`height=

 

Sadece Osmanlı coğrafyasında değil Dünyanın dört bir yanında Türk şehitliklerine ve Osmanlı mezarlarına rastlayabilirsiniz. Hindistan`dan Fransa`ya Rusya`dan Kore`ye Türk şehitliklerini ziyaret edebilir ve burada yatan kahramanlara birer Fatiha okuyabilirsiniz.

Türk şehitlikleri biraz da fütühat ruhunun ve iİlay-i Kelimetullah idealinin yansımasıdır. Şehit olan Mehmetçik, vatanından binlerce kilometre uzakta da olsa hemen oraya defnedilir ve adeta kabriyle de bekçiliğini sürdürür.

Bu girişi son günlerde daha yüksek sesle ifade edilen Kore şehitlerinin yurda getirilmesi düşüncelerini daha doğru anlamak için yazıyorum. Ü lkemizi seçkin savaş tarihçilerinden Prof. Dr. Mesut Uyar başta olmak üzere pek çok akademisyen de Kore şehitlerinin naaşlarının ülkeye dönmesini destekliyor. Hatta Kore Büyükelçisinin de bu yönde ciddi gayretleri bulunuyor. Peki şehitleri n kabrini yaklaşık 65 yıl aradan sonar Türkiye`ye getirmek ne kadar doğru?

Naaşların getirilmesini savunanlar ABD ve İngiltere`nin tavrına dikkat çekiyorlar. Her iki ülke de, Kore Savaşında kaybettikleri askerlerin naaşlarını taşımaya devam ediyor. Son olarak İngiliz Savunma Bakanlığı savaşta kaybolan yaklaşık 295 askeri için DNA örnekleri almaya başladı. Aynı şekilde ABD`de,

Kore Savaşı nda kaybolan askerlerinin cenazelerini almaya başladı. 1956 dan bugüne her fırsatta Amerika, K. Kore`deki kayıplarını ülkesine götürüyor.

Bilindiği gibi 3 yıl süren ve 1953`te sona eren Kore Savaşında Türkiye 721 şehit verdi. Kore gazileri de silah arkadaşlarının naaşlarının getirilmesine destek veriyorlar. Son olarak Ayla filmiyle bir kez daha gündeme gelen Kore`deki Türk askerlerinin kahramanlıkları savaşın üzerinden 65 yıl geçse de unutulmadı.

Seul Büyükelçisi Ersin Erçin de geçtiğimiz günlerde Kuzey Kore ye giderek şehitlerin naaşının iadesi konusunda girişimlerde bulundu. Dünyanın en kapalı ülkesi K. Kore`de 65 yıldır yatan şehitlerin getirilmesine karar verilirse DNA testlerinin yapılması gerekiyor.

Türkiye bugüne kadar Enver, Talat ve Cemal Paşalar gibi yurt dışında şehit olan isimlerin naaşını Türkiye`ye getirdi ama bir savaşta veya esirken şehit olup defnedilenleri bugüne kadar getirmedi. Yani Türkiye, bugüne kadar şehitliklerdeveya Türk mezarlığında yatan askerlerin naaşını toplu olarak yurda taşımadı. Bakalım bu girişimler nasıl sonuçlanacak?

Anadolu`nun yetenekli çocukları

Adı her defasında değişen liselere yerleştirme sınavı, Anadolu`nun yetenekli çocuklarının İstanbul ve Ankara gibi şehirlerdeki iyi okullarda okumaları için en önemli fırsat kabul ediliyor. Eğitimde fırsat eşitliğini yok eden her türlü düzenlemeye rağmen yine de bu başarılı çocuklar Galatasaray, İstanbul, Kabataş gibi tarihi liselere giriyorlar.

Son anda yapılan değişiklikle bu yıl sistem tamamen altüst olsa da yine pek çok Anadolu şehrinden, kasabasından gelen çocuklar, iyi bir üniversite için ilk adım olan liselere yerleştirildiler. İstanbul Boğazındaki muhteşem tarihi binasında eğitim veren Kabataş Lisesine girenlerin illere göre haritasına göz attığımızda sevindirici bir gerçekle karşılaşıyoruz. Lise müdürü Fatih Güldal`ın paylaştığı haritada neredeyse Türkiye`nin her ilinden Kabataş`ı kazanan öğrenciye rastlıyoruz. Aynı tablonun diğer tarihi liselerde de geçerli olduğuna şüphe yok.

`height=

FETÖ`nün yeni planı ne?

Aslında FETÖ`nün yurt dışında diaspora olarak varlığını sürdürme planları 17-25 Aralık sonrası başlamıştı. Zaten güçlü oldukları ABD ve Avrupa`nın dışında ticari faaliyetlerini rahatlıkla sürdürdükleri Afrika ve Latin Amerika ülkelerine de yoğun şekilde göçetmeye başladılar. Firari FETÖ`cüler dışında muhtemel bir operasyonda tutuklanacaklarını düşünen örgüt mensupları da yurt dışına kaçtılar.

