Dünyanın en şaşırtıcı ve ilginç canlılarından biriyle ilgili yapılan açıklama, araştırmacıların dikkatini çekti. Denizlerin kırılgan yıldızı olarak bilinen bu tuhaf deniz canlısı hakkında yapılan inceleme, insan benzeri bir beyne veya kafaya sahip olmamasına rağmen öğrenme yeteneği bulunduğunu ortaya koydu.
Chip'te yer alan habere göre, araştırmacılar, bu deniz canlısının klasik koşullanma dediğimiz bir öğrenme şekline sahip olduğunu keşfettiler. Klasik koşullanma, canlının farklı uyaranlar arasında ilişkiler kurarak öğrenme sürecidir. Bu tür öğrenme, Rus-Sovyet bilim insanı Ivan Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı deneylerle öne çıkmıştı. Pavlov, köpekleri yemeği zil çalarak ilişkilendirerek bu öğrenme sürecini gözlemlemişti.
Ekip, denizyıldızı, deniz kestanesi ve denizhıyarları gibi derisi dikenlilerin de aynı öğrenme kurallarını takip edip etmediklerini görmek amacıyla araştırmalarına devam etti. Bu çalışmaların bir parçası olarak, on altı siyah kırılgan yıldız (Ophiocoma echinata), davranışlarını 10 ay boyunca kameralarla kaydederek incelendi.
Yapılan deneylerde, kırılgan yıldızların bir kısmı sevdikleri karidesle beslenirken ışıkların 30 dakika boyunca kapatıldığı bir eğitim sürecinden geçti. Diğer grup ise aynı miktarda karidesle beslendi ve aynı süre boyunca ışıkları kapandı, ancak en önemli fark, bu iki olayın aynı anda gerçekleşmemesiydi. Kırılgan yıldızlar genellikle ışık altında olmayı sevmeyen canlılardı ve zamanlarının çoğunu tanklarındaki filtrelerin arkasında saklanarak geçiriyorlardı.
Ancak eğitilen ve eğitilmeyen gruplar arasında farklar belirmeye başladı. Eğitilen kırılgan yıldızlar, ışıklar karartıldığında, karideslerin hemen geleceğini tahmin ederek saklanma yerlerinden sürünerek çıkmaya başladılar. Yani karanlığı yiyecekle ilişkilendirerek yeni bir davranış biçimi öğrenmişlerdi. En heyecan verici olanı ise, bu yeni davranışların eğitimden 13 gün sonra bile ışıklar kapatıldığında devam etmesiydi.
Araştırmanın başyazarı Julia Notar, kırılgan yıldızların sadece robot gibi temizleyici olmadığını, aynı zamanda çevrelerini öğrenerek potansiyel tehlikelerden kaçınabildiklerini belirtti. Ancak, bu canlıların nasıl böyle bir öğrenme yeteneğine sahip oldukları hala bir muamma. Zira bu canlıların beyin veya merkezi bir işlem merkezi olmadığı için sinir sistemleri bizimkinden oldukça farklı çalışıyor.
Notar, “Sinir kordonları bağımsız olarak hareket edebilir. Bir patronun tek başına karar vermesi yerine bir komite gibi hareket ediyorlar" diye açıklıyor.