Türkistan`ın doğusunda dağlar, vadiler, ırmaklar, ovalar, özetle her şey bizim türkümüzü söyler, Bizim şiirimizi okur. Doğu Türkistan`ın başkenti Urumçi`den otobüsle yola çıkıyoruz. Hedef 2 saat mesafede ki tanrı dağları milli parkı. Çinliler Tanrı dağlarına Tienşi dağları diyor. Ama biz Tanrı Dağları demeye devam edeceğiz. Tienş gölüne çıkıp Tanrı Dağlarının zirvesinde halen kazakların göçebe yaşadığı çadırlarda bir gece konaklayarak, Türk tarihinin geçmişini yaşayacağız.
Parkın bulunduğu alanda otobüsten iniyor, 2 bin 300 metrelik zirvede soğuktan üşümemek için kışlık giyeceklerimizi hazırlıyor, kontrol noktasından geçerek özel araçlarla tanrı dağlarına doğru tırmanmaya başlıyoruz. Söğüt ağaçları, çağlayarak akan Tienşi Çayı ve kazak obalarından geçerek virajlı dar yolları geride bırakıp Tienşi gölünün bulunduğu kazak çadırlarının obasına geliyoruz.
Binlerce turist buraları ziyaret ediyor. Çam ormanları arasında karlı Tanrı dağlarının eteğinde ki Tienşi gölüne Uygurlar Bugda Gölü diyorlar. Bulunduğumuz yer Urumçi`ye 110 km uzakta. Dağın zirvesi Tümürcoksi zirvesi 7 bin metreden yüksek. Tienşi gölünün bulunduğu alan 2 bin metre. Göl ve dağ manzarası göz ve gönül ziyafeti sunuyor. Göl çevresinde ki Kazak çadırları adeta beyaz mantarlar gibi yeşillikler içerisinde bize hoş geldin diyor. Göl çevresinde ağaçlar arasında gezintiye çıkıyoruz. Kazak çocuklarının neşesi, çadırda kalan Uygur ve kazak Türkleri, Türkiye`den geldiğimizi öğrenince yakın ilgi gösteriyorlar. Kendileriyle sohbet ediyoruz. Kaldığımız çadırın sahibi 7 bin metreden kardelen çiçekleri getirerek bizlere hediye ediyor. Bizim için özel olarak kesilmiş kuzu, şiş kebap yapılıyor. Gök çayı eşliğinde kebaplarımızı afiyetle yiyoruz.
Güneş battıktan sonra ise soğuk başlıyor. Çadırlar korunaklı olmasına rağmen kemiklerimize kadar üşüyoruz. Neredeyse iliklerimiz donmak üzere. Sabahı zor ediyoruz. Güneş doğumuna yakın çadırdan dışarı çıkıp kameramı elime alarak tanrı dağları üzerinden güneşin doğuşunu bekliyorum. Çadır oba da bacalar yavaş yavaş tütüyor. İnsanlar bir bir dışarı çıkıyorlar. Hayat obada güneşin doğumuyla hareketleniyor. Çadır obanın belgesel görüntülerini çekiyor. çadırda kalan insanlarla konuşup dağlarda ki muhteşem görüntülerin belgesellerini çekiyoruz.
Urumçi Tarih Müzesi`ndeyiz
Tanrı dağlarından tekrar Urumçi`ye doğru yola çıkıyoruz. Urumçi`de ki gezimizi son güne bıraktık. Doya doya Urumçi`yi gezeceğiz. İlk durağımız tarih müzesi. Urumçi tarih müzesinde Doğu Türkistan`ın binlerce yıllık tarihi geçmişiyle ilgili belgeler var. Müzenin girişinde geniş bir Doğu Türkistan maketi yapılarak özel ışıklandırmayla Doğu Türkistan illeri bir bir gösterilmiş.
