Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
İbrahim Ethem Gören
İbrahim Ethem Gören

Türkistan yahut Turan Türküsü!

Türkistan’a adımımı attığımda not defterime evvelemirde “İpek yolunun üzerinde, Tanrı dağlarının eteklerinde Türklerin memleketi Türkistan’a gelince hafızalara “Vatan ne Türkiye’dir Türklere ne de Türkistan/Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir Turan” asliyet ve terkip şuuru geliyor.” cümlesini yazdım.

Türkistan Haritası Gerçek Hayat Süleyman Şahin 22 Temmuz 2019

Turan yurdu Türkistan, Müslüman Türk’ün ana kucağı

Türkistan atalarımızın yurdu. Batı adamı Türklerin ana vatanı Türkistan’ı coğrafyadan büsbütün silmek için 18’inci yüzyılda Orta Asya tanımlamasını icat etmiş. Müslüman Türk’ün ana kucağı Türkistan’ı, devasa Türk yurdu Turan’ı önce küçük ülkeciklere sonra doğu ve batı diye ikiye ayırmış! Biz dahi bu tanımlamalara râm olarak okul kitaplarımızı buna göre tanzim etmişiz!

Türkistan’da Turan adı ve dahi sıfatı isimlerde, cadde adlarında, ürün ve hizmetlerle müessese tabelalarında bin bir gayretle hayata tutunmaya devam ediyor!

Bu yazımızda gözlemlerimiz ışığında değerli kardeşlerim, Kazak vatandaşları Alparslan Kavaklı ve Vezirbeg Beşliyev rehberliğinde Türkistan’a mufassalan nazar edeceğiz.

Nursad, 20:30

Nursad, Türkistan’da meşhur yerel bir restoran. En leziz kuzu, dana ve at etlerini Nursad’da bulabilirsiniz. Nursad mı Nurşad mı diyeceksiniz? Aslında Kazakçada Nurşad adı da var ama Nursat daha Kazakçalaştırılmış nüshası. Her neyse… Kazakistan seyahatimizin ilk gününün akşamında kadim şehrin Bekzat Sattarhan (bu zata birazdan değineceğim) Caddesi üzerinde bir mekân burası, Yerel halk bu bölgeye “Komünizm Mahallesi” olarak isim veriyor. Sovyetlerden kalan isim tabii ki…

Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Kazak Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Jazira İsayeva’nın misafiri olduğumuz mekânda ne hikmetse Abdukerim Ötkür’ün Uçkardanca’sına ses veriliyor!

Dedim: ismin nime? Dedi Ayhandur.
Dedim yurdun kayer? Dedi Turfandur.
Dedim: başındegi? Dedi hicrandur.
Dedim: heyran musen? O dedi yok yok.

(…)

Dedim ıstek nedur? Dedi külümdür.
Dedim: Çelişmek bar, dedi yolumdur.
Dedim Ötkür kimdir? Dedi kulumdur.
Dedim Satar musen? O dedi yok yok.

Urumçi havalarından sonra tekrar Türkistan’a gelelim. Zöre Hanım’ın (Kazakça Zöre, Zöhre) mahdumu Alparslan’ı da bu meyanda teberrüken dinleyelim: “Ruslar Ulu Türkistan bölgesini yani Türk ülkelerini işgal ettiklerinde ilk başlarda bölgenin tamamına bir vali atıyorlar ve bu vali Türkistan Valisi (Türkistan Gubernatoru) olarak adlandırılıyor. Çünkü o zamanlarda Türk halklarının yaşadığı bölgenin tamamı Türkistan olarak adlandırılıyor. Ancak daha sonraları Ruslar Türkistan adının birleşticiliğinden korkarak Türkistan’ı parçalara ayırıp farklı isimler veriyorlar.

Türkistan Haritası Alparslan KavaklıÖnceleri Kırgızistan’ı Türkistan dışına çıkarıp Kazakistan ve Özbekistan’ı Türkistan adı altında tutuyorlar. Sonraları Kazakistan’ın güneyi ile Özbekistan’ın kuzeyine Türkistan diyorlar. Daha sonraları ise sadece Güney Kazakistan’a Türkistan demeye başlıyorlar. Yani Türkistan adını adım adım daraltıyorlar. Sonunda sadece bir şehir Türkistan adıyla anılır oluyor. O da Ahmed Yesevî Hazretleri’nin yaşadığı bu şehir. Bunda Ahmed Yesevî’nin Pîr-i Türkistan olarak bilinmesinin de etkisi var. Aslında böylece bir yandan Türkistan’ı küçülttükleri gibi bir yandan da Ahmed Yesevî’nin etki alanını küçültmek istiyorlar. Pîr-i Türkistan olan Ahmed Yesevî Türk Dünyasının ortak piri değilmiş de sanki bu şehrin piri imiş gibi algılanıyor bir zamanlar. Bugün bile hâlâ etkisi var bu yanlış yönlendirmenin.

