Sevgili okuyucular, insanda dışarıdan vücuda giren yabancı maddelere ve mikroplara karşı bir savunma sistemi vardır. Buna 'immun sistemi' denildiğini artık hepimiz biliyoruz.
Bir madde bir kez vücuda girdiğinde vücut onu tanır ve hemen o maddeyi etkisiz hale getirecek bir savunma elemanı (immunoglobulin, antikor) hazırlar. O madde ikinci kez vücuda girecek olursa bu antikor, o yabancı maddeyi-mikrobu yok eder. İşte normal olan bu reaksiyon ve savunma sistemi, yine bazı bünyelerde abartılı olarak ortaya çıkar ve alerjik reaksiyon oluşur. Veya günümüzde çok sık şekilde vücuda giren yabancı maddelere karşı savunma mekanizması hazırlamaya çalışmaktan vücudun savunma sistemi zorlanmaktadır ve aşırı tepki vermeye başlamaktadır.
Alerji bir uyarıya karşı immun sistemin abartılı, aşırı anormal cevap vermesidir. Alerjinin çok değişik tipleri vardır. Bazıları herkeste görülebilirken, bazıları ise özgün bir alerjik eğilimi olan kişilerde görülür.
Bu sebeple bugünkü konumuzda sizlere alerji hakkında bilgi paylaşımında bulunacağız:
Alerji (allerji) nedir?
Vücuda ağız yoluyla, temasla, solunumla vb. alınan herhangi bir maddeye karşı, vücudun, gösterdiği tepkidir. Alerji kişiye özel bir durumdur. Herkesin alerjisi kendine özeldir. Alerji tek başına bir hastalık sayılmaz. Toplumda insanların yarısına yakını bir veya birkaçmaddeye alerji duyabilir. Önemli olan alerji sebebiyle başka bir hastalığın ortaya çıkmamasıdır. Bu sebeple vücuttaki alerjik sistemin dengelenmesi gerekir. Akupunktur, immun sistemini dengeleyen en etkin tedavi yöntemlerinden biridir.
Alerjik hastalıklar nelerdir?
Kimi astım hastaları, bitmeyen burun nezlesi, sinüzit, göz nezlesi, kimi burun polipleri alerjiktir. Ayrıca alerjiye bağlı olarak orta kulak iltihabı, ürtiker ve egzama gibi alerjik hastalıklar, deri hastalıkları, gıdaya bağlı tepkiler, ilaçve kimyasal maddelerden doğan alerjik vakalar, alerjik hastalık olarak sayılabilir. Alerjik bünyelerde reaksiyonlar çok fazla olmakta ve vücutta buna bağlı olarak alerjik ataklar oluşmaktadır. İlaçlar da aynı şekilde bu alerjik reaksiyonları artırabilir. Alerjik reaksiyonlar bir süre sonra bağışıklık sisteminin dengesini bozar. Bu alerjik astım gibi sorunlara zemin hazırlayan önemli etkenlerden biridir. Hastalar bu şekilde kısır döngü içerisinde yıllarca alerjik ve kronik astımla uğraşmak zorunda kalmaktadır.
Gizli alerjiye dikkat
Geçtiğimiz aylarda gizli alerjiyi daha detaylı anlatmıştık. Burada yeri geldiği için bir kez daha tekrar etmekte yarar var. Yemesine içmesine, yaşam tarzına özen gösterdiği, dikkat ettiği halde vücutta gaz şişkinlik gibi şikâyetleri oluşan kimseler vardır. Bu kişilerde genelde korkulacak endişe edilecek, ciddi bir hastalık belirtisi sayılabilecek bir durum yoktur. Organik bir hastalık düşünülebilir. Örneğin mide ülseri, kalın bağırsaktaki bir kolit, karaciğerdeki yağlanma, enfeksiyon hastalık, pankreasın yeterli salgıyı salgılamaması, ilaçalımına bağlı olarak bu organların çalışmalarındaki düzensizlik gaz ve şişkinliğe sebep olacak etkenler arasında sayılabilir.
Ayrıca kişinin bütün dikkatine rağmen, yaşam tarzındaki düzene ve hoşluğa rağmen bağırsaklarındaki gaz şişkinlik ve kabızlık gibi düzensizlikler varsa ve yapılan tahlil tetkik röntgen vs. sonucunda da net bir bulgu elde edilemiyorsa, rahatlıkla o şahısta % 65 &ndash 70 gizli alerji mevcut olduğunu söyleyebiliriz.
Gizli alerji olup olmadığını anlamak için bunun yanında birkaçipucu daha verebiliriz.
'-Yıllardır doktora gidiyorum sonuçalamıyorum. Ama bende gaz ve şişkinlik oluyor'
'-Yazın bile el ve ayaklarım üşüyor, geceleri çorapla yatmak zorunda kalıyorum'
'-Sıcakta iyiyim ama aniden soğuğa çıktığımda çok rahatsız oluyorum.' gibi şikâyetleriniz varsa, sizde gizli alerji olduğundan söz edebiliriz. Birçok rahatsızlığın temelinde gizli alerji olduğu halde, bu durum genelde hep gözden kaçar. Oysa immün sisteminin dengelenmesi açısından bu durum çok önemlidir.
Alerjik astım ve belirtileri:
Alerjenler sebebiyle solunumun olumsuz etkilenmesi ve nefes darlığı durumudur. Belirtileri kuru öksürük, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma, nefes darlığı vb.dir.
Gribal enfeksiyonlar, kirli hava, polenler, aşırı stres, bazı besin ve katkılı maddeleri, hava değişikliği vb. krize sebep olan çeşitli tetikleyici etkenlerdir.
Hastanın alerjen maddelerden mümkün olduğu kadar sakınması ama ondan daha önemlisi hastada bağışıklık sistemi ve alerjik reaksiyonların dengelenmesi gerekmektedir. Bunu en iyi sağlayan da akupunkturdur
Alerji ile iş yeri arasında bağlantı
Çalıştığı iş yerinde bulunan herhangi bir madde, ya da herhangi bir alerjen sebeple kişide alerji başlayabilir. Eğer şikâyetiniz işe başladıktan sonra olduysa ve tatil gibi, seyahate çıkmak gibi bir sebeple iş yerinden ayrı kaldığınız zaman rahat ediyorsanız, birçok mesai arkadaşınız da sizin gibi söylüyorsa iş yerinde alerjik bir ortam olduğundan söz edilebilir.
Alerji ve astımda akupunktur tedavisi
Akupunktur uzmanı Dr. İsmail Maraş der ki: 'Alerji ve astımda ne kadar ilaçaz kullanılırsa, bağışıklık sistemi o kadar korunmuş olur. Bu arada hastada halsizlik, kas ağrıları, sabah yorgunluğu, unutkanlık, çarpıntı veya tansiyon oynamaları da olabilir. Bu durumlar astım krizlerine bağlı da oluşmaktadır. Astım tedavisinde akupunktur ve lazer tedavisi, medikal yöntemlere göre çok daha etkilidir. Alerjik ve kronik astımlı vakaların akupunktur ve lazer tedavisi ile tedavi olması son derece faydalıdır. Genel olarak astım tedavisindeki başarı alerjik, kronik astımda çok iyidir. Saf astımda ise etkisi çok çok iyidir. Bu oran merkezimizde % 80-90`ı bulmaktadır. Tedavinin şekli, etkinliği uygulamaları uygulayıcıdan uygulayıcıya değişmekle beraber genel olarak tedavi olanlar memnun kalmaktadır. Akupunkturun alerji ve astımda nasıl etkili olduğu konusunda çeşitli araştırmalar yapılmış şu sonuçlar elde edilmiştir:
1- Akupunktur vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek direnci arttırmakta böylece hasta enfeksiyona daha az yakalanmaktadır. Daha az enfeksiyon daha az (alerjik) kriz demektir.
2- Hastanın duygusal durumu kontrol altına alınmakta, stres, sıkıntı ve depresyonu önlemekte var ise tedavi edilmektedir. Bardağı taşıran reaksiyonu engellemektedir.
3- Vücudun kendi steroidini salgılaması sağlanmakta ve böylece içtedavi gerçekleşmektedir.
Dışarıdan alınan steroid çocukların büyümesini engellediğinden, yapay steroidi bıraktırarak bu zarardan çocuklar kurtulmuş olur.
4- Alerji reaksiyonları oluşturan salgıların akupunktur tedavisiyle azaldığı tespit edilmiştir.
5- Alerjik reaksiyonda en önemli rolü üstlenen immünoglobülin-E nin bazı hastalarımızda akupunktur tedavisi sonunda azaldığı, örneğin 300- 400 lerden 100 lere düştüğü tespit edilmiştir.
6- Bunlarla beraber akupunktur tedavisiyle vücudun genel dengesi düzelmekte, diğer hastalıklarla beraber alerjik rahatsızlık görülme oranı da azalmaktadır.
7- Akupunkturun kendi var oluş mantığı çerçevesinde, akupunktur tedavisiyle vücudun Qi enerjisi artar, meridyenlerdeki tıkanıklık giderilir 'yin' &ndash 'yang' dengesi sağlanır.