8 Kasım Çarşamba günü Kuruçeşme’de düzenlenen Yenibiriş’in Momentum’24 Zirvesi’nin gala gecesinde ülkemizin önde gelen İK Gurusu Şerif Kaynar iş âleminin profesyonellerine hitap ederek dikkatleri dünyadaki yetenek savaşlarına çekmişti.
Korn Ferry Onursal Başkanı Şerif Kaynar’ın dakikliği ve randevularına, toplantılarına zamanından önce gitmesi Momentum’24’teki konuşması kadar mühim. İnsan Kaynakları sektörünün duayen isminin geride kalan 50 yıllık çalışma hayatında hiçbir toplantıya, randevuya geç kalmadığı hususunun altını çizelim. Önemsediğim bu keyfiyet çalışma dünyasının maalesef pek riayet edilmeyen bir gerçeği olarak toplumumuzun orta yerinde duruyor! Maalesef toplantılar, organizasyonlar, etkinlikler belirtilen saatlerde başlayamıyor. En iyimser öngörüyle 15 dakikalık akademik gecikme süresi hüsn-ü kabul görüyor!
Şerif Kaynar: İletişim başarılı bir liderin olmazsa olmazıdır.
Yazının bu yerinde sözü İK sektörünün duayeni Şerif Kaynar’a bırakalım: “Günümüz iş dünyasında bir liderin başarıya ulaşması için kendi deyimimle içten yanan motorlu olması yani merak etmesi, okuması, yenilik peşinde koşması ve birçok işi aynı anda yapabilmesi lazım. İkinci olarak çevresine örnek olması, iyi bir liderin olmazsa olmazları arasında olmalıdır. Bunun yanı sıra liderin güven vermesinin yanında çalışanlarını gelişime teşvik etmesi gerekiyor. Siz insanlara güvenip onların gelişimi için fırsat oluşturursanız inanılmaz işler başardıklarını görebilirsiniz.
İletişimi güçlü olanlar mutlaka kazanır.
Hayatımızın tamamını oluşturan iletişim, başarılı bir liderin de olmazsa olmazıdır. İletişimi kuvvetli olan biri mutlaka kazanıyor. Çünkü iletişim onları bir yerden bir yere getiriyor. Ayrıca liderin işindeki başarısını sürdürülebilir kılması için en iyi ekiple çalışması ve cömert olması büyük öneme sahip.
İş hayatının olmazsa olmazı olan network de liderliğin olmazsa olmaz faktörlerinden biri. Belki bugün tanıştığınız bir kişi beş yıl sonra size hayatınızın fırsatı için kapı aralayacak.
Kaynar: Şirketlerin İnsan Kaynaklarına daha önce hiç olmadığı kadar önem vermesi gerekiyor.
Bugün geldiğimiz noktada liderler ne kadar önemliyse yetenekler de bir o kadar değerli. Nitekim dünyada bir yetenek savaşı başlamış durumda ve bu yeteneklerin en iyilerini alanların başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Bunun için de şirketlerin İnsan Kaynaklarına daha önce hiç olmadığı kadar önem vermesi gerekiyor.
Sürdürebilirlik ve dijitalizasyon.
Son zamanlarda gündemimize oturan ve herkes tarafımdan tartışılan iki konu var: Sürdürebilirlik ve dijitalizasyon. Öncelikle bu iki konunun istisnasız tüm şirketleri ve yetenekleri etkileyeceğinin altını çizmek istiyorum. Başarıyı hedefleyen ve kazanmak isteyen kurumların ve kişilerin bu iki konuyu tehdit olarak görmemeleri, tam tersine fırsata çevirmeleri şart!
Tanıdığım birçok şirket, iş modellerine sürdürebilirlik ve dijitalizasyon konularını da dâhil ederek yeni fırsatlar peşinde koşmaya başladı bile. Kurumların adaptasyon ve yeni iş modeli hazırlama sürecinde olduğu bu dönemde, bahsi geçen iki konuya hâkim yetenekler için de çok büyük fırsatlar söz konusu.
