Menüsküs nedir?

Bir eklemdeki, yarım ay şekilli kıkırdaktır. Özellikle diz eklemindeki kıkırdağa verilen ad. Bu kıkırdakların çeşitli sebeplerden dolayı zedelenmelerine, yırtılmalarına, ezilmelerine 'Menüsküs lezyonları' ismi verilir. Bu lezyonlar, en çok sporcularda görülür. Yırtılma anında kişi şiddetli bir ağrı duyar ve mafsalın içinde bir şeyin yırtıldığını hisseder. Dizde kilitlenme olabilir veya olmayabilir. Mafsal içinde sıvı birikir.

Hastanın hikâyesinin dinlenir, dikkatli bir muayene yapılır. Gerekirse mafsal filmlerinin çekilmesiyle veya artroskopiyle teşhis konulur. Tedavisi, hastalanmış menüsküslerin usulüne uygun olarak çıkartılmıştır ki buna da menisektomi denir.

Hafif vakalarda ameliyat gerektirmeden akupunktur gibi uygun bir tedaviyle rahatsızlık iyileştirilebilir. Menüsküsün içmenüsküs mü dış menüsküs mü veya içmenüsküs ise ön boynuzu mu arka boynuzu mu, hangi bölgede bir problem olduğunu çok iyi tespit gerekir. MR veya artroskopi veya röntgen gibi bir takım bilimsel tetkiklerle bu tespit yapılır.

Dizin içbölgesi, dış bölgesine göre yük ve stresin bol olduğu bölgedir. Dolayısıyla doğru orantılı olarak bu bölgenin kanla beslenmesi daha fazladır. O yüzden diz rahatsızlıklarındaki travmalarda, genellikle dizin içbölgesinin arka boynuzunda menüsküs görülmektedir.

Dış menüsküs olayı dizde yükün fazla olmadığı bölge olduğu için o bölgenin tedavisinde de netice çok daha başarılı olmaktadır.

Menüsküs kimlerde olabilir?

Bir kişinin çalıştığı iş kolu, çalışma koşulları, işe gidip gelme şartları, stres faktörü, beslenmesindeki dengesizlik, aldığı gıdaların doğallığı, vücudunun fiziksel yapısı, boyu, kilosu, kemik yapısı, kas yapısı, bağ dokusunun zayıf olup olmadığı, bağışıklık sisteminin güçlü olup olmadığı gibi birçok faktör, kişinin menüsküse yakalanıp yakalanmaması konusunda gözden kaçırılmaması gereken önemli faktörlerdendir.

Eğer yukarıda saydığımız faktörler olumsuz ise örneğin işi ağırsa, yolculuk uzun ve yorucuysa, işteki stres fazlaysa, iyi beslenemiyorsa, kas dokusu zayıfsa böylesi kişilerin bünyesi ister istemez menüsküse eğimlidir.

Eğer ki ayaklar dizleri, bünyeyi taşıyorsa bunlar kemik dokusu ve kas dokusu sayesindedir. Kimi insanda bağ dokusu zayıf olabilir veya bir zaman sonra zayıflayabilir. Kimi insanın kas dokusu daha gevşektir.

Vücudu, dizdeki kemik dokusu, bağ dokusu, kas dokusu hep birlikte taşıdığı için, bunların dengede olması gerekir. Birinden birinin zayıf olması durumunda vücut, ister istemez yükü diğerine bindirir.

Böyle kimselerde öyle bir an gelir ki hiçbir travma olmadığı hâlde menüsküs meydana gelebilir. Örneğin duruş ve oturuş bozuklukları sebebiyle, yukarıdaki saydığımız etkenler nedeniyle o bölgede deformasyonlar, yavaş yavaş kaslarda kopmalar ön arka, içyan çapraz bağlarda ufak ufak yırtılmalar başlayabilir. Bu durumda vücut ister istemez yükü, ileride kemik yapıya bindireceği için, hastanın dizinde ağrı meydana gelecektir.

Menüsküsün belirtileri nelerdir?