Yukarıdan aşağıya çok sıkı bir örgütlenmeye sahip FETÖ`nün bu taktiğinin Pensilvanya`nın planı olduğuna şüphe yok. Son günlerde Meriç`ten Yunanistan`a kaçışların artması da bu taktiğin artık tüm örgüt elemanlarınca benimsendiğini gösteriyor. Firarı FETÖ`cü Emre Uslu`nun örgüt elemanlarına yönelik yerinizi değiştirin` talimatı da tüm bu süreçlerin Pensilvanya tarafından yürütüldüğünü ispatlıyor.

Bizler burada Meriç`te veya Ege`de boğulan çocuklara, annelere üzülürken FETÖçok daha başka bir oyun kuruyor. 15 Temmuz sonrası hız kazanan bu oyun, FETÖ`nün tamamen diasporada yapılanan bir dini örgüt olma hesabına dayanıyor.

Benzer görüşleri dini hareketler ve örgütler üzerine çalışan Prof. Dr. Hilmi Demir`in de paylaştığını farkettim. 'FETÖnün Sünni dünyada Türkiye karşıtı diasporada büyük bir yapıya dönüşeceğini ilk günden söylemiştik. Planları bu ve bu yüzden de herkesi dışarıya çağırıyorlar.' öngörüsünde bulunan Prof. Demir, FETÖ`nün önümüzdeki dönemde İsmailiyye tarikatı gibi tüm dünyada etkili olmaya çalışacaklarını savunuyor. İsmailiyye`nin bilinen yüzü Ağa Hancıların izinden giden FETÖ`nün, açık şiddetten uzak durduğunun altını çizen Demir, 'Adım adım Afrika Avrupa ve Asya ya uzanan kuşakta diaspora cemaati inşa ediyorlar.' diyor.

Hapisteki FETÖ`cülerin iki yıldır dil öğrenmeye çalıştıklarına da dikkat çeken Demir`e göre plan çok açık 'İstedikleri kitapların büyük kısmı yabancı dil öğreten dökümanlar. İngilizce Arapça Rusça, Fransızca... Türkiye de kalmayacaklar ve büyük çoğunluğu göçedecek.'

 

Trump ın Anlaşma Sanatı`

ABD Başkanı Donald Trump`ın geçmişinde sadece aşk skandalları değil bir tane de hayli konuşulacak bir kitap bulunuyor. Yeni farkedilen bu kitabuı Trupm, 1987 yılında yazmış ve adını Anlaşma Sanatı (The Art of the Deal) koymuş.

Başkan seçildiği günden bu yana pek çok ülkeyle kriz yaşayan ve aldığı kararlarla nefret objesine dönüşen Trump, gençlik yıllarında yazdığı kitabında bugünün ipuçlarını veriyor. Kitapta yer alan 11 kazanma taktiği ABD Başkanı`nın bugünkü politikalarını anlamada işe yarayacak gibi duruyor.

 

11 kazanma taktiği

  • Büyük düşün
  • En kötüsünü hesaba kat
  • Seçenekleri artır
  • Piyasa potansiyelini kendin keşfet
  • Ağırlığını kullan
  • İyi bir anlaşma için iyi bir mekana ihtiyaçyok
  • Ne kadar sıra dışı olursan o kadar ilgi
  • Karşı koy, diren
  • Bekleneni ulaştır
  • Gereğinden fazla harcama
  • Eğlen

 

LALELİ`den açıklama var

Ruslar Laleli`yi hatırlıyor mu?` başlıklı yazımın ardından telefonla arayan Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği LASİAD Başkanı Giıyasettin Eyyüpkoca, kısa bir açıklamada bulundu. Basın toplantısındaki açıklamalarının gazetelere yansırken bağlamından koptuğunu ifade etti ve amaçlarının uçak krizinin adından yeniden normale dönen Türkiye-Rusya ilişkilerini bir fırsata dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi.

Tekstilciler olarak yeniden Rusya`ya yöneleceklerini ve yeni fırsatlar arayacaklarını vurguladı. Günümüzde, 1990`lı yıllardaki tablodan çok farklı bir ticaret biçiminin geçerli olduğuna dikkat çekti ve bu gerçekler ışığında ticaret imkanlarını kovaladıklarını söyledi. Başkan Eyyüpkoca`nın hassasiyetini sizlerle paylaşırken, o yazıda vurguladığım bir şeyin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Umalım ki, ticaretimiz gelişsin ve son yıllarda sıkıntı yaratan cari açığımız azalsın;