Bildiğiniz gibi yeni dünyada artık çalışma ve oturma iznine neredeyse hiç gerek kalmadı. Kırşehir’de yaşayan bir yetenek, artık dünyanın birçok şirketine hizmet verebiliyor. Ayrıca dünya üzerinde yetenek araştırmaları dar pazardan daha ziyade geniş bir coğrafyada yapılıyor. Örneğin İspanya’daki bir kuvvet santrali, artık yöneticisini Avrupa’da aramakla kalmıyor, Güney Amerika, Orta Doğu ve Asya'ya bakmayı da ihmal etmiyor.
Yetenek savaşında kazanan tarafta olmanın yollarından biri çözüm ortaklıkları oluşturmak.
Yeni düzendeki tüm bu değişikliklerin ışığında ben de içinde olduğumuz, her geçen gün hızlanmakta olan yetenek savaşında kazanan tarafta olmanız için bilmeniz gerekenleri paylaşmak istiyorum:
-Çözüm ortaklıkları oluşturabilen yaratıcı yöneticiler önem kazanıyor. Örnek vermek gerekirse otomobil satmak yerine, ulaşım konusunda güncelleşmeyi önceliklendiren bakış açısı artık çok daha önde.
-Önümüzdeki yıllarda çok uluslu büyük şirketlerden daha ziyade, örneğin Türkiye ve yakın coğrafyaya servis veren havayolu şirketleri gibi bölgesel şirketler büyüyecek ve bu şirketlerdeki fırsat alanları zenginleşecek.
-Sadece ihracat kolunu güçlendirmek yerine, sağlam bir iç pazar oluşturan şirketler bölgesel krallığa daha hızlı ulaşabilecek. Bu konu ele alındığında Türkiye’nin demografik konumu bir fırsatlar yeri olduğuna işaret ediyor.
-Dünya genelindeki yetenekler de iş modeli güvenilir, yönetime etik ve kurumsal bir çerçeveden bakan şirketler arıyor. Patron şirketleri, iyi yöneticilere sahip olmak için tepe yönetimine en iyi yetenekleri çekmek zorunda.
-Şirketlerin en iyi yetenekleri bünyesinde toplayabilmesi için iş modeli ve yönetimlerine daha etik, güvenilir ve kurumsal bir perspektiften bakmaları gerekiyor.
-Yeni dönemde X, Y ve Z jenerasyonlarının hepsinde aranan en önemli özellik: öğrenme çevikliği. Şirketler günümüzde değişim hızının hızlanmasına uyum sağlayabilecek yetenekler arıyor.
-Şirketlerin bulması gereken iyi yetenekler, dünyaya benimsedikleri “Onların bana ihtiyacı var, benim onlara değil." felsefesiyle bakıyor.
-Dünya genelinde yüksek enflasyonun hâkim olduğu hem işverenleri hem de çalışanları günden güne daha mutsuz eden bir düzen söz konusu. Bu düzen iyi yetenekleri de daha iyi seçim ve değişimler yapmaya itiyor.
-Önümüzdeki yıllarda dünya vatandaşı olmaya özen gösteren, farklı kültürlere saygı duyan global yöneticiler çok önem kazanacak. Bu konuda özellikle önem teşkil eden yurt dışı tecrübesi kişiler arasında fark yaratıyor.
-Hata aramak yerine çözüm bulmaya odaklanan inovatif kişiler kazanacak.
-Yönetim kurulları önemli bir yönetim mekanizması olma yolunda hızla ilerliyor. Artık yönetim kurulları CEO’yu kontrol etmekten daha ziyade onun işini başarılı ve etkili kılmak için katkıda bulunan yeteneklerden oluşacak. Bu değişimin de başlı başına yeni bir kariyer pozisyonu teşkil ettiğini söylemek mümkün.
-Başlangıçta da belirttiğim gibi son zamanlarda gündemimize oturan sürdürebilirlik ve dijitalizasyon; her geçen gün bilgisi, tecrübesi ve kanıtlanmamış başarısı olanlar için umut veren fırsatlar yaratıyor ve yaratmaya devam edecek gibi.
Tüm bu değişimlerin sonucuna baktığımızda, dünya genelinde olumsuz beklentilerin büyüdüğü ve yetenek savaşının yavaşlamasının beklendiği bu dönemde, aslında her geçen gün tam tersi yönde bir senaryo yazılıyor. Görünen o ki günün sonunda kazanan şirketler, ülkeler ve şehirler en iyi yetenekleri bünyesinde toplayabilenler olacak.”
İbrahim Ethem Gören/11.11.2023 Yazı No: 538