&bull Oturup kalkarken dizlerde ağrı oluşuyorsa,

&bull Merdiven inip çıkarken vücut, dizinin üzerine ağırlığını tam olarak veremiyorsa.

&bull Yürürken dizde kilitlenme hissi oluşuyorsa,

&bull Yürürken, arabaya binerken ve inerken herhangi bir hareketi yaparken dizde boşalma hissi oluşuyorsa,

&bull Bacaklar kimi zaman dizden itibaren kopmuş, yukarıyla bağlantısı kalmamış gibi bir his oluşuyorsa,

&bull Dizlere ihtiyaçduyulan belirli hareketleri yapamama, örneğin dizi fazla bükememe gibi durumlar varsa,

Menüsküsle ilgili olarak, doktorunuza müracaat etmeniz iyi olur.

Menüsküs olmamak için nelere dikkat etmeli?

Hekimliğin esası koruyuculuktur. Dolayısıyla önce menüsküse yakalanmamak için nelere dikkat etmemiz gerektiğine bir göz atalım.

&bull Kilonuz fazlaysa, sağlıklı yöntemlerle kilonuzu normale düşürmelisiniz,

Sağlıklı yöntemlerden kastımız nedir?

Hızlı zayıflamak, tedavi sonrası aynı kiloyu aynı hızla geri almaya sebep olur. O bakımdan, diyete girmeden ayda üçkilo kadar zayıflamak ideal olanıdır.

&bull Bel ve boyunda kireçleme varsa tedavisi için yardım isteyin,

&bull Sinüzitiniz varsa tedavisini aksatmayın,

&bull Alerjik bir bünyeye sahipseniz, alerji tedavisi olun,

&bull Kabızlık çekiyorsanız bundan kurtulun,

&bull Bu tür rahatsızlıklarda akupunktur ve lazer akupunkturuyla çok mükemmel başarılar elde edilmektedir.

Bu tür rahatsızlıklar, vücudun sağlıklı oksijen almasını önler. Vücut, konforunu sağlayamaz. Dolayısıyla vücudun yükünü taşıyan dizlerdeki kemik ve bağ dokusu da yeteri kadar oksijen alamaz, kan alamaz, güçlenemez.

Vücudun bu şekilde çarpık gelişimi, zaman içinde herhangi bir travmaya gerek kalmadan da menüsküse yakalanmaya adaydır. Bütün bunların dışında

&bull Oturup kalkarken,

&bull Merdiven çıkarken,

&bull Arabaya binerken ve inerken,

&bull Yere basarken,

Ani hareketlerden kaçınmak da menüsküse yakalanmak için dikkat edilmesi gereken tedbirlerdendir.

Menüsküsün tedavisi

Menüsküs tedavisinde önce, menüsküs şikâyetiyle doktora müracaat eden hastanın, koruyucu tedavide sıraladığımız faktörlere ne derece uyabildiği belirlenmelidir.

Dolayısıyla dizinde bir ağrı ile gelen hastaya menüsküs teşhisi koymadan önce bütün bu faktörlerin çok iyi tetkik edilmesi gerekir. Örneğin

Klinik muayenede hastanın kemik yapısı sağlam. Bağ dokusu sağlam. Kan dolaşımı iyi. Ama menüsküs belirtileri var. Bu durumda %90, hastanın tedavisi için ameliyat düşünülmez. Normal bir tedaviyle bile hasta iyileştirilebilir. Hatta tedaviye bile gerek kalmadan, belirli egzersizler yapılarak hasta iyileştirilebilir.

Böyle bir durumda, hastaya akupunktur tedavisi uygulandığında, iyileşme süreci hızlanır ve çok daha iyi sonuçelde edilir. Örneğin,

Rahatsızlık sadece dizdeki kas ve liflerden kaynaklanmıyor da diğer faktörler etkili oluyorsa tedavi kapsamında bu diğer rahatsızlıkların giderilmesi için de çalışılır. Nasıl mı?

&bull Hastanın kilosu varsa gerekli akupunktur tedavisiyle, sağlıklı bir şekilde kilonun bir daha geri alınmayacak şekilde düşürülmesi sağlanır.

