Mübarek Ramazan ayı bereketi, coşkusu ve sevgisiyle birlikte geliyor. 
Sözlükte 'günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalınayak yürümekle ayakların yanması' manasına da gelen bu ayda, adete insan ruhen ve bedenen diriliyor ve yenileniyor. Ramazan ayı, insanın bir taraftan açları ve açıkta kalanları düşündürürken diğer yandan müminleri  temizleyerek olgunlaştırıyor. 
Ramazan deyince öncelikle oruçve daha sonra yatsı namazından sonra kılınan teravih namazı akla geliyor.  Oruçtutulan bu ayda açlık ve susuzluğun etkisiyle insanın içinin yandığı, orucun hararetiyle günahların yakıldığı, güz yağmurlarının yeryüzünü yıkadığı gibi ramazan orucunun da müminleri günahlardan yıkayıp temizlediği için aya bu ismin verildiği yönünde bazı rivayetler vardır.Ancak oruçtutmak daha önceki kadim toplumlarda da var olduğu bilinmektedir. Ramazan ayının bir başka özelliği de yardımlaşma, dayanışma ve kaynaşmadır. 
Kur`ân-ı Kerî m`de adı geçen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay ramazan ayıdır. Orucun farz kılındığını bildiren âyetlerin hemen ardından ramazanın insanlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayıran Kur`an`ın indirildiği ay olduğu belirtilir ve bu aya ulaşanların oruçtutması emredilir (el-Bakara 2/185). Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen, büyük bir coşku ve heyecanla karşılanan ramazan ayı müminler için büyük bir fırsattır. Her zaman sevinçve coşkuyla karşılanan ramazan ayında çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede ülkemizde ve İslâm dünyasında ramazana has birçok dinî ve sosyal içerikli gelenek oluşmuştur. Camilerde kandillerin yakılması, minareler arasına mahya kurulması, iftar davetleri, ihtiyaçsahiplerine yardımların arttırılması sokaklarda davul çalınıp mâniler söylenerek sahur vaktinin halka duyurulması, ramazana has yiyeceklerin hazırlanması gibi uygulamalar farklı şekillerde de olsa varlığını sürdürmektedir.
Teravih namazları
Salgın nedeniyle iki yıldan beri camilerde teravih namazı kılınmıyordu. İki yılın ardından ramazan ayında camilerde teravih namazları kılınmaya başlandı. Ancak camilerde cemaat kaybı olduğunu gözlemledim. İstanbul`un iki yakasında da farklı camilerde teravih namazı kılmak nasip oldu. Büyük Selatin camilerde iki rekatta bir selam verilirken küçük mahalle cami ve mescitlerde ise dört rekat bir selam verilerek kılınıyor. Ü sküdar Sinan Paşa Camii`nde iki rekatla bir selamla ve hatimle teravih kılınıyor. Eyüp Sultan, Fatih, Süleymaniye ve Ayasofya gibi büyük camilerde ise kısa ayetlerle iki rekatta bir selamla teravih kılınıyor. Şişli Camii`nde ise dört rekatta bir selam verilerek kılınıyor. Selam aralarında ise salavat, ve kısa ilahiler okunuyor. Camilerde bir başka gözlemim ise cemaatin İslam coğrafyasından yani gönül coğrafyasından cemaatin artmasıdır. Bu durum gönül coğrafyamızdaki mümin kardeşlerimizle kaynaşmaya, dayanışmaya ve yardımlaşmaya vesile olmaktadır. İstanbul`un çeşitli yerlerinde iftar için insanların kuyruklar oluşturduğunu da görmek mümkündür. 
İki Yılın Ardından Diyanet Kitap Şöleni
İki yıldır  salgın (pandemi) nedeniyle ara verilen kitap fuarı bu yıl Ramazan ayında yeniden okurla buluştu. Artık Ramazan ayıyla özdeşleşen Diyanet Vakfı`nın organize ettiği 39. Kitap ve Kültür Fuarı bu yıl 27 Nisan tarihine kadar kitap kurtlarını ağırlayacak. 1983 yılının Ramazan ayında Diyanet Vakfı`nın organizasyonu ve 30-40 kadar yayınevinin öncülüğünde başlayan fuar bugün onlarca yayınevini ve okuru ağırlamaya devam ediyor. Yaklaşık 2500 metrekarelik kapalı alanda 100`ün üzerinde yayıncının katıldığı fuarlarda söyleşi ve imza programlarının yanı sıra çeşitli kültürel etkinliklere de yer alıyor. Özellikle hafta sonları, iftardan sonra okurların ilgisini görüyor. Yabancı dilde yayınlara ve yayıncılara bu sene ilk defa özel bir alan verilen fuar, uluslararası bir boyut kazandı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından düzenlenen 39. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı`nın açılışını İstanbul Fatih Camii`nde yaptı. 
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş
Fatih Kitap ve Kültür Fuarı açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 'Yarınlara kalan en büyük miras kitaptır. Alemde kullanıldıkça değerini yitirmeyen bir şey varsa kitaplar ve onlarda mevcut olan bilgilerdir. Bu sebeple yayınevlerini bu mirasın taşıyıcıları olarak görüyor, kitap fuarlarını da modern çağın gezen kütüphaneleri olarak tarif ediyorum. Kitap neşriyatının da kutsal bir görev olduğuna inanıyorum. Çünkü insanı kitapla buluşturmak, insanı bilmediği ile buluşturmak, bunu imani ve ahlaki bir hassasiyet ile yapmak gerçekten mübarek bir iştir, nafile bir ibadettir. Bizler tarihten günümüze kitaba verdiği değerle örnek olmuş bir medeniyetiz. Adeta kitabı ve kütüphaneyi mabet mesabesinde görmüşüz. İçinde yaşadığımız çağ maalesef okumanın ötelendiği, imajın ve seyrin öncelendiği bir çağdır. Böylesi bir dünyada elbette kitapseverlere büyük görevler düşmektedir.'
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 'Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yıllardır kalplerimizi manen dirilten Ramazan ayında zihinlerimizi aydınlatmak, bilinçve idrak dünyamızı canlı kılmak adına kitap fuarları düzenlemekteyiz. Amacımız mübarek Ramazan ayını kitapla buluşmaya vesile kılmaktır.' dedi.
39 Yıllık Gelenek
39 yıldan beri devam eden 'kitap kültür fuarı' için bir eleştirimiz var. Fuar yerine şenlik veya şölen  dense daha iyi olur diye düşünüyorum. Fuar kelimesi kitap için pek yakışık bir kavram gibi durmuyor. Fuar manevi çağrışım yapmıyor. Fuar maddi ve tüketime dönüş kullanıp atılacak şeyler için daha çok şey ifade ediyor. O nedenle manevi değeri olan kitap için fuar kavramını kitapla birlikte yer alması pek kulağımızı tırmalıyor. Bilmem  yanılıyor muyum? Diyanet İşleri Başkanlığını yayınlarına bir önerim, fuar değil de şenlik, şölen gibi kavramların kullanılmasıdır. 39.Diyanet Kitap ve Kültür Şenliği kapsamında Fatih Camii avlusundaki çadırları dolaştım. Arapça kitapların yoğun olduğu şenlikte ilginin az olduğunu gördüm. Kitap fiyatları ise adeta el yakıyor. Çünkü kağıt fiyatları ithal ve oldukça pahalı. Diyanet yayınlarından çıkan kitapların fiyatı diğer yayınları göre çok hesaplı. Diyanetten yayınlarından iki kitap aldım. İlki 'My Family' kitabı. İkincisi ise tarihçi Cemal Kutay`ın bundan tam elli yıl önce basılan ve ikinci baskıyı Diyanet yayınlarından çıkan, 'Kurtuluş ve Cumhuriyet`in Manevi Mimarları' kitabı. 
İnsan düşüncesine en çok etki eten şey hiçşüphesiz kitaplardır. Kitap okuyarak zihnimizi zinde tutarız. Okumanın, düşünmenin ve keşfetmenin en büyük insani hasletti kitaplardır. Ü lkelerin kalkınmışlığıyla kitap okuma arasında anlamlı bir fark vardır. Dijital çağda kitaba duyulan ilgi asalsa da kitap önemini hiçbir zaman yitirmeyecektir. Elbette bunun için emek ve gayret etmek gerekir. Ramazan ayınızın mübarek olsun. Şimdiden yaklaşan Kadir gecenizi ve Ramazan Bayramınızı da tebrik ediyorum.