Ahmed Yesevî 'rahmetullahi aleyh' hazretleri 63 yaşına gelmişti. O, çocukluğundan itibaren, Resû lullah 'sallallahü aleyhi ve sellem' efendimizin yoluna yapışmakta hiçgevşeklik göstermedi. Resû lullah efendimizin ahirete teşrif buyurduğu yıldan fazla yeryüzünde bulunmayı kendilerine münasip görmediler. Bu sebeple dergâhın bahçesine derin bir yer kazdırıp içini kerpiçle ördürdü. Hazırlıklar tamamlanınca talebelerini dergâhın avlusunda toplayıp buyurdu ki:
'Ey gönül dostları! Allahü teâlânın en sevgili kulu olan Peygamber efendimiz 63 yaşında bu dünyadan ayrıldı. Ben de şimdi 63 yaşındayım. Artık şu gördüğünüz çilehaneye çekilecek, ömrümün kalan günlerini bu hücrede tamamlayacağım...'
Talebelerinin gözleri yaşlı olarak 'Ey sultanımız bizim hâlimiz nice olur?' sözlerine karşı 'Sizi Allahü teâlâya emanet ediyorum.' dedikten sonra merdivenle çilehaneye indi.
Ahmed Yesevî 'rahmetullahi aleyh' hazretleri mezar misali olan o yerde, vefat edinceye kadar, devamlı ibadet, tâat ve Allahü teâlâyı zikretmekle meşgul oldu. Talebelerine ilim öğretmeye orada da devam etti. Kendisini vefât etmiş, kabre konmuş şekilde hissederek, bambaşka bir huşu, bağlılık ve teslimiyetle ibadetlerini yaptı. Burada evliyalık yolundaki makam ve dereceleri kat kat arttı.