&bull Belde kayma, kireçleme, boyun fıtığı vs. varsa bunlar yine akupunkturla tedaviye alınarak bel ve boyun kasları güçlendirilir.

&bull Hastada düz tabanlık ya da taban düşüklüğü varsa, bu konuda hasta bilgilendirilir.

Ayağın yere anormal basışı, yanlış ayakkabı kullanımı, ayakkabının ergonomik olmayışı, o bölgede sürekli mini dalgalar oluşturarak meydana gelmiş menüsküs vakasının ilerlemesine sebep olur. Bunlar hakkında hastaya bilgi verilir.

&bull Bünyede alerji varsa,

&bull Kansızlık varsa,

&bull Kabızlık varsa bunların tedavisi gerçekleştirilir.

Maalesef bu saydıklarımızdan büyük bir kısmı ne sağlık kuruluşlarında ne de hekimlerimiz tarafından dikkate alınmaktadır. Oysa teşhis koymada çok önemli faktörlerdendir.

Akupunkturla yapılan bu tür destekleyici tedavi esnasında, çoğunlukla hastanın menüsküsü de kendiliğinden tedavi olur. Çünkü akupunktur tedavisinde hem vücut genel anlamda tedavi edilir. Hem menüsküs olan bölgeye tedavi öncesi yüklenen yük, yarı yarıya azaltılmış olur. Tedavilerle güçlenen yan bağlar, çapraz bağlar, eklem kasları, eklem zarı gibi faktörler, vücudun kendi kendini onarmasının en önemli delilidir.

Ameliyat öncesi dikkat!

Bütün bu tedaviler yapılmadan hasta doğrudan ameliyat olursa ne gibi tehlikelerle karşılaşır? Örneğin

&bull Hastanın alerjisi varsa,

&bull Alerjik rinit ise

Ameliyat sonrası, ameliyat bölgesinde, daha sert bir doku meydana gelebilir. Neşter izi normal hastalarda örneğin 1mm kalınlığında sekel oluşturacaksa, alerjik bünyede bu, 5 mm`ye kadar çıkabilir. Bu da hastaya yeni bir rahatsızlık verecektir. Öyle ki hasta, 'Keşke ameliyat olmasaydım.' diyebilecek kadar ıstırap duyabilir.

Bu tür vakalarda ne yapmak gerekir?

Alerjik bünyeli hasta, ameliyat öncesi immün sistemi, bağışıklık sistemi güçlendirilerek alerjiye karşı korunmaya alınmalıdır. 15-20 seans akupunktur veya lazer akupunkturu tedavisi hastanın bağışıklık sistemini dengeleyecektir.

Ameliyat öncesi bu şekilde akupunktur tedavisi uyguladığımız hastaların bir kısmı ameliyata gerek kalmayacak derecede iyileşebilmekte, mutlaka ameliyat olması gereken çok az bir kısmının ameliyatı da akupunktur tedavisi almadan ameliyat olanlara oranla çok başarılı geçmektedir.

Klinik tecrübelerimizle gördük ki ameliyat kararı verilmiş hastalara uygulanan akupunktur tedavisi sonrası, ameliyat olması istenen her yüz hastanın yaklaşık sekseni ameliyata gerek kalmadan iyileşmiş, ameliyatı kaçınılmaz olan yirmisinin ise ameliyatı çok başarılı geçmiştir.

Dolayısıyla menüsküs vakalarında akupunktur tedavisi, ilk akla gelmesi gereken tedavi metodudur. Çünkü ameliyat öncesi akupunktur tedavisi olunduğunda, ameliyattan kurtulmak büyük olasıdır, ameliyat olanların da başarılı sonuçelde etme şansı garantilenmiş olur.

Menüsküs tekrar nükseder mi?

Bazen doktorlar, ameliyatın başarılı geçtiğini söylemelerine rağmen, menüsküs hastasının şikâyetinin devam ettiği görülmektedir. Bunun sebebi nedir? Bunun birkaçsebebi olabilir. Örneğin,

&bull Alerjisi olan,

&bull Karaciğer rahatsızlığı bulunan,

&bull Şekeri olan,

&bull Kulak çınlaması olan,

&bull Kabızlığı bulunan,

&bull Belde ve boyunda kireçlenmesi olan.

