`height=

Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan Ay`ın, İTÜ T.M.D. Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü mezunumuz,  Lutiye Naim İYİGÜ N ile yaptığı söyleşiyi yayımlıyoruz;

AY: İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı`nı bitirdikten sonra görüşemedik. Nasılsınız?

İYİGÜ N: Teşekkür ederim, iyiyim. Evet, konservatuardan sonra görüşemedik. Umarım sizler de iyisinizdir sevgili hocam.

AY: Teşekkürler; Kendinizi kısaca okurlarımıza tanıtır mısınız?

İYİGÜ N: 1975 Ordu doğumluyum. İlk, orta ve lise tahsilimi Ordu`da tamamladım. Küçük yaşlarda Türk Halk Oyunları ile ilgilenmeye başladım. Uzun yıllar halk oyunları ekiplerinde dans ettikten sonra kısıtlı imkanlarla öğrendiğim dilli ve dilsiz kaval ve ardından klarnet icrasına başladım. Akabinde halk oyunları yarışmalarında müzisyen olarak görevler aldım. Aynı yıllar emekli marangoz ve hediyelik eşya yapımcısı babam Ali İyigün`den etkilenerek ağaçişleri ile ilgilendim. 1996 yılında İ.T.Ü . Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü`ne öğrenci olarak başladım. Meslek sazı olarak Tanbur sazını seçtiğimden mızraplı sazlar yapımı ve özellikle tanbur yapımı üzerine yoğunlaştım. Sevgili hocalarım Cafer Açın ve Turhan Demireli`den gördüğüm özel ilgi ile yapım, bakım ve onarım çalışmalarımı geliştirdim. Konservatuardan mezun olduktan sonra 2002 yılında Harran Ü niversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü`nde Öğretim Görevlisi olarak atandım. 2004 yılında T.S.K Armoni Mızıkası Moral Ekibinde askerlik görevimi yerine getirdim. Askerliğim esnasında kıymetli komutanım Hakan Akdeniz`den nefesli sazlar bakım onarımı konusunda eğitim aldım. 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın açtığı stajyer sanatçı sınavını kazanarak Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği Korosu`na klarnet sanatçısı olarak atandım. 2008 yılında İzmir Türk Dünyası müzik ve Dans Topluluğu`na kurucu sanatçı olarak tayin oldum. 2009 yılında ise Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu`na tayin oldum ve halen burada klarnet sanatçılığı görevime devam etmekteyim. Aynı zamanda evimde kurduğum atölyemde enstrüman bakım onarım çalışmalarımı sürdürmekteyim. Evli ve 2 çocuk babasıyım. 

AY: Çalgı yapım-bakım-onarımını yapan kişiye 'lütiye' deniyor. Doğru mu?

İYİGÜ N: Doğru, Avrupa`da bu isim Luthier olarak geçmektedir ve müzik aletleri yapımcısına verilen ad olarak bilinir. Sözcük kökeni luth/lute/laute/liuto yani 'öd ağacı' anlamına gelir. Avrupa`da bizdeki ud ve lavtaya benzeyen luth/laute/loud isimli çalgı da vardır. Luthier esasen bu çalığının yapımcısına verilen isimdir. Daha sonra bu isim Türk müzik aletleri yapımcıları için de kullanılmıştır. Ü lkemizde Lütiye/Lüthier/Lütiyer isimleri kullanılmaktadır.

`height=

AY: Çalgı bakım-onarım için eğitim şart mı? Şart ise neden?

İYİGÜ N: Bu soruya cevabım, evet eğitim şart. Ancak sadece konservatuar çalgı yapım bölümünden mezun olan kişiler mi bu işi yapmalı dersek, bu şart değil. Ü lkemizde alaylı olan çok kıymetli enstrüman yapımcıları var. Aslında onlar da eğitimli bir Lüthiyenin yanında öğrenip kendini geliştirmiş ve yıllarca edindiği tecrübelerle başarı elde etmişlerdir. Herhangi bir eğitim almadan bu çalışmalarda başarılı olmak çok zordur. Sadece el becerisi yeterli olmaz. Zanaatkarlık ile sanatçılık karıştırılmamalıdır. Ağaca ses vermek ile ağaçtan masa yapmak çok farklı çalışmalardır. 

 

AY: İyi/virtüöz bir çalgıcı, çalgısına bakım yapmalı mı? Nasıl?

İYİGÜ N: Evet yapmalı. Ancak sadece bakımları yapmalı. Onarım ve tamirat gibi konular riskli olabilir. Kesici ve delici aletler kullanmak ellerine zarar verebilir. Bir virtüöz bunlardan uzak durmalı. Bakım, temizlik, tel değişimi, kamış değişimi gibi konularla sınırlı olmalı. 

AY: Lutiye olmak için, iyi bir müzik kulağına mı sahip olmak mı?  Yoksa iyi derecede o çalgıyı çalmak mı gerek?

İYİGÜ N: İkisi de çok önemli. Müzik kulağı iyi olmalı, iyi derece de enstrüman da çalabilmeli. Müziği iyi bilmeli. Özellikle benim gibi enstrüman yapımı değil de bakım onarım alanındaki kişiler için bu durum daha çok önem arz eder. Örneğin sadece bağlama yapımı ile ilgilenen bir lütiye, bağlama ile ilgili konuları iyi bilmeli. Bakım onarım ile ilgilenen lütiye birçok çalgının akordunu, icrasını, ses sahasını bilmeli. Konu açılmışken bir hususa değinmek isterim. Çalgı yapımı, bakım ve onarım her ne kadar birlikte anılsa da üçü de ayrı konulardır. Yapım bir çalgıyı sıfırdan üretmektir. Bakım çalgılarda belirli periyotlarda yapılması gereken daha çok koruma amaçlı işlemlerdir. Tel, eşik, burgu, güderi, mantar değiştirmek, genel temizlik, polisaj, cila bu işlemlere örnektir. Onarım kırık, çatlak tamiri, eksik parçaların yenilenmesi, tesviye, perde bağlama gibi işlemleridir. 

Rahmetli Cafer Açın Hocamın bir sözünü hiçunutmuyorum. 'Tamirat (onarım) yaptıktan sonra çalgının değeri artıyorsa doğru yoldasınız. Yaptığınız onarım göze batıyorsa, çalgının değerini düşürüyorsa yanlış yoldasınız.'

Devam edecek;