Gündem Özel

Filistinlileri bölgedeki ülkelere mi dağıtacaklar?

İsrail’in müdahalesiyle Filistinlilerin bölgedeki ülkelere dağıtılacağını savunan Dilipak, dünya haritasının yeniden şekilleneceğini ve bazı ülkelerin haritalarının yeniden belirleneceğini iddia etti.

Abone Ol

Mütefekkir Abdurrahman Dilipak “Bu gidiş nereye!” başlığıyla kaleme aldığı yazısında beyin yakan iddialarda bulundu. İsrail-Filistin odaklı yazısında yer alan Dilipak’ın o ifadeleri:

Erdoğan’ın G20 ve ardından ABD seyahati ve bu süreçte her merhalete HABAT’ın varlığını hissettiğimiz diplomatik süreç sanırım en tartışmalı süreçlerden biriydi. Genel Kurul toplantısı öncesi BM binasındaki LGBT bayrağı da anlayanlara verilen ilginç bir mesajdı aslında. Yine Global Reset’in Truva atı, bala katılan zehir hükmündeki “Sıfır Atık” konusu yine gündemdeydi. 

Bu olaylar olurken HABAT’la ilgili haber VOA’dan duyuruldu. Önce Netahyahu Ankara’ya gelecek, ardından Erdoğan Netanyahu’nun davetlisi işgal altındaki topraklara gidecekti. Bu ziyaret iki ülke arasında yeni bir sürecin başlamasına sebep olacaktı.  Bir iddiaya göre, Filistin’deki Müslümanların sayısını azaltmak için Türkiye ülkeye 1 milyon yerleşimciyi kabul edecek. Bunun karşılığı İsrail Türkiye’ye ciddi bir mali destek sağlayacak.!? Erdoğan Filistinlilerle İsrail arasında arabuluculuk yaparak barışı sağlayacağı için muhtemelen Nobel’e aday gösterilecekti, tıpkı Perez ve Arafat örneğinde olduğu gibi.

Bakın Filistin topraklarındaki Müslüman nüfusun. Seyreltilmesinde tek kapı Türkiye değil. Lübnan ve Ürdün’de, Mısır ve Suudi Arabistan ve Diğer Müslüman Afrika ülkeleri de var.

Netanyahu BM’de, yeni revize edilmiş bir Dahlan projesi olan “Yeni Ortadoğu Haritasını açıklıyor. “Büyük Ortadoğu“ değil “Yeni Ortadoğu”. “Büyük Ortadoğu” da değil. Bu yeni Ortadoğu’da Filistin diye bir devlet yok. Onları, Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan, Körfez ve Mısır’a dağıtıyorlar. Eski Mısır, yani Sudan, Çad, Libya’ya doğru genişleyen bir Mısır var.

Bu senaryo Kushner’in senaryosundan biraz farklı. “Yeni İsrail” Güney’i Arap Yahudilerine, Kuzeyi Türk Yahudilerine emanet ediyor. Habat Türklerin çadırına talip.. Öyle ya “Türklerin çadırı geniş”. Türkler Samilerin koruyucu yani “Hamisi”  olacaklar. Hami’ler ve Sami’ler zaten amca çocukları. Aslında hepimiz Hz. Nuh’un, bir adım daha öteye gidersek Hz. Adem’in çocukları değil miyiz. Bir adım beriye gelelim İbrahim milletinde buluşalım. Zaten ahir zaman peygamberinin ümmeti ahir zamanda orada buluşacak değil mi…

Suudi Arabistan’daki Arap Yahudilerinin soyundan gelenlerin irtidat’ı üzerine oynuyorlar. Beni Kurayza Yahudileri üzerine özellikle. Bizde Karaylar üzerinden Hazara’ya! Hazara dediğiniz, Ukrayna’dan, Kırım’dan başlar. Kafkaslardan, Hazarın iki yakasından Basra’ya ulaşır. Kuzey Hazar’da Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan, Güney Kafkasya'da (Transkafkasya), koridorunda bir düzine devlet var. Rusya Federasyonu'na bağlı Dağıstan, Kalmuk, Karaçay-Çerkez, Kabarday-Balkar, İnguş, Kuzey Osetya Cumhuriyetleri ve Çeçenistan bulunmaktadır. Oradan Kazakistan, Özbekistan, Afganistan’dan geçerek İran’a, Oradan Basra’ya ulaşır. Batı Hazar koridorunda Türkiye ile birlikte Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve İran var. İran Doğu hazar grubuna dahil edilirse, bu koridorda 4 ülke var. 

Tabi Türkiye üzerinden Filistin’e giden yolda, Irak ve Suriye var. Bu Türkiye Yahudileri, Sabataylar, Türk Musevisi Karaim Türkleri (Karaylar) var, Rus Yahudileri var, Kırım üzerinden Ukrayna Yahudileri var. Ermeni Pakradunlar var, Arap Yahudileri, Fars Yahudileri, Kürt Yahudileri var. Şimdi buna Karaylar üzerinden “Musevi halklar” yapılanması için “Nuhi Yasalar” diye yeni bir uygulama başlatacaklar. Yani nasıl her milletten Mason oluyorsa artık Musevi de olabilecek. Habat’çılar dine girişin ve misyonerliğin yolunu açıyorlar bu şekilde. Bu senaryoya göre, Yeni Museviler, İsrail’den daha büyük bir devlete sahip olacaklar, hem coğrafya ve hem de nüfus olarak, her ne kadar “nüfuz“ ötekilerde olsa da.

Bu senaryoya göre, Ege koridoruna komşu ülkeleri de katarsanız, 9 ülke var… Buna Ukrayna üzerinden Bulgaristan, Romanya, Kırım ve tabi Rusya’nın bir kısmı da var. Bu grupta da 5 ülke yer alıyor.  Moldova’yı da eklemek gerek. Yani Adriyatik’in doğusunda Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk ve var. Ukrayna’dan Egeye uzanan koridorda Moldova, Romanya, Bulgaristan var. Doğu Akdeniz’de Kıbrıs!

“Büyük İsrail” sınırları içinde, Arap yarımadasında, 12 ülke, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, BAE, Katar, Bahreyn, Kuveyt, Ürdün, Lübnan, İsrail, Suriye ve Irak var. Mısır grubunda, Mısırla birlikte 4 ülke, Sudan, Çad, Libya var. Toplamda 32 ülkeden söz ediyoruz. Bu coğrafyanın doğusu Yecüc-Mecüc koridoru. Batılıların ifadesi ile “Gog-Magog” koridoru. Türkiye’nin güneyi zaten “Melheme-i Kübra” koridoru. Hristiyan’ların “Armagedon” dedikleri kıyamet savaşının coğrafyası. Bu Hatay, Kudüs hattı, Şam ve Halep bölgesi Mesih, Mehdi, Deccal, Anti Chirist gibi hadiselerin zuhur edeceği bir coğrafya. Bu coğrafyanın işaret taşları da İzmir’den başlayarak 7 Tapınak bölgesine uzanan bir coğrafyada yaşıyoruz.

Bu coğrafyayı ve bundan sonra olacakları anlamak için Hristiyanlar açısından Yuhanna Vahyi’ni  ve “Tarihin sonu” ile ilgili kehanetleri iyi anlamak gerek. Müslümanlar için Kıyamet bahsi önemli bir konu. Zaten biz “Alemlere rahmet olarak gönderilen” Ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Ahir zaman alametleri ve fitnesinden sakınmamız gerek, ama mayınlı tarlada dolu dizgin karnaval kalabalığı gibi adeta dans ediyoruz. Allah’ın rahmetinin bize ulaşması için yapmamız gereken bir çok gündemimizde bile değil. G20, Paris iklim şartı, İstanbul sözleşmesi, TransHumanizm, aşı, dijitalizm, İHA, SİHA gidiyoruz. Cumhuriyetin yeni yüzyılı şenliklerine hazırlanıyoruz. Yahudi’lerin gelecek için senaryolarını anlamak için Meşiah konusuna, Mabed ve emanet sandığı ile ilgili gelişmelere odaklanmamız gerek. Habat’ı, Siyonistleri, İsrail de olup bitenleri takip etmek gerek…

Netanyahu Ankara’ya gelecek, Erdoğan iade-i ziyarette bulunacak derken evdeki hesaplar çarşıya uymadı, bütün planlar altüst oldu. Öncesinde İsrail Mescidi Aksa, Gazze ve Filistinlilere arkası arkasına saldırılar düzenliyor. İslam dünyasından, Araplardan beklenen seviyede ve özellikle hükümetlerden ses yok, bizimkilerden de.

Trump zamanında Berat ve Kushner diyaloğu ile desteklenen “Dahlan senaryosu” bu gün daha ileri düzeyde, daha kapsamlı bir şekilde Habat’çılarla birlikte  yeniden sahneleniyor.

Sahi siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, nerede duruyorsunuz! Neyle meşgulsünüz. Dünya hayatı ile oyalanırken, dünyada neler olup bittiğinin farkında mısınız. Hiçbir Müslüman, dünyada olup-bitenleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir.

Kim kimle haşr olmak istiyorsa tarafını SEÇSİN! En. Büyük seçim bu. 

Bu senaryoda dikkat ederseniz “Büyük İsrail”in sınırları, bir yandan Hindistan ve Çine, Kuzeyden Rusya’ya, Batıda Adriyatik’e, Güneyde Hint okyanusuna ulaşıyor. KKTC Habat’ın Türkiye’ye dönük yüzü, Kıbrıs Rum kesimi Yunanistan’a dönüş yüzü oluyor. Judeo Grek, Mısır Üzerinden Judeo-Mısır ittifakı da kurulmuş oluyor. Judeo Türk ve Judeo Fars ittifakı ile 3 kıtada birden Yahudilerin belirleyici rol üslendikleri yeni bir coğrayanın sınırları çizilecek bu süreçte, birilerinin evdeki hesaplarına göre. Bu birliğin kalbi Kudüs, Kutsal alanı da onların kendilerine vadedildiğini düşündükleri “Arzı Mev’ud” yer almaktadır.

Bu açıdan Erdoğanın Neyyorkta Yahudi cemaat liderleri ile buluşması önemlidir. Fergana koridorundaki tüm ülkeler (Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Çin, Pakistan ve Hindistan) bu süreçten bir şekilde etkilenecektirler.

ABD. 14 Milyar dolara ek 104 milyar dolarlık ek bir bütçe daha talep etti kongreden.. Bu bütçe İsrail, Ukrayna ve Meksika sınır bölgesi güvenliği için isteniyor. Bu bir savaş bütçesi kadar büyük bir bütçe. Bu süreçte “Kuzeye bakın” derim. Filistin’de Lübnan’a, Ukrayna’dan yukarıya Kosova’ya bakmak gerek gerek. Hizbullah’a karşı “Lebanese Force”sin aktif hale getirilmesi, İzak Şamir zamanındaki Sabra Şatila’yı hatırlatan kanlı bir hesaplaşmayı beraberinde getirebilir. Bu hesaplaşma Sabra Şatila’nın rövanşı olabilir. O zaman İsrail’de bırakın askere almayı, sivilleri bile o topraklarda tutamazlar. Ve bu süreç Filistin topraklarında Siyonistlerin sonu da olabilir. 

Bugünlük de bu kadar, 

Selam ve dua ile.