Bel ve boyun fıtığı rahatsızlığı olan bir hasta, bu tür rahatsızlıkları tedavi edilmeden sadece menüsküsten ameliyat edilmiş olsa ne olur? Ameliyat operasyon olarak başarılı geçebilir. Ama tedaviden sonuçalınamaz. Çünkü vücuttaki diğer rahatsızlıklar iyileştirilmediği için, dizlere binen yük risk olmaya devam edecektir.

Dolayısıyla kişide menüsküse sebep olan faktörlerin hepsi tam olarak tespit edilmeli, o sebeplerin ortadan kalkmasına yönelik tedavi uygulanmalı,

Bütün bunlara rağmen menüsküs ameliyatı kaçınılmaz ise o zaman ameliyat uygulanır. Aksi takdirde o faktörler ortadan kalkmadığı sürece, ne kadar ameliyat edilirse edilsin menüsküs şikâyetlerinin tekrar etmesi kaçınılmazdır.

Bir kez daha tekrar ediyoruz ki özellikle ameliyat yapılacak hastanın birçok yönden iyi araştırılması ve menüsküse sebep olan faktör veya faktörlerin tespit edilip, ameliyattan önce onların giderilmesine çalışılması gerekir.

Hastaya sorulması gereken asgari sorular:

Menüsküsten dolayı doktora müracaat eden hastaya asgari sorulması gereken bazı sorular vardır:

&bull Rahatsızlık ne zaman başladı?

&bull Nasıl başladı?

&bull Yaşı, boyu, kilosu nedir?

&bull Mesleği nedir?

&bull Düşme çarpma gibi herhangi bir travma geçirdi mi?

&bull Menüsküs dışında şikâyetçi olduğu herhangi bir rahatsızlığı var mı?

&bull Belde boyunda problem var mı?

&bull Karında şişkinlik, gaz, kabızlık gibi sorunlar var mı?

&bull Alerjik bir rahatsızlığı var mı?

&bull Alerjik sinüzit var mı?

&bull Burun tıkalı mı?

&bull Bu tür şikâyetleri varsa şimdiye kadar hasta ne tür bir tedavi görmüş, hangi ilaçları kullanmış?

&bull Beslenmesinde herhangi bir değişiklik, aksama vs. olmuş mu?

Bu ve benzeri soruları, klinik muayenelerle birlikte cevaplayan hekimin, gerek duyarsa MR da çektirdikten sonra bulguları inceleyip önce tedavisine daha sonra lüzum görürse ameliyata karar vermesi gerekir.

Menüsküs tedavisinde ameliyattan önce, yukarıdaki soruların cevaplarını bulup, hastanın genel korunmasını sağlamak hekimliğin vazifeleri arasındadır.

Akupunkturun menüsküs tedavisindeki etkisi

Hangi tür rahatsızlık olursa olsun, doktor hastanın şikâyetine ilave olarak hastasına bazı sorular sorması ve aldığı cevaplara göre vücudun ne gibi rahatsızlıkla karşı karşıya olduğunu bilmesi ve onların da tedavisini sağlaması gerekir. Bu durumda, menüsküs şikâyetiyle gelen bir hastanın sadece menüsküsü değil diğer faktörlerinin de incelenip, menüsküse sebep olabilecek rahatsızlıklarının tedavisinin de yapılması gerekmez mi? O hâlde kendi kendimize soralım. Menüsküs şikâyetiyle gittiğimizde

&bull Kaçdoktor bize vücudumuzda alerji olup olmadığını sordu?

&bull Kaçdoktor menüsküs ile kabızlığın birbiriyle ilintili olabileceğini düşünerek onu tedavi kapsamına aldı?

&bull Kaçdoktor hastanın boyun filmini inceledi?

