Müzik Akademisyenlerimize 'Sizce, Müzik Eğitim Sistemi nin  ve Müzik Kurumları nın, bugün yüzyüze kaldığı ve acilen çözülmesi gereken üç
  temel sorun nedir?' diye sorduk. Müzik akademisyenlerimize teşekkür ederek, cevaplarını yayımlamaya devam ediyoruz.
Atilla Çağdaş Değer / Hacettepe Ü niversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı
'Müzik Eğitim Sistemi' denilince, 'müzik' olması 'eğitsel' olması ve 'sistemden' söz edebilmek gerekiyor ki bence tam bir karmaşa içindeyiz. Kavramlar, ilkeler, kurumlar, yaklaşımlarda uzlaşmak bile zor. Müzik kurumları da bu sistemin(!) parçaları olduğuna göre bu üçsorunu şöyle özetleyebilirim kendimce:
1-Müzik eğitim standartlarımız somut ve belirlenmiş değil. (Okulöncesi dönemden, yükseköğretime, amatör müzik eğitiminden profesyonel düzeye değin. Müzik eğitim sistemimizin açık, erişilebilir standartlara, laf salatası olmayan somut cümlelere (kazanım/amaç/hedeflere) gereksinimi var.
2-Müzik eğitimcisi yetiştirmenin standartları yok. Herkes müzik eğitimcisi olabiliyor. Sözünü ettiğim şey, Eğitim Fakültesi, Konservatuvar, Güzel Sanatlar Fakültesi ayrımı ya da Türk Müziği-Batı Müziği gibi yapay ayrışmalar değil. Hiçbirinde 'eğitimci' yetiştirme hedeflenmiyor bu kurumlarda. İyi eğitimciler tesadüfen çıkıyor. Kimi akademisyenlerin çabaları, sayıca çok çok az yöneticinin öngörüsü ile. Ancak standart olmadığı için nüfusumuza oranladığımızda bu konuda da çok başarılı olduğumuzu düşünmüyorum. Kurumların bir araya gelerek eğitimin her alanına ilişkin çok genel ama somut standartları belirlemesi (bunlar da her kurum uzlaşabilir diye düşünüyorum) alanlara özel konularda ise alan uzmanların belli standartlar konusunda ortaklaşabileceğini düşünüyorum. Hiçolmazsa bu standartları 'piyasa'nın değil bizlerin belirlemesi çabası bile değerli.
3-Başta MEB ve YÖK müzik eğitimini bir 'sisteme' oturtma bilinçve istencinde değil. Karar alma, uygulama yaklaşım ve yöntemleri çağdışı. Masa başında oturan değil sahada çalışan, başarılı sonuçlar alan müzik öğretmenleri ve akademisyenleri başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarını, ülkedeki her müzik eğitim kurumunu dinlemeliler. 'Ortak aklın' peşine düşmeden MEB ve YÖK zarar vermekten, sistemi daha da kötüleştirmekten başka hiçbir şey yapamaz, yapamıyor da..'
İlksen Kodal / İstanbul MEM Müzik Öğretmeni, Öğretmenler Akademisi Yöneticisi
1- 'İlkokul hatta anaokulu itibari ile Müzik branşına müzik öğretmeninin girmesi
2- Türk Müziği GSL` de edebiyat derslerinin olması 
3- Bilsem`lerin yaygınlaştırılmaması'
Vural Yıldırım / Müzikolog / HaliçÜ niversitesi, Konservatuvar
1/ 'Nitelikli Kadro Eksikliği
2/ Nitelikli Müfredat Eksikliği
3/ Alanında uzman, liyakatlı ve başarılı çalışmalar yapanların görmezden gelinmesi.'
Prof. Dr. Süleyman Tarman /Niğde Ömer Halisdemir Ü n. Eğitim Fak. GSE Böl. 
 
- Müzik dersine ilkokul 1. sınıftan itibaren müzik öğretmeni
girmelidir. (Biliyorsunuz müzik öğretmenleri 5. sınıftan itibaren müzik
dersine giriyor ve ilk 4 sene sınıf öğretmeni yürütüyor bu dersi). Sınıf
öğretmenlerine müzik öğretiyorum 2 dönemdir. Tam bir facia, felaket...
Onlarla bu iş yürümez. 4 yıl boşa gidiyor... - Eğitim fakültelerine öğrenci alımında branş fark etmeksizin başvuracak
öğrencilerin ÖSS sıralamasında ilk 800.000 içine girmesi gerekiyor. Son
3 senedir Eğitim Fak. müzik bölümüne çok az öğrenci geliyor 800.000 içine
giremedikleri için. Bize gelecekler mecburen konservatuvarlara ya da
GSF ye gidiyorlar sonra işsiz mezunlar oluyorlar... Bunun çözülmesi
gerek...'