Fikret Orman, Beşiktaş Başkanlığı döneminde karşılaştığı zorlukları ve ekonomik sıkıntıları anlattı. Kulübün içyüzüne dair çarpıcı açıklamalarıyla dikkat çeken Orman, mevcut başkanın sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Sözcü TV'ye röportaj veren Fikret Orman'ın öne çıkan açıklamaları...
Beşiktaş'ın eski başkanı, döneminde gerçekleştirdiği projeleri ve kulübe katkılarını detaylı bir şekilde anlattı. Stadyum yapımı, tesislerin düzenlenmesi ve kazanılan şampiyonluklarla ilgili önemli itiraflarda bulundu. Orman, şunları söyledi:
"Ben Beşiktaş'ı Dolmabahçe Sarayı'ndan almadım. Çağlayan Adliye Sarayı'ndan aldım. 450'nin üzerinde borç. 70 milyon gelir. 140 milyon dolar gider. Nakit akışı 5 milyon dolar. Ortada stat yok. Gelir yok. Umut kalmamış durumdayken başkan oldum. İlk gün 'Türkiye'nin en büyüğüyüz' dedim. Biz Türkiye'nin en büyüğüyüz. Beşiktaş Başkanı kendisini acındırmaz. Beşiktaş Başkanı ağlamaz, mağdur olmaz."
Beşiktaş'a olan bağlılığından bahseden Fikret Orman, gelecekteki yönetim planlarına dair ipuçları verdi. Olası adaylık durumunda nasıl bir yaklaşım izleyeceğini açıkladı.
İşte o sözleri...
Ben 2012'de Beşiktaş'a aday olmadım. Bana ihtiyaç vardı. Kimse aday olmamıştı. Tek adaydım. Ben sadece 2014'te aday oldum. Adaylık aklımdan geçmiyor. Niyetim de yok. Beşiktaş'ın bana ihtiyacı olursa tabi... Ben sonradan Beşiktaşlı olan adam değilim. Doğduğumdan bu yana Beşiktaşlıyım. Yolum tribünlerden geçti. Camiam isterse değil, camiamın ihtiyacı olursa aday olurum. Ben bu camianın içinde doğdum. Çakma Beşiktaşlı değilim. İhtiyaç olursa o gün değerlendiririm. Ama çok kırgınım."
Fikret Orman'ın konuşmalarından diğer satır başları şöyle:
"Konuşmanın Zamanı Geldi"
"Çok konuşmaya niyetim yoktu ama konuşmanın zamanı geldi. Yapılan algılar kesilir diyordum ama öyle olmadı. Bu tarz algılar yapılmasını beklemiyordum. Ahmet Nur Çebi ile 6.5 sene beraber çalıştım ve böyle fikirleri olduğunu bana hiç söylemedi. Kapalı kapılar arkasında arkamızdan dedikodu da yapmış olabilir."
"Güç Yokken Mağduriyet, Güç Eline Geçince Acımasızlık!"
"Olağanüstü genel kurula gittiğim zaman ilk etapta Ahmet Nur Çebi ile konuşacağımı söylemiştim. Görüşmeye gitmek istediğimde 'Sen büyüğümsün, ben sana geleyim' dedim ve ofisine gittim. Orada da 'ben bunlardan rahatsızım' demedi. 'Umut ve Şafak'ı yönetime almazsan ben yönetime girerim' dedi. Sen bilirsin dedim ben de. Bu tarz adamlar hep böyledir. Güç yokken ağlama ve mağduriyet; güç eline geçince de acımasızlık. Ahmet Nur Çebi'ye gösterdiğim itibardan pişmanım. Bana direkt kumpas kuruldu."
Benim tarzım vardır. Arkadan kuyu kazmam. Trol hesap açma işlerini bilmem. Ahmet Nur Çebi ile karşılıklı yayına zevkle çıkarım. Çok keyif alırım.
"Süleyman Seba, Çebi'yi Tanımaz Bile"
"Süleyman Seba abi bu Ahmet Nur Çebi’yi tanımaz bile ya. Neymiş 'bana benziyorsun' demiş, hadi oradan! Süleyman Abi seni hayatında 2 kere görmüştür, nereden bilecek seni be adam. Bu tam İstanbul’un fethindeki Kenan komutan olayıdır. Ahmet Nur Çebi güzel sallıyor!"