Bu soruları çoğaltmak mümkündür. Burada doktorlarımızı itham altında bırakmak istemiyoruz elbette. Ancak hastanın şikâyetine göre hareket edilmesi bazen yetersiz olabiliyor.

İşte bu noktada akupunktur tedavisinin farkı ortaya çıkıyor. Çünkü akupunktur tedavisi, vücudu tepeden tırnağa komple tedaviye yönelik bir metottur. Akupunktur ile hastanın dizlerindeki kaslar, bağ dokuları güçlendirilirken, aynı zamanda alerjisi de tedavi edilmekte boyunda kireçlenme varsa ve kabızlık çekiyorsa tedaviye devam edilmektedir. Yine örneğin menüsküs olan bölgeye normalde gelen kan bir birimse, akupunktur tedavisiyle bu miktar iki üçkat artmaktadır. Normalde kıkırdak dokuda kan damarları yoktur. Çevreden sızıntı ile beslenir. Bu durum tedavide çok önemlidir.

Bu durum sürpriz bir sonuçdeğil, vücudun uyarılması sayesinde elde edilen doğal tıbbi bir neticedir. Akupunktur aynı uyarıcı etkisiyle, rehabilitasyon döneminde hastanın normale geçiş süresini en aza indirirken, iyileşme sürecini de üçte bir kadar hızlandırmaktadır. Bütün bu bilgiler, yaptığımız tedavilerden elde ettiğimiz tecrübeler neticesinde elde edilmiştir.

Tavsiye edilen hareket ve egzersizler

İster hafif menüsküs vakalarında vücut kendi kendini iyileştirirken ister akupunktur tedavisi uygulanırken ister ameliyat sonrası durumlarda hastanın dikkat etmesi ve yapması gereken davranışlar egzersizler vardır. İşte tavsiye edilenler:

&bull Dizlerinizi -her ne surette olursa olsun- doksan dereceden fazla bükmemeye özen gösterin.

&bull Ayakta, sabit dururken her iki dize eşit ağırlık yüklemeye özen gösterin. Bir hatırlatma gerekirse, menüsküs olan dizdeki yükü, birazcık diğer dize aktarabilirsiniz. Ancak aktarma esnasında ölçü fazla kaçırılırsa, bu kez o sağlam dizin de menüsküs olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına sebep olursunuz. Dolayısıyla bir tarafı yaparken bir tarafı yıkmamak için ölçüyü kaçırmamak lazım.

Şu önemli durumu aklımızın bir köşesine not etmeliyiz. Ne iş yaparsak yapılım, düşüncemiz dağılmadan, diğer bir deyişle yoğunlaşmış olarak yapmalıyız. Çünkü konsantrasyon hâlinde olunca iskelet sistemi rahatsızlıklarına yakalanma çok az olur. Boyun çok çok önemli.

&bull Yerden bir cisim alırken fazla eğilmeyin. Mutlaka eğilmeniz gerekiyorsa başkasından yardım isteyin.

&bull Yukarıdan alınabilecek cisimlere aşırı derecede uzanmaktan sakının. Çünkü vücutta boyundan bele, belden dize irtibat kurulu olduğu için bu hareket menüsküsü zorlayacaktır. Bel fıtığı için de aynı risk geçerlidir.

&bull Yakın temas sporları dediğimiz, basketbol, futbol, güreş, karate vs. gibi sporlardan bir süre uzak durun.

&bull Yüzme, hafif, normal yürüyüş gibi hareketler sizin için ideal olabilir.

&bull Mümkün olduğunca koşmamaya dikkat edin.

Çünkü normal bir insanın vücut ağırlığı, koşarken dizlere binen yük bağlamında iki üçkat artar. Örneğin, normalde 75 kilo gelen bir kişinin tabanının yere binen ağırlığı, koşarken 150-225 kilo gibi hissedilmektedir. Bu da menüsküs için çok riskli bir darbe anlamına gelir.

&bull Arkaya bakmak gerektiğinde, boyun veya belinizi çevirerek değil, vücudun tamamını çevirdikten sonra bakın,

&bull Ani dönüşlerden, ani hareketlerden sakının.

Sağlıcakla;