Kazakistan bağımsız olduktan sonra algıları düzeltmeye çalıştı. Eski cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev görevinin son yıllarına tarihlenen 2018’de Güney Kazakistan Eyaletini’nin adını değiştirerek Türkistan Eyaleti yapmıştır. Bu vesileyle Rus işgalinden adım adım daraltılan Türkistan adı ilk kez genişletilmiştir. Bu da halk arasında durgunluk devrinin bitip ilerleme devrinin ilk adımı olarak heyecana sebep olmuştur. Bugün resmî olarak bir Türkistan Eyaleti ve bir de Türkistan şehri vardır.”

Türkistan Şehir Tarihi

Evvela bir hüküm cümlesi kuralım: Kazakistan arkeoloji bilimi, Türkistan şehir kültürünü incelemede önemli başarılar elde etmiştir. Kazakistan’ın güneyinde, Yedisu şehir merkezlerinde yapılan ve dahi yıllarca süren arkeolojik kazılarda Türkistan’ın kendine özgü şehir kültürünün oluşumu ve gelişimi üzerine büyüleyici bir tarihî panorama ortaya çıkmıştır.

Bu araştırmalar maddî ve mânevî kültürün çeşitli yönlerini uzun bir tarihî vetire boyunca incelemeye yönelik kaynakça temeli oluşturmuştur. Böylelikle sadece “göçebelik tarihi”ne dayalı tek boyutlu tarihsel-kültürel yeniden yapılanma, çok boyutlu bir retrospektife dönüşmüştür. Büyük bozkırlar ile Türkistan’ın eski vaha bölgeleri arasındaki sınırda, Büyük İpek Yolu’nun kervan yolları üzerinde doğup gelişen Türkistan şehirleri, bozkırın göçebelik gelenekleri ile yerleşik tarım kültürlerinin karışımı hüviyetindedir.

Türk Cihan Hâkimiyeti Tarihi’nin nabzı Türkistan şehirlerinin dış kale duvarlarında atıyor! Heyhat! Ne yazık ki mezkûr şehirlerin çok azı bugüne ulaşmayı başarmıştır. Şehirlere hayat veren ecdadımızın isimleri mezar şâhidelerinde, yerleşim birimlerinin adları ise yazma kitaplarda kalmıştır.

Yol arkadaşım, değerli büyüğüm Mustafa Vefa Çelebi, Dr. Mehmet Kavaklı ve hakikatli mühendis Muhammed Taşkın ile caddelerini huzur ve huşû içerisinde adımladığımız Türkistan şehirlerinden geriye saray/şehir kaleleri, sur duvarları ve kırık çömleklerle dolu höyükler kalmıştır. Biz bunlara “şehir höyükleri” diyoruz!

Hoca Ahmed Yesevî Dergâhı Foto TürkistanHer şehrin ayrı bir kaderi vardır

Her şehrin kaderi, Türkistan özelinde kederi vardır. Adını “medine”den alın şehirler de insanın kaderi gibi değerli, kutlu, bir adım öde benzersizdir.

Türkistan şehrinin tarihi özellikleri bâhusus ilgi çekicidir; çünkü bu şehir, Kazakistan’ın antik şehirleri arasında en büyük mücevherdir. İş bu mücevher Çungar Dağları’ndan Yedisu’ya (Rusçası Semireçye) ve Aral’a kadar uzanır. Şunu da belirtelim ki, Türkistan, Kazakistan’daki günümüz şehirlerinden, tarihinin kesintisiz bir şekilde derinlerine inilebilen nadir kentlerden biridir. Bu nadir şehirde, Kazakların efsanevi olimpiyat şampiyonu Bekzat Sattarhanov’un isminin verildiği caddede yol alırken gözlerimiz Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin turkuvaz kubbelerine mıhlanıyor. Ol demde ötelerden Ozan Arif, Turan Türküsü’ne ses veriyor!

Kızıl karanlık artık yırtılmaya başladı
Gökyüzü ay yıldızla örtülmeye başladı
Bir yanımdan yük düştü, bir yanım hâlâ yükte
Sıra Doğu Türkistan, sıra şimdi Kerkük’te

(…)

Hakikatli mühendis Muhammed Taşkın “Biiznillah bir gün özgürlük Doğu Türkistan’a da gelecek” derken Türkistan’ın tarihine müşfikâne nazar etmeye devam ediyoruz…

Bu şehir, XII. yüzyıldan itibaren Şavgar bölgesinin başkenti olarak Hoca Ahmed Yesevî’den ilhamla “Yası” (Yassı, Yesi) adlarıyla tarihî kaynaklarda yer almış ve XVI. yüzyıldan sonra günümüzdeki Türkistan adıyla anılmaya başlanmıştır.

