Gündem Özel

Rahim ağzı kanserinde olağanüstü gelişme!

Bilim insanları, düşük maliyetli kemoterapi ilaçlarını kullanarak, rahim ağzı kanserinin tedavisinde son 20 yılın en önemli ilerlemesi olarak kabul edilen bir yöntem geliştirdi.

Abone Ol

Tedaviye ilişkin deney bilgileri, Avrupa Medikal Onkoloji Topluluğu (EMSO) konferansında paylaşıldı ve bu yaklaşımın ölüm veya kanserin nüks etme riskini yüzde 35 oranında azalttığı duyuruldu. İngiltere merkezli Cancer Research UK, çalışmayı finanse etti ve sonuçları "olağanüstü" olarak değerlendirdi.

Dünyanın en büyük bağımsız kanser araştırma kurumlarından biri olan Cancer Research UK, kliniklerin yakın gelecekte aynı yaklaşımı hastalarına uygulamayı umut ettiğini belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, rahim ağzı kanseri kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türüdür. Bu kansere bağlı ölümlerin yaklaşık yüzde 90'ı, düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelir. İngiltere'de her yıl binlerce kadın rahim ağzı kanserinden etkilenir, ve bu hastaların çoğunu 30'lu yaşlarındaki kadınlar oluşturur.

Radyoterapi tedavisindeki ilerlemelere rağmen kanser, vakaların üçte birine yakınında nüks eder. Bu da yeni tedavi yaklaşımlarının gerekliliğini vurguluyor.

Cancer Research UK'den Dr. Iain Foulkes, "Kanser tedavisinde zamanlama her şeydir. Diğer bazı kanser türlerinde ameliyat ve radyoterapi gibi tedavilerden önce ek kemoterapi seanslarının önemini gösteren kanıtlar giderek artıyor. Bu, sadece kanserin nüks etme olasılığını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda mevcut ilaçlar kullanılarak hızlı bir şekilde tedavi edilmesini sağlıyor" diyor.

Foulkes ayrıca "Bu deneyin rahim ağzı kanserinin tedavisinde sağlayabileceği ilerlemelerle ilgili heyecan duyuyoruz ve kısa süreli indüksiyon kemoterapisinin kliniklerde hızla benimseneceğini umuyoruz" diye konuştu.

Çalışmaya rahim ağzı kanseri olan 250 kadın katıldı.

Bu kapsamda kadınlara altı hafta boyunca kemoterapi ilacı karboplatin ve paklitaksel kemoterapisi uygulandı. Ardından "olağan" radyoterapinin yanında haftalık sisplatin ilacı ve bir radyoterapi türü olan brakiterapi tedavisi uygulandı.

Kontrol grubundaki diğer 250 kadınaysa, sadece olağan kemoradyoterapi uygulandı.

Beş yıl sonra, yeni tedavinin uygulandığı kadınların yüzde 80'i hayattaydı ve kanseri nüks etmeyen ya da yayılmayanların oranı yüzde 73'tü.

"Olağan" tedavi grubundaki kadınların yüzde 72'si hayatta kaldı ve bu kadınların yüzde 64'ünün kanseri nüks etmedi ya da yayılmadı.

Araştırmayı yöneten UCL Kanser Enstitüsü'nden Dr. Mary McCormack, "Deneyimiz, standart kemoradyoterapiden hemen önce uygulanan bu kısa ek kemoterapi kürünün, kanserin tekrarlaması veya ölüm riskini yüzde 35 oranında azaltabildiğini gösteriyor. Bu 20 yıldan uzun süredir hastalığın seyrinde yaşanan en büyük ilerleme" dedi.

McCormack ayrıca, "Burada önemli olan hastalar hayatta ve iyilerseniz, kanser beş yıl boyunca nüks etmiyorsa büyük olasılıkla iyileşmiş oluyorlar, sonucu heyecanlı kılan tarafı da bu" diye konuştu.

Uzmanlar, iki kemoterapi ilacının düşük maliyetli, erişilebilir ve hastalarda kullanımı için onay alınmış olması nedeniyle yaklaşımın tedavide standart uygulama haline gelebileceğini düşünüyorlar.

Ancak, rahim ağzı kanseri olan her kadının, tedaviden aynı faydalı sonuçları alamayacağı belirtiliyor.

Çalışmaya katılan kadınların çoğunda kanser vücutlarının başka yerlere yayılmaya başlamamıştı.

Hastalığı daha ilerlemiş kadınlarda tedavinin ne kadar etkili olacağı net değil.

İlaçlar, bazı istenmeyen yan etkilere yol açabilen bulantı, kusma ve saç dökülmesi gibi yan etkilere de sebep olmakta.