Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Adem KEVEN
Adem KEVEN

Öğretmenlikte mesleki gelişim: Seminerlerden öte…

Bazı özel okulların öğretmenlerini Ağustos ayının başından itibaren okullara çağırarak uzun bir hizmet içi eğitim dönemi düzenlediklerini görüyorum. Bu organizasyonların öğretmenlerin fikri alınmadan yapılması ve beklenen faydayı sağlamaması beni üzüyor doğrusu. Bu konuda nasıl böyle bir sonuca vardığımı merak edebilirsiniz. Çünkü ben de uzun yıllar boyunca aynı şeyi yaptım. 

Öğretmenliğe ve hizmet içi eğitime dair düşüncelerim zaman içinde değişti. Eskiden öğretmenlerin mesleki gelişimi için sık sık seminer, konferans ve çalıştay yapılmasını savunur, hatta bunları düzenlerdim. Sene başında ve sonunda haftalarca süren hizmet içi eğitim programları planlardım. Öğretmenler bu programlara katılmak istemez, kısa olmasını isterlerdi. Ben ise bunların çok yararlı olduğunu düşünürdüm. Ancak şimdi bu fikrimden vazgeçtim. İşini severek yapan, kendini adayan bir öğretmen zaten kendiliğinden araştırır, okur, sorar, öğrenir ve en iyisini yapar. İşini sevmeyen, zorunlu olarak orada bulunan bir öğretmen ise ne kadar seminer, konferansa katılırsa katılsın fark etmez. Onlar için bunlar sadece zaman kaybıdır.

Öğretmenlik bir sanattır, bir tutkudur, bir aşktır. Öğretmenlik yapmak için sadece diploma yeterli değildir. Öğretmenlik yapmak için kalp, ruh ve zeka gerekir.b Öğretmenlik yapmak için önce öğrencileri sevmek gerekir. Öğrencileri sevmek için de onları tanımak, anlamak ve saygı duymak gerekir. Öğrencileri tanımak, anlamak ve saygı duymak için de onlarla iletişim kurmak, onlara zaman ayırmak ve onlara değer vermek gerekir.

Etkili bir öğretmenlik yapmak için de ayrıca sürekli kendini geliştirmek gerekir. Kendini geliştirmek için de yeni bilgiler edinmek, yeni yöntemler denemek ve yeni beceriler kazanmak gerekir. Kendini geliştirmek için de meraklı olmak, araştırmacı olmak ve öğrenmeye açık olmak gerekir.

Yine iyi öğretmenlik yapmak için son olarak da sorumluluk almak gerekir. Sorumluluk almak için de öğrencilerin başarılarından ve başarısızlıklarından kendini sorumlu tutmak, onlara rehberlik etmek ve onlara destek olmak elzemdir. Sorumluluk almak için de cesur olmak, sabırlı olmak ve fedakar olmak çok önemlidir.

Özetle, etkili ve sıra dışı bir öğretmenlik yapmak için çok şey gereklidir. Bu yüzden öğretmenlik herkesin yapabileceği bir iş değildir. Bu yüzden öğretmenlik sadece seminerlerle, konferanslarla veya çalıştaylarla öğrenilecek bir meslek değildir. Bu yüzden öğretmenlik sadece sertifika ve diploma ile kazanılacak bir unvan değildir.

Öğretmenlik bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimini sürdürmek için size birkaç önerim var:

– Kendinizi sürekli geliştirmeye çalışın. Öğretmenlikte en büyük tuzak “ben artık oldum, ben her şeyi biliyorum” yaklaşımıdır. Durağanlığa izin vermeyin. Yeni bilgiler, yöntemler ve beceriler edinin. Bunun için seminerlere, konferanslara veya çalıştaylara katılmanın yanı sıra, kendi ilgi alanlarınızı takip edin, kitaplar okuyun, araştırmalar yapın, meslektaşlarınızla işbirliği yapın, öğrencilerinizden geri bildirim alın.

– Öğrencilerinizi sevin. Onları tanıyın, anlayın ve saygı duyun. Onlarla iletişim kurun, onlara zaman ayırın ve onlara değer verin. Onların ihtiyaçlarını, ilgilerini ve yeteneklerini göz önünde bulundurun. Onları motive edin, destekleyin ve rehberlik edin.

– Sorumluluk alın. Öğrencilerinizin başarılarından ve başarısızlıklarından kendinizi sorumlu tutun. Onlara yüksek hedefler koyun, ama aynı zamanda onlara yardım edin. Onların gelişimini takip edin, onlara geri bildirim verin.

– Kendinize de zaman ayırın. Mesleki stresle başa çıkın, kendinize bakın ve dinlenin. Kendinizi tanıyın, güçlü ve zayıf yönlerinizi bilin ve kendinizi kabul edin. Kendinizle gurur duyun, kendinizi anlatın ve kendinize güvenin.

Umarım bu öneriler sizin için de yararlı olur. Öğretmenler toplumun en önemli unsurlarıdır. Öğretmenlere her şeyi öğretmeye kalkmayın. Neyi öğrenip neyi öğrenmeyeceklerine kendileri karar versin. Hiçbir işe yaramayan, dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan şaşalı ve reklama dönük organizasyonları bırakın. Daha samimi ve etkili, ihtiyaç temelli etkinliklere yer verin.

Bu yazıdan hareketle seminer, konferans, çalıştay, söyleşi gibi çalışmalara tamamen karşı olduğum anlaşılmasın. Bu tür etkinliklerin ayrılan zaman, harcanan para ve emek açısından bakıldığında sonuçlarının çok da etkili ve faydalı olmadığını söylemeye çalışıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR