'Develer tellal, pireler berber iken' değil, şunun şurasında, geçtiğimiz 60 yıl ın icinde gittiler, bugün Avrupa daki Türklerin dedeleri, nineleri, babaları, anneleri, kardeşleri Almanya ya.
O yıllarda Türkiye de 1 Dolar, 0.75 Kuruş, benzinin litresi 0.60 Kuruş idi.
Ancak şimdiki gibi herkesin otomobili yoktu, paramız kıymetli, insanımız varlık içinde yokluk çeken, komünizm tehlikesi ile korkutulmuş, ihtilallerle sindirilmiş ve çoğunlukla az eğitimliydi.
O yıllarda 7 - 8 Ü niversitesi olan, 785 bin km2 lik ülkemizde, ilkokul diploması olana, ŞOFÖR EHLİYETİ verilir, lise diploması olana YEDEK SUBAY olarak askerlik yaptırtılırdı.
İşte, yine o yıllarda yapılan, devletler arası bir anlaşma ile eğitim şartı aranmadan, sağlığı yerinde 20-25 yaş aralığındaki güçlü gençlerin, Türkiye ye gelen Alman doktorlar tarafından seçilerek, alındığı ve trenlerle Almanya ya götürüldüğü, vizesiz, sorgusuz sualsiz kabul gördüğü yıllardı.
2. Dünya Savaşı sonrasında, yeniden yapılanan ve sanayileşen, öncelikle Almanya nın gençinsan gücüne ihtiyaçduyduğu, robotların henüz icat edilmediği, uyduların, cep telefonlarının olmadığı yıllardı, o yıllar.
İşte o giden gençlerimiz, haymlarda yatıp kalktılar, madenlerde, ağır sanayide çalıştılar.
Sigaralarını sarıp, içtikleri çayları kurutup tekrar içtiler, tavuk ekmekle karınlarını doyurup, hep 'Paralarımızı biriktirip, yurdumuza dönelimin' hesabını yaptılar.
Ancak, bu hesaplar tutmadı, 5-6 sene sonra, önceleri memleketlerine, 'Transistörlü Radyolarını' ellerine alıp, 'Tüylü Alman Fötr Şapkalarını' başlarına takıp geldiler.
Memleketlerinden, gelinler - damatlar ithal ettiler, aile ve çocuk sahibi oldular.
Daha sonraları ise ailece Fortlarıyla, Mercedesleriyle geldiler, evler - arsalar aldılar.
'Kesin dönüş hayallerini' rafa kaldırıp, unuttular ve memleketlerine akraba ziyareti veya tatil amaçlı gelmeye başladılar.
70 lerden sonra 'Manzarayı umumiye' değişmeye, ellerindeki DM ler, FRANK lar Türkiye de çok iş görmeye başladı.
Türkiye deki varlıklarını ve aile imkanlarını, 'Avrupa daki Girişimleriyle' değerlendirme fikri, hepsi zaten 'Zeki ve Çalışkan' olan milletimizin bu fertlerine ışık oldu.
Çocukları, Alman eğitimiyle büyüdü, Türkiye deki eğitimli ve gençakrabalarını da yanlarına almaya başladılar.
Ufukları açıldı, bir çok sektörde olduğu gibi Gıda, Gastronomi ve Yeme-İçme, hatta Turizm Sektörlerine de girdiler.
30 sene önce Avrupa da, İtalyanların olduğu yerde, bugün EUROTÜ RK GASTROHEROLARIMIZ var. MUTLUYUZ ve GURURLUYUZ.
Çünkü, onlar yatırımcı, işletmeci, yönetici ve profesyonel olarak: Her türlü gıdanın üretiminden, ithalatına, dağıtımına, marketlerden, restoranlara, imbislere, kiosklara, endüstriyel mutfak& soğutma sanayiine, büyükşehir hallerindeki toptancılıklara kadar birçok işi üstlendiler ve de başardılar.
2002 yılından sonra, her alanda büyüme ve gelişme trendine giren Türkiye de: Sahip oldukları EU ların, daha verimli kullanım imkanı olduğunu fark ettiler, bildikleri öğrendikleri bu Gıda & Gastronomi konularında, ülkelerine yatırımlar yaptılar.
Ana vatanlarında ürettiklerini, ambalajlayıp, Avrupalılara satmayı ve ülkelerinde istihdama katkı verirken, ihracat geliri sağlamayı da başardılar. LEZZETLERİMİZİ SEVDİRDİLER ve kabul ettirdiler, Türk Marketlerinden Almanların alışveriş yapmasını, Alman Marketlerinin de TÜ RKİYE LEZZETLERİNİN satışını yapmasını sağladılar.
Selam ve sevgilerimle, @pakmanvasfi
TÜ RKİYE LEZZETLERİ, AVRUPALI DAMAKLARLA BULUŞUYOR!
