alım yaptığını fark ettik. Aynı hastanede hem eğitim almanın hem de personel olarak çalışmanın rahat olacağını düşündük. Ahmet 3’üncü ben de 5’inci olarak alıma başvurduk ve sonrasında kabul edildik.” diye konuştu.

Birlikte Çalışarak Başarıya Ulaştılar

Ahmet ve Mehmet, birlikte hazırlandıkları YKS sınavında 14 bine girerek Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmeyi başardılar. Aynı zamanda KPSS sınavına da hazırlanan iki arkadaş, aynı fakültenin hastanesinde temizlik personeli olarak işe başladılar. Hem okuyup hem çalışarak eğitim masraflarını karşılamaya çalışan iki arkadaş, birlikte çalışmanın ve azimli olmanın başarıyı getirdiğini söylüyorlar. Ahmet ve Mehmet, hayallerine ulaşmak için verdikleri mücadeleyi sürdürüyorlar.

Ailelerine Yük Olmak İstemiyorlar

Ahmet ve Mehmet’in aileleri, hem çalışıp hem de tıp fakültesinde okumalarına sıcak bakmadı. Çünkü bu durumun çocuklarını zorlayacağını düşünüyorlardı. Zaten güç olanı başarmış tıp fakültesine girmişlerdi. Tek istedikleri çocuklarının iyi bir eğitim alıp, güzel bir hayat sürmeleriydi. Onlarla yeterince gurur duyuyorlardı. Bu nedenle de üzerlerine ne düşüyorsa yapmaya hazırlardı. Ancak iki genç, hem okul hem de işi beraber götürebilecekleri konusunda ısrar ediyor ve ailelerine yük olmak istemiyorlardı.

Anne ve babalarını ikna etmeyi başaran Ahmet ve Mehmet, 15 Haziran’dan bu yana eğitim gördükleri Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde temizlik personeli olarak çalışmaya başladı. “Eylül ayından itibaren de okulumuzun ikinci dönemi başladı” diyen Ahmet, “Şu an derslerle işi beraberinde götürmeye çalışıyoruz” dedi. Hastanedeki hocalarının bu durumu şaşkınlıkla karşıladığını söyleyen Mehmet, “Okuduğumuz bölümün ne kadar zor olduğunu bizden daha iyi biliyorlar. Hocalarımız, ‘İş ile okulu nasıl birlikte yürüteceksiniz? Size nasıl yardımcı olabiliriz?’ şeklinde yaklaşımlar sergilediler. Arkadaşımla hem işi hem de eğitimi birlikte yürütebileceğimize inandık. Belki tek başıma olsaydım ya da arkadaşım tek başına olsaydı buralara kadar gelmemiz çok daha zor olabilirdi” dedi.

Beyaz Önlükten İş Kıyafetine

Dicle Üniversitesi’ndeki derslerinin 8-8 buçuk gibi başladığını söyleyen Ahmet, “Derslerimiz en geç saat 16.00’ya kadar bitiyor. Sonrasında hastanedeki işimiz başlıyor. Gece vardiyasında çalışıyoruz. Yani beyaz önlükleri çıkarıp, iş kıyafetlerimizi giyiniyoruz. Molalarımızda ve haftalık tatillerimizde de ders çalışıyoruz. Fakülteyi iyi bir ortalamayla bitirmek istiyoruz. Şimdiden bölüm seçme heyecanımız başladı” diyerek seçtikleri bölümlerin en iyi doktorlarından olmak istediklerine vurgu yaptı.

Başarılarının Sırrı

Peki, hem Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan hem de KPSS’de iyi bir puan alarak aynı fakültenin hastanesinde temizlik personeli olarak işe başlayan gençlerin başarılarının sırrı ne?

Ahmet ve Mehmet bu soruyu şöyle cevapladı:

“İyi bir çevre ve iyi bir arkadaş başarıyı beraberinde getiriyor. Bizim bulunduğumuz çevredeki bütün arkadaşlarımız ya tıp ya da mühendislik fakültelerini kazandı. Yani çalışan, azmeden ve düşünebilen bir arkadaş ortamı bizim başarımızdaki en önemli unsurlardan. Ailelerimizde bizi maddi ve manevi olarak çok destekledi. Biz de çalışıp azmedince başarı peşimizi bırakmadı.”