Gündem Özel

Almanya'da iş bulup yeni bir hayat kurmaya çalışan birinin hayal kırıklığı içeren deneyimi

Almanya işçi sayısını artırmak için şans kartı ismini verdiği bir uygulamayı yürürlüğe koymak için gün sayıyor. Bu esnada orada yeni bir hayat kurmaya çalışan birinin yaşadıklarını haberimizde aktardık.

Abone Ol

Bu yazı Ekşişeyler'den alıntıdır.

Almanya'ya ulaşımı kolaylaştırmak iddiasıyla sunulan şans kartı uygulamasıyla ilgili birçok vaat bulunsa da, 6 puan topladıktan sonra hemen iş bulabileceğiniz iddiaları pratikte pek de kolay olmayabiliyor. 

Toplumsal normlar ve bürokrasiyle başa çıkarken, iş arama vizesiyle bu ülkeye gelmek zorlu bir süreç olabiliyor. Ben, İstanbul'daki Goethe Enstitüsü'nde aldığım b1 seviyesindeki dil sertifikamla Almanya'ya gelmeye karar verdim. Hocamın önerisi üzerine, dilimi daha da geliştirmek adına b1 seviyesini tamamladıktan sonra burada devam etmeye karar verdim.

Gerçekten de geldikten sonra fark ettim ki, bütün dünya, hadi abartı oldu, bütün balkanlar ve orta doğu burada. Nitelikli Türk göçmen olarak, bu pazardan uzun bir süre uzak tutulmuşuz ve birçok şey bizim için zorlaştırılmış durumda. Öyle ki 20 senedir araba kullanıyor olun, AB vatandaşı olmadığınız için ehliyetinizi çevirttirmek için dahi sınava girip 1.5-2k arası ücret ödemek zorunda kalacaksınız.

Alanımda yetkin olduğumu, programlara hakim olduğumu ve İngilizcemle iş hayatında rahatça iletişim kurabileceğimi düşünerek geldim. Ancak, Almanca dil seviyem b1 olduğu için beklediğim olumlu geri dönüşleri alamadım. Bu nedenle, b2 seviyesine çıkabilmek amacıyla Arbeitsagentur'a başvurup dil kursu talep ettim. Ancak, devletin sunduğu ücretsiz kursa kaydolmam konusunda birçok engelle karşılaştım ve bir türlü kursa kayıt yaptıramadım.

İş bulduktan sonra yaşadığım bir diğer sorun da çalışma iznimin çıkmasıydı. Bir şirketle anlaştım ancak sözleşme alabilmem 5 ayımı aldı. Çalışma izni çıkması ise tam 2.5 ay sürdü. Toplamda 9 ay olmuştu ve 6 aylık vize almıştım. En kötümser senaryoyu düşünüp 1 sene çalışamayacağımı düşünerek buna göre birikim yapıp geldiğim için açıkçası bir sorun yaşamadım. Ancak iş bulduğum halde çalışamadığım için sebepsiz yere 2.5 ay kenardaki birikimimden harcadım.

Şirketin sürekli uzun işlem süreleri nedeniyle vazgeçip vazgeçmeyeceği endişesi beni geriyordu. Şirketi defalarca aramama rağmen, onlar da bu durumun normal olduğunu ve Almanya'da işlerin böyle yürüdüğünü belirtiyorlardı. Gerçekten şirketlerin çoğu bu duruma alışmış. Ancak bu çalışma izninin çıkması 3 ayı bulabildiği, hatta 5 ay süreni dahi duydum, planınızı ona göre yapmanız faydalı olabilir. Şimdiyse mevcut işimi değiştirmeye çalışıyorum ancak elimde yeni sözleşme olsa da, oturum kartımdaki şirket isminin değişmesi gibi basit bir işlem için dahi 3 haftadır onlarca mesaj atmama rağmen ilgili kurumdan olumlu olumsuz bir cevap alamıyorum.

Bunlar benim yaşadığım bireysel talihsizlikler mi falan diye de düşündüm ancak takip ettiğim kadarıyla bu konu alman medyasında da sıklıkla yer buluyor. İnsanları çalışsınlar diye ülkemize davet ediyoruz ancak geldiklerinde de önlerine taş koyuyoruz tarzı özeleştiriler mevcut. Bu konuda devlet nezdinde bir art niyet aramıyorum ancak şu bir gerçek ki bu devlet mevcut bürokrasisiyle çağa ayak uyduramıyor.

Almanya 19-20. yy'da prusya ekolüyle dünyada fırtına gibi esmiş ve kültür-sanat-bilimde çığır açmış bir ülke ve beni bu ülkeye, tarihine, kültürüne çeken şey de her daim bu olmuştu. Ancak günümüzdeki almanya çağa ayak uyduramamış bir devlet aygıtına sahip. Ekonomi parlak olduğu (ukrayna savaşı öncesi diyelim) için bu durum göze batmıyordu, ancak bu tarz ciddi stratejik hataların sonucu 10-20 yılda görülmeye başlanır. Hızla yaşlanan bir nüfus, expatlar için çekiciliğini yitiren bir ülke, hantal bürokrasiden hareket edemeyen bir devlet aygıtı, yükselen sağ, dijitalleşememiş kurumlar ve ülkenin onlarca sorunu varken bambaşka gündemlerle boğuşan yeşiller partisi...vs

Bu kart ile geleceklere karamsar bir tablo çizmek istemiyorum.

Sadece plan yaparken ihtiyatlı olmanız, uzun bir süre iş bulup çalışamayacağınızı öngörerek plan yapmanızı tavsiye ediyorum. Bilemiyorum, bu şans kartı denen uygulama kağıt üstünde ne kadar sevindirici bir gelişme olsa da, ülkenin kaybettiği ivmeyi geri kazandıramayacak gibi gözüküyor.