Dilini kaybetmiş milletler ya Sümerler, Hititler gibi tarih sahnesinden silindiler ya da Macarlar ve Bulgarlar gibi dinlerini ve öz kimliklerini değiştirdiler.
Dilini kaybetmemiş milletler de her bir ferdi başka kıtalarda, ülkelerde yaşasalar da “işgalci ve katil” İsrail gibi binlerce yıl sonra bir araya gelmeyi başarıp kendilerine terör devleti kurabilmektedir.
“Sovyet Sosyalist” devleti Türkleri yok etmek, Türk boylarının zihnini sömürmek için 1939’da Türk gazeteci, şair, bilim adamı ve mütefekkirleri kurşuna dizerek idam etti. Evet, bir milleti yok etmek istiyorsanız onun dilini değiştirmeniz, dili yaşatan kültür ve sanat adamlarını yok etmeniz gerekir. Son olarak Rusya’nın, savaşın başladığı ilk yıl savaşı sona erdirmek için Ukrayna’ya şart koştuğu üç maddeden biri Rusçanın Ukrayna’da yasal güvence altına alınmasıydı. Diğer ikisi silahsızlanma ve Ukrayna’nın Nazilerden temizlenmesi.
Dil milletlerin istiklalinin ve istikbalinin teminatıdır.
İşte Türkiye’de 2008’den beri Kuran’ın terbiye ettiği, medeniyet dili Türkçemizin korunması, doğru kullanılması ve yabancı kelime istilasına karşı milletin bilinçlendirilmesi için çabalayan bir dernek ve bu derneğin durmak bilmeyen, çalışkan, azimli, dertli dava adamı bir başkanı var: Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ve onun Genel Başkanı Sayın Ekrem Erdem.
Beş dönem İstanbul milletvekilliği de yapan Genel Başkan Sayın Ekrem Erdem’in mücadelesi millete hizmet yolunda çok kıymetli… İlk olarak 15 Mayıs 2006 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına “Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve etkin kullanımı için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla 105 imzalı bir meclis araştırması önergesi veren ve Türkçemizle ilgili bir komisyon kurulmasını sağlayan Sayın Erdem, 102 arkadaşıyla 22 Mayıs 2008’de Dil ve Edebiyat Derneği’ni kurdu.
Dernek iki yıl sonra Cumhurbaşkanlığı, Bakanlar Kurulu ve İçişleri Bakanlığı’nın imzalarıyla ismine devletimizin adını, yani “Türkiye”yi alarak yurt içi ve yurt dışında ülkemizi temsil yetkisine ve “kamu yararı statüsü”ne kavuştu. Derneğin adı artık Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği oldu.
Genel merkez ve şubeler derneğin tüzüğündeki amaçları doğrultusunda Cumhurbaşkanlığıyla, yerel yönetimlerle, üniversitelerle, birbirinden değerli kurum ve kuruluşlarla, STK’lerle ulusal ve uluslararası şura, yarışma, panel, çalıştay ve konferanslar yaparak, projeler yürüterek Türkçemize ve Türkçemizin klavyesi olan “F Klavye”ye dikkat çekti. Kısa adı TDED olan dernek 200. sayısına yaklaşan ve her ay yayımlanan “Dil ve Edebiyat” dergisiyle, iki ayda bir yayımlanan “Olağan Şiir, Olağan Hikâye, Kardelen Çocuk” dergileriyle ve yılda iki defa çıkan uluslararası hakemli akademik dergi olan “Dil ve Edebiyat Araştırmaları” dergisiyle hem dijital ortamda hem ele avuca gelen baskısıyla dil araştırmalarına, Türkçe bilincine, kültür ve edebiyata aralıksız hizmet ediyor. Bu dergilerde yazı, eser yayımlayan onlarca isme fırsat veriyor.
Evet, kâğıt pahalılığından dergilerin tek tek kapandığı dönemde Sayın Ekrem Erdem’in yönettiği kadro tastamam 5 dergi çıkarıyor. Beşi bir yerde…
Genel Başkan Sayın Ekrem Erdem Türkiye’nin dört bir yanında ve yurt dışında (Hollanda, Almanya…) “Dilimiz Kimliğimizdir” şiarıyla konferanslar veriyor, başında olduğu kadrolar bulundukları illerde bir milli mücadele ruhuyla Türkçemizle ilgili yeni nesli ve kamuyu şuurlandırıcı etkinlikler yapıyor.
Her yıl başka bir ilde yapılan, Türkçemizle ilgili meselelerin konuşulduğu ve bu yıl dokuzuncusu Sakarya’da gerçekleştirilen “İstişare ve Değerlendirme Toplantıları” Türkiye’nin ve Türk milletinin gündemine Türkçemizi hatırlatması açısından çok kıymetli.
Derneğin Ortak Türk Elifbası, Türkçenin Yeni İmla Kılavuzu, Azerbaycan’daki kurumlarla yapılan ortak çalışmalar tarihe çok kıymetli notlar düşmüştür.
Türkçe sevdasıyla siyasetten çekilen Genel Başkan Ekrem Erdem’in 2025’te Cumhurbaşkanlığı Kültür-Sanat Büyük Ödülü’nün en büyük adayı olduğunu düşünüyorum. 193. sayısı Ocak 2025’te yayımlanan Dil ve Edebiyat dergisi de “dil, millet ve medeniyet” üzerine yaptığı araştırmalar, Türkçenin doğru kullanımına dair her sayısında ele aldığı konular ve dil şuuru için uzun soluklu çalışmalarıyla ödülü ziyadesiyle hak ediyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri nasıl yurt içinde ve sınır ötesinde milli mücadele içerisindeyse Ekrem Erdem Hocamız ve onun yetiştirdiği gönül elçileri nesillerimizin ruh inşasında, milli kimliğin ve kültürün yaşatılmasında bir milli mücadele veriyor.
Dil meselesi bir din meselesidir, vatan meselesidir.
Evet, Ekrem Erdem…
Ülkemin milli kimliği dert edinen, derdinin peşinde koşan ve heyecanını hiç kaybetmeyen bir ak saçlısı… Bir fertten öte, bir cemiyet bir millet değerinde… Allah Ekrem Erdem hocamızın ömrüne bereket versin, sağlıktan ayırmasın…