EUROTÜ RK GASTROHEROLARIMIZ, Türkiye mizin nefis, leziz ve helal lezzetleri ile Gastronomik ürünlerini Avrupa da üretiyor, ithal edip dağıtıyor, mekanlarında satıyor, hazırlayıp ikram ediyor, tanıtımına, eğitimine hizmet ve emek veriyorlar.
Bugün, sizlere EUROTÜ RK GASTROHEROLARIMIZIN, Almanya nın NRW ve BERLİN Eyaletlerinde yarattığı markalardan bazılarını takdim edeceğim. Öncelikle dikkatlerimizi üzerine çeken, bu kuruluşların özellikleri: Ü rettikleri Lezzetlerin, sadece Türkler ve Ortadoğular tarafından değil, Avrupalılarca da benimseniyor, Alman marketlerinde (EDEKA, REWE, KAUFHALLE, ALDI, LİDL, vs.) satılıyor ve herkes tarafından yeniliyor olması.
Yıllardan beri bu marketlerin raflarında bulunan bildik markalarımız: EGETÜ RK, YAYLA TÜ RK, ÖZKAYSERİ, SUNTAT FOOD ve benzerlerinin yanısıra,
Leverkusen kentindeki, ARTAR BROT GmbH nın muazzam Ekmek Fabrikasında üretilen her tip ekmek (Türk, Alman, Fransız,vs) burger ve sandviçekmekleri, döner pidesi ile Türk Simiti, Alman Brezeli gibi her türlü unlu mamulleri kapsaması.
Berlin deki İBRAHİM CEYLAN GmbH nın, dünyanın en kaliteli peyniri kabul edilen PHİLADELPHİA ile ürettiği, 30 u aşkın:
Ekmek Ü zeri, MEZE LEZZETLERİNDEN oluşması.
Bir diğeri ise: Köln de 2018 yılında kurulan ve bu yılın son günü Almanya daki 22. şubesini, yine Köln ün Hürt semtinde (Türkiye konsolosluğu) civarında açan bir Türk-Alman ortaklığı:
MANGAL & LUKAS PODOLSKİ dir.
Döner, lahmacun, burger, falafel, pizza gibi ürünlerini hem mağazalarında ikram ediyor, hem de dondurulmuş olarak yukarıda bahsi geçen marketlerde halka sunuyorlar.
Bu hafta ve ilerleyen haftalarda LEZZET HAREKETİ sayfamda yer vereceğim, bu ve benzeri kuruluşların sahipleri olan Avrupalı Türk Gastroherolarımız
Anıl Artar ve kardeşleri, İbrahim Ceylan ve çocukları ile Metin Dağ ve sporcu ortağını kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
Ayrıca, Metin Dağ ın partnerinin: Bayern Münih, Köln FC, İnter, Arsenal, Galatasaray ve Antalya Spor da futbol oynayan, Türkiye yi ve Türkleri çok seven, ünlü Polonya asıllı Alman Futbolcu Lukas Podolski olduğunu da belirtmek isteriz.
Avrupa ülkelerindeki girişimlerinin 50. ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında EUROTÜ RK GASTROHEROLARIMIZA, LDF/Lezzet Dernekleri Federasyonu ve TDU/Türk Alman İşverenler Birliği olarak sunacağımız, ülkemizin 'Şükran ve Başarı Ödüllerinin' sahiplerini tespit ve takdim konusunda Almanya nın eyaletleri ile diğer Avrupa ülkelerindeki çalışmalarımıza, görüşmelerimize devam ediyoruz.
Geçen hafta Berlin Baş Konsolosumuz Sayın R. Olgun Yücekök, Kültür ve Turizm Müşavirimiz Fulya F. Durgut ile Yunus Emre Enstitüsü Avrupa Md. Feyzullah Bahçi ve sektör mensuplarıyla görüştüm. Bu hafta da devam edeceğim çalışmalarımda: Berlin Büyükelçimiz Ahmet Başar Şen ve diğer EUROTÜ RK GASTROHEROLAR la da görüşecek, hafta sonu İskandinav ülkedeki çalışmalarım için yola çıkacağım.
'ARTAR BROT' EKMEK ÇEŞİTLERİ: ALMANYA, HOLLANDA ve BELÇİKA MARKETLERİNDE
Almanya nın en büyük Ekmek Fabrikası ARTAR BROT u Leverkusen de kuran ARTAR KARDEŞLER, Gastronomiye yatırımlarını ve Futbol Sporuna desteklerini sürdürüyor.
Bugün, yüzlerce çeşit Ekmek ve Unlu Mamul üreten, Almanya nın en büyük ekmek fabrikalarından birini kuran ve yöneten, Adanalı Anıl, Algın ve Alpay kardeşlerin macerası 1972 yılında, anne ve babalarının Almanya ya gelmesiyle başlamış.
1991 de aldıkları, küçük bir ekmek fırınını kısa sürede, Maybach Str. taşıyarak, 10 dönüm arazi üzerinde 2 konveyör bantta, ayda 500 ton un işleyerek, hem Türk Marketlerine, lokanta, burger, döner imbislerine Türk tarzı ekmek ve pideler, hem de Alman Marketleri: Edeka, Rewe, Aldı, Lidl, Penny ve benzeri yerlere Alman tarzı ekmekleri, devamlı taze günlük ürün, paketli ürün, donmuş ürün olarak yapıyor, ayrıca özel üretimlerinin tüm Avrupa ülkelerine satış ve dağıtımını gerçekleştiriyorlar.
Artar kardeşlerin, yeniden yarattığı 1960 lardan günümüze gelen Köln ün merkezi, Rudolf Platz meydanındaki 2 katlı, ünlü İtalyan Restaurantı MACARONNİ ye, Anıl Artar ile birlikte gittim.
Enfes et, balık ve deniz mahsulleriyle yapılmış lezzetler, makarna ve risottalar, çok özel mezeler tatdım.
Faaliyetlerine, İzmirli İşletmeci Chef Selahattin Bey in yönetiminde devam eden mekanın, misafir kalitesi çok yüksek.
Almanya nın ve dünyanın tanınmış siyasetçi, sanatçı, sporcu, basın ve iş adamlarının rağbet ettiği MACARONNİ de haftanın 3 günü de canlı müzik yapılmakta.
Ailenin, takdire şayan Sosyal Faaliyeti ise, Leverkusen de Türk ve diğer gençler için 22 yıldır düzenledikleri: 'ARTAR BROT CUP' Futbol Turnuvasıdır.
EUROTÜ RK GASTROHERO 'Başarı Ödülü' adayı olan Anıl Artar ve kardeşleri Algın ile Alpay ı kutladım, başarılar diledim.
Bakınız: www.artarbrot.de.
CEYLANS FEİNKOST UN, EKMEK Ü STÜ SÜ RÜ LEBİLİR LEZZETLERİ
Berlin de, İBRAHİM CEYLAN tarafından, 1990 yılında ufak bir AİLE İŞLETMESİ olarak kurulan, bugün kendine ait 16 dönüm alandaki, modern fabrika binasında Almanya ve tüm Avrupa ülkelerinin marketlerine (EDEKA, REWE, vs) 'Ekmek üstü sürülebilir lezzetleri' üreterek dağıtan, rakipsiz bir kuruluş oldu.
Tanımaktan büyük bir mutluluk duyduğum, Sevgili kardeşim İbrahim Ceylan ın, Yaratıcı zekası ve Lezzete düşkünlüğü ile doğan, 'Sabır ve Emekle' bugün bir LEZZET SANAYİ haline dönüşen yatırımının temelinde: Anadolu daki, büyükannesinden öğrendiği ve damağında kalan tatların etkisi var.
'Köklerimizden gelen ve Avrupa daki yaşamımızda öğrendiğimiz lezzetlerin, her damağa hitap eden, her türlü içecekle eşleşebilen, her türlü ekmek çeşidine tatbik edilebilen, otuzun üzerinde devamlı olarak üretip, büyük market zincirlerine, hotel restoranlarına ve tüm yeme içme mekanlarına dağıttığımız bu lezzetlerde sınır tanımıyoruz' diyor.
Kızları ve damadının da çalışma ve yönetimde yer aldığı: İbrahim Ceylan GmbH bulunduğu açık alanın bir bölümünü de bağ ve bahçe olarak kullanmakta.
Berlin in sayılan ve sevilen işverenlerinden biri olarak, Lezzethanların GASTROHERO ödülü, adayı olan İbrahim bey, üretiminin %70 inde dünyanın en tanınmış ve lezzetli peynir markası: PHİLADELPHİA yı kullanarak, en taze, en kaliteli sebze ve meyvelerden, salamura ve kurutulmuş ürünlerden, Anadolu salçaları ve özgün lezzetlerden ürettiği: Nefis ve leziz iştah açıcı, enfes meze, salata, şarküteri spesiyaliteleri ve dipsos çeşitlerinin arasında Anadolu dan, Akdeniz den ve Ortadoğudan geliştirdiği Lezzetler de var.
Tamamında peynir kullanılan, hurma dan mango ya, roka dan kuru domatese, bulgur dan pancara, salça dan jalepeno ya, kabak tan zencefile, her lezzetin karışımı mevcut.
Bazılarını bende denedim ve lezzetlerine hayran kaldım, bu lezzetlerle devamlı buluşan Avrupalılara da, doğrusu çok imrendim.
Bakınız: www.ceylans.de
