`height=

Öğretmen arkadaşlarımız, gelişmeleri takip etmeye, görüşlerini dile getirerek MEB ve ilgililere ulaştırmaya gayret ediyorlar.  Son çevrimiçi toplantı 22 Temmuz, saat:21.30`da  yapıldı. Toplantıdan bize aktarılan  notların ikinci bölümünü paylaşıyoruz..

Prof. Dr. Mustafa YAVUZ 'Diğer mesleklerin meslek kanunları ile öğretmenlik meslek kanunu karşılaştırıldığında bu kanunun kapsam açısından yetersizdir. MEB tarafından çıkarılan farklı yasal metinlerin arasında ilişki yoktur, bu eğitim ve sınavın sonucunda yetki, statü, sorumluluk, rol gibi kavramların değişmesi gerekmektedir. Bir doktor uzman olduğunda rol, statü ve yetkisi değişmekte ve kendi alanının uzmanı olmakta, genel öğretmenliğin uzmanlığı gibi bir durum mantıklı olmamaktadır.
Bu sürecin amacı öğretmenlerin maaşlarındaki düzenleme ise bu kıdeme göre yapılabilir, kitlesel bir eğitim ile 600 bine yakın öğretmenin bir eğitim programı ile uzaktan uzman yapmak da ancak bu şekilde mümkün olabilir, bu da mesleki gelişime katkı sağlamaz. Bunun yanı sıra mesleki gelişim eğitimlerinin belli bir düzen dâhilinde öğretmenlerin alanları da dikkate alınarak MEB ile üniversiteler arasında yapılacak protokoller ile sağlanabilecek, lisansüstü eğitimlerle kendi alanında bilim uzmanı olan öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilebilecektir. 2006 yılında yapılan uzmanlık sınavı ile uzman olan öğretmenlerle ilgili herhangi bir araştırma olmamış, etkililiği, güçlü ve zayıf yönleri belirlenememiş, oradaki tecrübelerin bu eğitim sürecine aktarılıp aktarılmadığı konusunda soru işaretleri oluşmuştur.  Katılımcı hocalarımızdan biri, öğretmenlik mesleğinin uygulama üzerine inşa edilmiş performans gerektiren çok hassas bir meslek grubu olduğunu belirtirken, verilen eğitimlerde eğitim ve öğretime entegre edilmeyecek teorik bilgi, belirli bir sürede verilmekte ve çoktan seçmeli bir sınavla neticelendirilerek kariyer atlamanın çok mümkün olamayacaktır. Video izleyip ve bu videolardan sınava girip kariyer yapan bir meslek topluluğu yoktur, farklı meslek gruplarının uzmanlığı ile öğretmenlere sunulan uzmanlık arasında ciddi bir fark vardır, verilen eğitimlerde öğretmenlerin hazır bulunuşlukları dikkate alınmamıştır. Öğretmenlerin süreçiçinde yaptıkları faaliyetler dikkate alınarak kariyer ilerlemeleri sağlanabilirdi. 'Maaşları arttırmaya yönelik' olan bu çalışmanın eksik olduğunu düşünüyorum.

Doç. Dr. Hilmi DEMİRAL 'Uzman ve başöğretmenliğin bilgi basamağında sunulan bir içeriğin, ezberlemeyle olunmayacak ve yapılan sınavda da bilgi ve kavrama basamaklarında sorular olacaktır. Bu durum, geçmişte verilen uzman öğretmenlik mağduriyetlerinin bir çözümdür. MEB`de dün alınan kararlar bugün uygulanmakta,
yarın ise netice almak istenilmekte, öğretmenlere ikinci bir KPSS yapılmaktadır. Kısa bir sure sonra bütün sistemin yeniden değişebilecek, uzman/başöğretmenlik sınavları kaldırılabilecektir. Uzman ve başöğretmenllik öğretmenliğin en başından beri yapılan uygulamalarla, alınan sertifikalarla, yazılan makalelerle, yapılan projeler, görev alınan sempozyumlarla olabilecektir. Ancak çoktan seçmeli sınavlarla olunamaz. Sistem olarak öğrencilerin kendi bireysel becerilerini teşvik edip, bireysel öğrenmeyi arttıran anlayıştayım, ancak, uygulamalar bu anlayışa ters olup,  verilen eğitimlerde amaç bilginin, uygulama, analiz, değerlendirme basamağına ve mümkünse yaratma basamağına çıkarmak olmalıdır.'

Gökhan ATİK 'Uzmanlık sınavının daha önce denendiğini ve kaldırıldığını, eğitim
sisteminin ihtiyaçduyduğu uygulamanın bu olmadığını, uzman ve başöğretmenlik unvanları verildikten sonra sahanın niteliğinin değişip değişmeyeceğinin sorgulanması gerektiğini belirtmek isterim. Meslek kanunu, mesleğin ihtiyacına cevap vermedi, eğer öğretmenlerin niteliğini değiştirmek amaçlanıyorsa bu işe öncelikle eğitim fakültelerinden başlanılması ve sahaya gelecek öğretmenlerin niteliğinin arttırılması gerekmektedir.. Lisansüstü eğitim teşvik edilmeli ve öğretmenlerin mesleki gelişimleri zaman içinde hizmet içi eğitimlerle tamamlamalıdır.. Bu uygulamaların öğretmenler arası barışı bozacak, veliler farklı taleplerde bulunacaktır. Sendikaların bu konuda farklı bakış açıları var ve öğretmenlerin haklarını ve sorunlarını gözetmiyor'

Dr. Anıl Kadir ERANIL   'Gelişmiş ülkelerin ürettiği bazı eğitim politikaları, kendi ülkelerinin politikalarını yansıtarak dünya iklimine yön veriyor. Ancak, kendi kültürümüze uzak farklı ülkelerdeki popüler politikalar Türkiye`de karşılık bulamayacaktır. Öncelikle okulun güvenli bir ortam olup, çocuğun mutlu olduğu bir eğitim sistemi kurmamız gerekmektedir. Uzman/başöğretmenlik politikası, iyi niyetli ancak yanlış yöntemlerle alınmış bir karardır. Etki analizleri yapılmamıştır. Her şehirde üniversite var, ancak o şehirdeki eğitim fakülteleri orada çalışan öğretmen ve okul yöneticilerini besleyemedi, bunun nedeni ise sistemin kurulumundan kaynaklı olup, bireysel çabalar kendi başına kurumsal ilerlemeyi saylayamamaktadır. Ayrıca öğretmenler-yöneticiler mutsuz, motivasyonları düşük, bununla birlikte öğretmene devamlı eğitim verelim düşüncesi öğretmeni yetersiz gösteriyor ve bu durum eğitim sistemindeki sorunların öğretmen kaynaklı olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor. Öğretmenlerin 'yeterliliğini arttırmak' için daha fazla eğitim vermek, yılgınlığı artırmaktadır. Radikal değişikliklerle, eğitim sisteminin devamlı revize edilmesi sisteme zarar veriyor, kişilerin bakış açılarına göre değişikliğin olmaması gerekiyor, sürdürülebilir politikaların uygulanması ve çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerekiyor.'

Eğitim-Kültür-Sanat alanı gelişmeleri takip için @drgoktanay