Neye nasıl bakarsan, oda sana öyle bakar.
Mevlana’nın dediği gibi insanı ateş değil kendi gafleti yakar, herkesteki kusuru görür kendisine kör bakar…
Hedefe giden yolda aksamamak için ve başarı için genç dostlarıma tavsiyelerimiz olacak.
Bardağın dolu tarafını görerek başlayacağız…
Hata yapmaktan korkmak ya da özgüveni düşük davranışlar içinde olmak veyahut karşımızdaki bir kişinin başarısını sevinmekten kaçınmamız artık kenara koyacağımz özellikler olsun.
Fazlaları bırakıp sadeliği seçebilirsek, beklentileri bırakıp belirsizlikleri kenara koyabilirsek, bu yolda rahat ilerleriz.
Endişe veyahut düşman için kin beslemeyi de bırakıyoruz yani geçmiş kuruntulardan kurtulup geleceğin şifasına sarılıyoruz.
Evet keşkelerin yerini iyi’kilere bırakacağız.
Denemekden çekinmeyeceğiz, hata yaparsak da olumlu sonuçlarımızı göreceğiz.
Şöyle “dört erdem” üzerine dik durursak; saygılı olmak bir ömür boyu hem kendimize hem de dış dünyamıza bir diğeri de gerçek bir samimiyetle dürüstlükle ilerlemek, üçüncüsü de kuşkusuz bizi nezaket ve kibarlık olarak başkalarıyla ilgilenebileceğiniz samimiyeti sağlamak ve son olarak da yardımcı ve destekleyici olabilmek. Buda karşılık beklemeksizin yardımda ve hizmete hazır olmak, işte bu bize “sağlık zenginlik mutluluk uzun ömür ve huzur” getiriyor…
Hedefi koyduk çok çalışmak değil verimli çalışmak aynı anda birden fazla işe yoğunlaşmadan tek konuyla ilgilenmek -çoğu zaman önümüzdeki iş yerine her iki kişiden biri neredeyse önündeki işin dışındaki başka şeyleri düşünür halde - başladığımız bir işi bitirmeden başka bir işe başlamamak, sabırlı olmak ve devamlılık konusunda kararlı davranmak.
Hedefimiz engellemeyecek şekilde önceden bazı konuları küçümsemek ya da gözümüzde büyütmek buna da gerek yok küçük ihmalden büyük zarar de doğabilir bazen de gözümüzde büyütünüz ve heyecanımızla işi erteleriz, bunun önüne geçelim.
Dolayısıyla başarı ve mutluluğun önünde insanın öncelikle kendisini tanıması ve dürüst samimi bir şekilde değerlerini koruyarak ilerlemesi gerekiyor, kuşkusuz sevgi ilişkileri içinde ve geleceğe ilişkin hayallerini ertelemeden fırsatlar yakalandığı zaman büyüyeceğini düşünür.
Bir başarıya ulaşmış olan bir çok insanın söylediği gibi umutsuz biriydim şimdi gözlerim gülüyor her şeyin iyi tarafını görüyorum hatta yol kenarında bile gördüğüm bir çiçekle ya da yağmurun sesiyle mutlu oluyorum, neredeyse güvensizlik katı davranışlar samimiyetten uzak ve nefret artık benim için “yabancı bir misafir gibi kalbimde” ancak o kadar uzak bir yer taşıyor.
Evet başarıya giden yolda kendi hayatını yaşama cesaretini gösterirken daha mutlu olmana da izin ver, verimli çalış çok çalışma sevdiklerine zaman ayır ve duygularınla ilerle.
Ve vaktiniz olduğunda su ve toprak ilişkisini unutmayın:”Son göl kuruduğunda son ağaç yok olduğunda son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” diyor Kızılderililer…
Her şeye rağmen çoğunluk da bizi aldatmasın.
Çünkü insanların çoğu iman etmez bakara 100 çoğu şükür etmezler bakara 243 çoğu düşmanlıkta birbirleriyle yarışır maide 62 çoğu akıllarına kullanmazlar Ankebut 63…
Sizler geleceği inşa ediyorsunuz zaman zaman her şeyimi kaybediyorum diye hissederken bile ağaçlara şöyle bir dönüp bakın, her yıl yapraklarını kaybediyorlar ama hala ayaktalar.
Yola çıkarken düşünüyoruz;
Şüphesiz iyilik edenler bakara 195 şüphesiz çok temizlenenler bakara 222 güzel davrananlar Âli İmran 148 kötülüğe iyilikle cevap verenler maide 13 adil davrananlar maide 12…
Eylemlerimi kendi akışına bıraktım, manevi dünyam zengin; maddi zenginlik de kendiliğinden gelecek.