Taklamakan çölü, Doğu Türkistan`ın adeta orta göbeğini kaplıyor. Tanrı, Pamir, Aladağ ve Altay dağları Doğu Türkistan`ın Afganistan, Tibet, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan, Moğolistan sınırını çiziyor. İpek yolu güzergahını tarih müzesinde yeniden keşfediyoruz.
Dünyanın en eski mumyaları Taklamakan çölünden çıkartılmış. Sincan Uygur güzeli olarak da ilan edilen 4 bin yıllık mumya üzerende ki dokumalar Uygur medeniyetinin ihtişamını yansıtıyor. Bu mumyalar Taklamakan çölünde geçmişte hayatın olduğunu da gösteriyor. Urumçi tarih müzesinde Uygur, Moğol, Kırgız, Çin, Dungan Müslümanları, Tacikler, Özbekler ve Tatarlar bölümünde bu etnik gruplarla ilgili ayrı ayrı bilgiler yaşantı tarzları verilmiş. Teker teker bu bölümleri gezerek belgesel görüntülerini tespit edip tarihe not düşüp zamana noterlik yapıyoruz.
Urumçi Meydanı`ndan Doğu Türkistan`a Veda Ediyoruz
Urumçi`de son durağımız tarihi Urumçi meydanı, ulu Camii ve kapalı çarşının bulunduğu yer. Muhteşem mimarisiyle ipek yolunun geçmişini yansıyor. Kırmızı tuğladan yapılan camii, Urumçi kulesi, kapalı çarşı turistlerin uğrak yeri. Urumçi kapılı çarşısında her şey satılıyor. Çarşıyı pazarı gezerek Urumçi`de satılanlar, çarşısı hakkında fikir sahibi oluyoruz.
Urumçi seyir kulesinden Urumçi`nin genel görüntülerini çekiyor, ipek yolu güzergahında ki tarihi yerden hem sunuşlarımızı hem de Urumçi tarihine not düşüyoruz. Urumçi`de ki son durağımız Başbakan Erdoğan`ın da ikindi namazı kıldığı Urumçi camii oluyor. Tarihi meydanın biraz ilerisinde ki bu camii iki minaresiyle muhteşem bir eser. Başbakan Erdoğan`ın burada namaz kılmasıyla Doğu Türkistan da yaşayan Uygurlar büyük mutluluk yaşamışlar. Bizde bu camide namaz kılıp belgesel görüntüler çeker Urumçi`den Pekin`e doğru yola çıkıyoruz.   
Doğu Türkistan`ın Başkenti Urumçi
Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Doğu Türkistan olarak da adlandırılır. Güneyde Tibet Özerk Bölgesi, güney doğuda Çinghay ve Gansu eyaletleri, doğuda Moğolistan, kuzeyde Rusya, kuzeybatıda Kazakistan ve batıda Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan kontrolündeki Keşmir bölgesiyle komşudur.
1.828.418 km² yüzölçümü ile Çin Halk Cumhuriyeti`nin en geniş idari bölgesidir. Başkenti Urumçi, resmi dilleri Uygurca ve Standart Çince dir.Mançuların kurduğu Qing Hanedanı döneminde Yeni Topraklar anlamına gelen 'Shinkyang adı verilmiştir. Ancak bu isim kimi zaman eleştirilmekte, Doğu Türkistan ya da Çin Türkistan ı gibi isimlerin kullanılması savunulmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti hükû meti ise bu tür isimlerin kullanılmasını ayrılıkçılık veya Pan-Türkizm olarak nitelemektedir.
Bu bölgede Uygurlardan başka Kazak ve Kırgız gibi Türkî topluluklar da vardır. Zaten 20. yüzyılda Türkiye ye göçetmiş Orta Asya Türk halklarının da çoğu Çin esaretinden kaçmıştır. Bu bölge Doğu Türkistan olarak adlandırılır ve Türklerin anavatının hemen güneyindedir.
Devam edecek