Hz. Mevlana: 'Kibir bele bağlanan bir taş gibidir. Onunla ne uçulur, ne yüzülür' demiştir. Gurur ve kibir, Allah ve Resulünün sıfatlarından de­ ğil, şeytanın huy ve hasletlerindendir. Allah`ın ve Resulünün emir ve nehiylerine rağmen gurur ve kibir illetinden kurtulamayanların akıbetinin de şeytan gibi olacağı bize bildiriliyor.
Büyük Türk Padişahı Yavuz Sultan Selim, Allah a ve Resulüne bağlılığı, bu konuda iddialı olan birçoklarını geride bırakırdı. Suriye ve Mısır ı fethedip Kölemenler devletini yıktıktan sonra mukaddes emanetler ve 'Müslümanların halifesi' unvanı kendine geçmişti. Artık camilerde hutbeler Yavuz Sultan Selim adına okunuyor ve kendisinden 'Hakimü l-Harameyn' (Mekke ve Medine nin hakimi) diye bahsediliyordu. O bu 'Hâkimü l-Harameyn' ifadesini kutsal yerlere saygıyla bağdaşmaz bulmuş, 'Hâdimu l-Harameyn' (Mekke ve Medine nin hizmetkârı) olarak değiştirmişti. Dince kutsiyeti olan şeylere bu kadar saygılıydı.
Yavuz Sultan Selim 'şir-pençe' denen ve o devirler için öldürücü olan bir hastalığa yakalanmıştı. Bu hastalık kendisini iyice yatağa düşürdüğü bir sırada Yavuz un sohbet dostu Hasan Can, artık yapılabilecek fazla bir şeyin kalmadığını anlatmak için, 'Efendimiz artık Allah la beraber olmanın zamanıdır' deyince, Koca hükümdar kendisini, 'Sen bizi şimdiye kadar kiminle sanırdın hey Hasan Can?' diye paylamıştı.
İşte bu büyük hükümdar, iki yıl süren, önemli savaşlara sahne olan, büyük zafer ve kazançlar elde edilen Suriye ve Mısır seferinden dönüşte ikindi vakti bugünkü Ü sküdar a gelmişti. Bütün beylere paşalara emir verdi ki gece oluncaya kadar Ü sküdar da kalınacak, karşıya karanlık basınca geçilecekti. Bazı yetkililer gündüzden geçilmesini daha uygun bulduklarını, geceyi beklemenin niçin gerekli görüldüğünü sormak cesaretinde bulundular. Padişah da açıklama büyüklüğü gösterdi: 'Bütün dünyada yankı uyandıran büyük bir zafer, şan ve şerefle dönüyoruz. Gündüzün İstanbul`a geçtiğimiz takdirde halk büyük bir karşılama yapacak tezahüratta bulunacaktır. Bu da nefsime bir gurur getirebilir. Bundan Allah a sığınırım. Buna meydan vermemek için payitahta gece geçeceğiz.'
Kalın sağlıcakla;