XVI. ve XVII. yüzyıllara gelindiğinde Yası-Türkistan, Kazak Hanlığı’nın siyasi, ekonomik ve kültürel merkezidir ve bundan önce kadim şehirden, batılıların “Orta Asyalı hükümdarlar” şeklinde bahsettiği Horasan şahları, Çağatayiler, Timurlular ve Şeybaniler gibi hanedanlar gelip geçmiştir. Sahi hep unutuyoruz, bu dünya bir konak, misafirhane değil mi?

Türkistan’ın Erken Tarihi (V-XII. Yüzyıllar)

Türkistan’ın erken tarihi (V-XII. yüzyıllar) hakkında yazılı kaynaklar sessiz kalırken, kelâmın bu yerinde sessizliği Ozan Arif’in avazı bölüyor.

(…)

Biz demiştik, dediğimiz günler gelmekte
Kara talih, yavaş yavaş artık gülmekte
Türk yurtları, birer birer azat olmakta
Olanlarla muhabbete girdik ya Rabbi
Şükür olsun bugünleri gördük ya Rabbi

(…)

Hoca Ahmed Yesevî Dergâhı

Türkistan Ahmed Yesevî ile şenlenmiştir

Bu dönemin izleri yalnızca arkeolojik kalıntılarla ortaya çıkabilir, bu kalıntılar ise kültürel tabakaların derinliklerine gömülmüş vaziyette! Türkistan, XII. yüzyılda biiznillah Hoca Ahmed Yesevî ile şenlenmiştir.

Ahmed Yesevî: Cennete kavuşmak isteyen kişi ilim tahsil etmelidir.

Sözlerine Hakk kelâmıyla başlayan Üstad Yesevî’nin hikmetlerinde gönlü dilegelmiş; aşk makamında “Ey dostlar! Bir kimse Allah Teâlâ’nın aşkı ile yanarak bu denizde usta bir dalgıç olmadıkça, bundan çok daha derin olan vahdaniyyet denizine giremez. Ona girmek için usta bir dalgıç olmak gerekir.” asliyet ve terkip şuurlarını vazederken “ilim” demiştir, illâ ilim: “Şeriat, tarikat ve hakikatten nasip almak isteyen, büyük velilerin makamına ulaşmak, cehennemden kurtulup cennete kavuşmak isteyen kişi ilim tahsil etmelidir.”

Türk’ün Şenlendirme Asırlarında maddî ve mânevî sohbet meclislerinin, zikir halkaların irfânî tesir sahası Türkistan sınırlarından taşarak Anadolu coğrafyasına uzanmıştır. Hazret’in ebediyet yurduna sırlanmasının ardından Yası-Yesi şehri, namıdiğer Türkistan mânevî bir merkez haline dönüşmüştür. Kazak müverrihi Şerafeddin Ali “Zafernâme”sinde arz ettiğimiz dönüşüme değinmiştir.

Hoca Ahmed Yesevî’nin göçünden iki asır sonra kabrinin üzerine inşa edilen ve bu satırların yazarının Ahmed Yesevî Dergâhı dediği külliye, Türkistan’ın ilim, amel ve tasavvuf geleneğinin nirengi noktası olmuştur.

Mustafa Vefa Çelebi Ve Yazarımız İbrahim Ethem Gören Türkistanda

Hoca Ahmed Yesevî’nin huzurunda ‘Tilmîzî Mahmud’ Alparslan Kavaklı nesta’lik yazıyla not defterine önce “Türklerin tarih sahnesine çıkış mahallerindin biri olan Altay dağları olmuştur’u, akabinde de Ozan Arif’in Turan Türküsü’nün son iki bölümünü yazdı:

(…)

Altaylar’dan, ta Tuna’ya ezanlarımız
Okundukça coşuyor bak ozanlarımız
Gayrı esir doğmayacak kızanlarımız
Esaretin zincirini kırdık ya Rabbi
Şükür olsun bu günleri gördük ya Rabbi

Bundan böyle doğan bebek, açan çiçekler
Turan adlı bir ülkede büyüyecekler
Müslümanım, Türk’üm diye öğünecekler
Arif için bir muratdı, erdik ya Rabbi
Şükür olsun bugünleri gördük ya Rabbi

Fotoğraflar
1-
Türkistan haritası-Gerçek Hayat-Süleyman Şahin-22 Temmuz 2019
2-Türkistan haritası-Alparslan Kavaklı
3-Hoca Ahmed Yesevî Dergâhı-Türkistan-Fotoğraf Alparslan Kavaklı
4-Hoca Ahmed Yesevî Dergâhı-Türkistan-Fotoğraf Alparslan Kavaklı
5-Mustafa Vefa Çelebi ve İbrahim Ethem Gören Hoca Ahmet Yesevî Dergâhı’nda

İbrahim Ethem Gören/30.04.2025 Yazı No: 666

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR