Yine sabahlardan bir sabah erken
Hava güzel, moral yüksek, kalp ferah
Kargalar meclisi kahvaltıdayken
Kontağı çevirdik hadi Bismillah.
***
Gün aydınlanmadan yollara düştük
Tırafik hınca hınç, kağnı hızında.
Çekmece, İncirli, Merter i aştık
Tosbağaya döndük Haliçdüzünde.
***
Arabalar durdu tampon tampona
Her birinin içi ayrı bir alem
Kornanın küfürün bini bir para
Haklarını helal etsin sülalem.
***
Boğaz Köprüsüne yaklaşıyorken
Mavi bir ışıltı dikiz aynamda
Ulvî duygularla ürperdim birden
Gelen mübarek zât hangi makamda?
***
Bir araba dura kalka yürüyor
Kaputun altında cılız bir ışık
Mehâbet-i devlet ayak sürüyor
Devlete yaraşmaz böyle yavaşlık.
***
Anlamıştım tabi, bu bir çakarlı
Ama ben utandım ezikliğinden
İçinde pek mühim biri olmalı
Camlarımı açıp haykırdım hemen:
***
Ey şoför! Müdürüm gecikmemeli!
Niye pısır pısır pinekliyorsun?
Işıldat çakarı, patlat sireni,
Emniyet şeridi köpeğin olsun!
***
Tekmil çakarları yaktılar işte
Kırmızı-maviye boyandı gökler
O nasıl ihtişam Allahım öyle
Heybetinden belli oldu büyükler.
***
Marabalar iki yana açıldı
Müdürüm amirim işte gidiyor
Şen şakrak sirenler yola saçıldı
Herkes kendisine selâm ediyor.
***
Belli ki pek mühim hizmet peşinde
Aksi düşünenin kalbi fesattır
Müdürüm çalışır devlet işinde
Bizim mesaimiz teferruattır.
***
Büyük işler yapar, vatan kurtarır
Çay içmesi bile ülkeye hizmet.
Çakarı açtıysa bildiği vardır
Yoksa bize neden etsin eziyet?
***
Fakat müzevirler gıybet peşinde
Neymiş, arabada mahdumu varmış
Güya şoför-araçdevlettenmiş de
Çocuğu okula böyle yollarmış.
***
Be hey müzevirler, ayıptır, susun
Müdür evladının olmalı farkı
Biz çile çeksek de helâl hoş olsun
Çakarlı araba onun da hakkı.
***
Çakarlı abiler, güzel insanlar,
Onların dünyaya tamahı yoktur.
Hepsi hizmet diye kendin paralar
Makama mevkie gözleri toktur.
***
Bunu Manav Osman hikâye etti
Sözünü ortaya söyledi gitti
Daha uzun olsa iyiydi amma
Çakarlı Abiler Destanı bitti.
***