Ak Parti’nin Hüda-Par’a “belli bir MV kontenjanı” vermesi doğru karşılanmıyor…Çünkü, Sn. Erdoğan ve partililer 6’lı masayı eleştirirken sürekli “oyu olmayan partilere CB Yard. Ve Bakanlık veriyor” diye eleştirdiler. Şimdi, bu söylemleri ile ters düşmüş anı işi yapmış oldular…

BBP’de aynı durumda, baraj sorunu var, ama Mustafa Destici’nin Ak Parti listesinden kendisini kurtarması yerine, başka bir ismin adaylığını tavsiye etmesi gerekiyor. Ama olmayacak bir istek!..Herkes önce kendi canını kurtarmaya bakıyor.

MHP’nin bu duruma “hiçbir itirazı olmaması” normal, çünkü zaten Sn. Erdoğan ne karar verirse “onaylayan” bir partiye dönüştü., MHP Genel Başkanı Sn. Bahçeli’nin çok sayıda ilde “ortak liste” ile seçime girmeye soğuk baktığı, belki “bazı illerde” özel adaylar belirlenebileceği belirtiliyor. Bu durumda 6’lı masayı eleştiren partililerin ve  köşe yazarlarının “MV pazarlığı başladı, Güneş Oteli devri v.b.” söylemi de boşa düşmüş oluyor.

MHP’nin barajı aşamayacağı tahmin ediliyor. Ancak, Ak Parti listelerinden seçime girmesi de doğru bulunmuyor. Evet, MHP’nin isteği  “Aslolan seçimi kazanmak” ama bakalım nasıl çözüm bulunacak? Ayrıca, artık Sn. Bahçeli’nin MV adayı olmaması da beklentiler arasında. Ama olmayacak bir istek!..

Ak Parti’nin, başka partilerle görüşmesi, “CB Sistemi ile koalisyonlar bitecek” söylemiyle ters düşüyor. Ve, Sn. Erdoğan’ın seçimi kazanamayacağı için bu tür birliktelikler yaptığına işaret ediliyor. Mesela, oyu olmayan Yeniden Refah Partisi ile görüşmeler sürdürmesi Ak Parti’ye ne kazandıracak? Bilinmiyor..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceliği “deprem bölgesi”, “bana bir yıl verin” diyerek “ben olmazsam bu daireler teslim dilemez” algısını veriyor.  Zaten, tüm bilim inanlarının “artçılar olurken temel atılmaz” uyarılarına rağmen temelleri atması, dört bir koldan çalışma talimatını vermesi “seçmeni etkilemek” olarak algılanıyor.

AK Parti listelerinde “sürpriz” isimlerin, “yeni yüzlerin”, teşkilatlarda “çok çalışan ve partinin yüzü olan kişilerin” MV adayı olarak konulacağı söyleniyor ki, çok doğru bir karar…

Sn. Erdoğan’ın CB Yardımcıları’nın sayısının artırılabileceği değerlendiriliyor. Bunun için kanunda bir engel gözükmüyor. Elbette bu durum başta –sürekli yanından ayırmadığı- Sn. Binali Yıldırım olmak üzere bir çok kişiyi heyecanlandırıyor. 

Medyada konuşulan isimler;  Hakan Fidan ve İbrahim Kalın ve Mehmet Şimşek. Ancak, bu isimler zaten yıllardır Sn. Erdoğan ile çalışan kişiler. Yeni bir heyecan getirmesi, seçmeni etkilemesi mümkün gözükmüyor.

Sn. Erdoğan’ın –nihayet/beklenen- “bu defa 3 dönem kuralını uygulayacağız” açıklaması çok doğru bulunuyor. Açıklamalara göre yaklaşık 70 MV bu kapsama giriyor.  Çünkü teşkilat; Sn. Erdoğan sayesinde yıllardır MV olmuş, ana ekibine girmiş ama seçmende karşılığı olmayan hatta tepki çeken “kibirli MV” ni listelerde görmek istemiyor…Ayrıca, seçim 2018’de söylemleri ile (oyları çaldılar, hiçbir şey olmadıysa da bir şeyler oldu v.b.) İstanbul seçimlerini kaybettiren MV’ni de istemiyor.

AK Parti’de, ilçe Başkanı olarak oyları düşürenlerin başarısız olanları İstanbul İl Yönetimine, seçimi kaybeden İl Başkanını Ak Parti MKYK’ ya alınması tepkilere neden oluyor.

Yine, teşkilatlarda koşturup, sabahlara kadar çalışan, direklere hayatı pahasına çıkıp bayrak asan seçmenin çocuğunu işe sokamazken; “MV Sn. Fatma Betül Sayan, Sn. Binali Yıldırım, Kerem Kınık, Sn. Ravza Kavakcı Kan v.b.  ailesinin her bireyinin üst makamlara atanmasını, Sn. Zehra Taşkesenlioğlu’nun, Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan’ın medyada yolsuzluklarla anılmasına rağmen, Tarım ve Orman  eski Bakanı  Dr. Bekir Pakdemirli’nin son orman yangınlarında görevini doğru yapmaması ve THK uçaklarına izin vermemesi ile oluşan zarara rağmen bir işlem yapılmaması” tepki uyandırıyor…

Şu gerçek ki, Ak Parti’nin kendine ait bir oyu yoktur. Sn. Erdoğan’a olan sevgisi ve güveni nedeniyle bir çok kişi makam sahibi olmuş ama, hizmette gereğini yapmamış, çalmış-oynamıştır…

Ama, CB Sistemi’nde “her şey benim, görün nasıl herşey tıkır tıkır işleyecek, kalkınmayı göreceksiniz v.b.” dediği için, seçim masasının hesabını da doğal olarak Sn. Erdoğan ödeyecektir.

Sanılmasın ki, seçmen hiçbir şeyin farkında değil…Tam aksine, kendi arasında, çay sohbetlerinde, kahvelerde konuşulanlara kulak verdiğinizde gerçekleri duyabilirsiniz…

Not: Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu (2023-03-07.2023) ; 'Bizim için bazen siyasal İslamcı ifadesini kullanıyorlar. Bunu negatif manada söylüyorlar. Bazen de diyorlar ki 'Siz vaiz gibi konuşuyorsunuz. Dini siyasete alet mi ediyorsunuz?' Hayır, biz eğer güçyetirebilirsek siyaseti dine alet ve dost yapacağız. Biz dini asla siyasete alet etmeyeceğiz. Din o kadar değersiz siyaset o kadar değerli bir şey mi ki dini siyasete alet edelim.”