Prof. Dr. Uzlu, koronavirüsün RNA virüslü bir aile olduğunu ve kendisine birtakım avantajlar sağladığını ifade etti. Uzlu, “Hastalık özellikle kedilerde mutasyonel bir güce sahip. Diğer hayvan türlerinde basit ishale sebep olabilen bu virüs, kedilerde de basit bir ishale sebep olabileceği gibi mutasyona uğrayarak, kan hücrelerinin içerisinde organlarda sıvı toplanması, organ yetmezliği, organ tutulumu gibi ölümcül bir hale gelebiliyor” dedi.
KEDİLERDE İNSANLARDAN FARKLI
Uzlu, koronavirüsün insanlarda ve hayvanlarda görülen türlerinin birbirinden tamamen farklı olduğunu vurguladı. Uzlu, “Kedilerde Alfa genetik tipi varken, insanlardaki hastalık yapan genetik tipi Beta. Birbiriyle hiç alakası yok. Şu ana kadar kediden insana ya da insandan kediye bir bulaşın söz konusu olmadığı, bu konuda tanımlanmış bir vaka olmadığı görüldü” diye konuştu.
“18 AY BOYUNCA TAŞIYICI OLABİLİYORLAR”
Uzlu, kedilerin bu hastalığı atlatsa da ortalama 18 ay taşıyıcı olduğunu ve taşıyıcılığın ömür boyu da sürebildiğini kaydetti. Uzlu, “Kedi sayısının fazla olduğu durumlardan birbirlerine hastalığın daha sık bulaştırdıkları görülse de evde tek başına yaşayan kedilerde koronavirüs ya da FIP vakaları bildirildiği biliniyor” ifadelerini kullandı.
KEDİ SAHİPLERİNE ÖNERİLER
Prof. Dr. Uzlu, kedi sahiplerine ve sahiplenmek isteyen vatandaşlara önerilerde bulundu. Uzlu, “Hayvanlarımızı bildiğimiz noktadan, bildiğimiz hayvanseverlerden edinmeye öncelikle özen gösterilmeli. Hayvanın sağlığı için gerekli bakım, sağlık muayeneleri ve beslenme şartlarının direncini yüksek tutabilmek adına maksimumda tutulmalı” dedi.
Uzlu, ayrıca hayvanların direncinin stres, kaygılar, taşınmalar, beslenme yetersizlikleri gibi birçok faktöre bağlı olarak düşebileceğini ve bu durumun hastalık yapma yeteneğini artırabileceğini söyledi. Uzlu, “Bu direnç düşüklüğü ister ishal olsun, ister FIP veya farklı bir formu olsun özellikle hayvanın direnci düştükten sonra daha kolay buluyor” şeklinde konuştu.