İklimler, Nuri Bilge Ceylan`ın 2006 da çektiği ve ona Altın Portakal`da en iyi yöneten ödülünü getiren film. Filmi dikkat çekici hale getiren şeylerden biri de başrollerini Nuri Bilge ve eşi Ebru Ceylan`ın oynuyor olması. 
Aslında bu Nuri Bilge filmlerini bilenler için çok şaşırtıcı olmasa gerek ki önceki filmlerinde de aile bireylerini izlemiştik. Ve Nuri Bilge, izleyenlere bu tecrübesiyle asıl önemli olanın ne hissettikleri olduğunu öğretmiş oldu. 
İklimler filmi Kaş`taki bir antik kentte başlıyor. Mevsimlerden yaz.
İsa`yı Nuri Bilge, Bahar`ı da Ebru Ceylan oynuyor. Bazı filmler zamansızdır. Bu filmde onlardan biri çünkü insan odaklı.
Film duyguların da iklimi olduğunu hatırlatıyor izlerken;
İsa ve Bahar iki sevgili. Birlikte Kaş`a tatile gidiyorlar. Fakat aralarında bir sorun var. İlk başta somut bir şekilde anlaşılmasa da ilerleyen zamanlarda ortaya çıkıyor. 
Burada güzel olan şey duyguların geçişini hissederek izliyorsunuz. Kaygısız ve olduğu gibi. 
Çift bir otele yerleşiyor. Fakat keyifleri yok; Birbirlerinden koptukları belli. Bir aradalar ama birbirlerinden çok uzaktalar. Her biri kendi iklimi yaşıyor.   
Akşam bir dostlarına yemeğe gidiyorlar. Masa keyifsiz. İsa ve arkadaşı sohbetleriyle masayı renklendirmeye çalışsa da Bahar`ın buz gibi tavrı, İsa`ya yaptığı kinayelere yaz akşamı kış akşamına dönüyor. 
Birkaçdiyalog sonra meselenin bir kadından kaynaklandığını anlıyoruz. Ve Bahar`la İsa yollarını ayırıyor. Ertesi gün Bahar İstanbul`a dönerken, İsa Kaş`ta kalıyor; İsa mimardır. Oraya hem tatil hem de antik kentlerle alakalı inceleme yapmak için gittiğini anlıyoruz izlerken;
Bahar otobüse biner, İsa onu yolcu eder. Buz gibi bir vedanın ardından yorgun bakışlardaki hüznü ve umutsuzluğu görürüz. 
İsa Bahar`ın kendinden uzaklaşmasına sebep olan Serap`ın evine gider İstanbul dönüşünde; Bahar bir film çekimi için Ağrı`ya gitmiştir. İsa bunu Serap`tan öğrenir. Sanat yönetmeni olan Bahar`ınsa bunlardan haberi yoktur tabii;
İsa Ağrı`ya gider. Serap`ın çalıştığı yere konuşlanır. Uzaktan Bahar`ı izler. Onu özlediği ve konuşmak istediği her halinden bellidir. Bir araya gelirler. Bahar biraz mesafeli davransa da yorulmuştur. 
Birbirinden kopmuş fakat birbirlerine ihtiyacı olan bir adam ve bir kadın vardır ortada. İsa Bahar`ı İstanbul`a dönmeye ikna etmeye çalışsa da Bahar Ağrı`da kalmayı tercih eder. 
Mevsim Kıştır;  
Bahar umutsuz ve mutsuzdur;
İsa ise yalnızdır ve Sonbaharı anımsatır.