Bu yazımda padişahlar tarafından yapılmış son külliyeden bahsedeceğim. Bu camiye Sultan III. Mustafa, velisi saydığı Laleli Baba nın ismini verdiği rivayet edilir. Mütevazı bir hayat yaşayan Lâleli Baba`nın keramet sahibi bir zât olduğu Sultan III. Mustafa`nın kulağına kadar gider. Lâleli Baba`nın, bugünkü Lâleli Camii`nin olduğu yerde küçük bir ayakkabı tamir dükkânı vardı ve maişetini buradan sağlardı. Sultan III. Mustafa tarafından 1760-1764 yılları arasında yaptırılan külliye cami, imaret, çarşı, dükkânlar, çeşmeler, sebil, türbe, medrese, han ve mumhâneden oluşmaktadır. Sonraları külliyeye bir de muvakkithâne ilâve edilmiştir. Laleli külliyesine ait medrese maalesef günümüze ulaşmamıştır. Külliyenin inşasına hassa başmimarı Kara (Hacı) Ahmed Ağa tarafından başlanmış ve Mehmed Tâhir Ağa tarafından tamamlanmıştır.

Laleli camisinin, biri öbüründen altı yıl sonra yapılmış tek şerefeli iki minaresi vardır. Kıble tarafında ileri bir çıkıntı bulunur. Yanlarında sütunlu iki galeri yapılmıştır. Orta kubbe, sekiz köşeli duvarlar üzerine oturtulmuş, bir kasnağa bindirilmiştir. Şadırvanın bulunduğu içavluya üçkapıdan girilir. Her üçüne de sayısı değişik basamaklarla, merdivenle çıkılır. Hünkâr mahfiline sol revakın altındaki rampadan çıkılır.
Caminin banisi padişah III.Mustafa`nın türbesi caminin güney yönündeki dış kapının yanındadır oğlu III. Selim de burada gömülüdür. Türbenin iki köşesindeki plastırların üzerinde saçak altında birer kuşevi yer almaktadır.

Bunlar birer serçesaray şeklinde düzenlenmiştir. Batı yönde bir rampa ile çıkılan beş kenarlı cepheli iki katlı serçesaray kademeli ayrı konsollar üzerine oturtulmuş ve ayrı tonozla örtülmüştür. Bu serçesarayın iki yapısın arasında ayrı konsola oturan bir geçiş yapısı (revak) vardır. Bu geçiş yapısı altta iki, üstte bir kalkık kemer gözüyle aydınlatılmıştır. Pahlanmış köşeleriyle dışa doğru taşan kuş evi ikinci katta tekrar taşarak cumba oluşturmaktadır.
Türbede bulunan diğer kuşevi ise tırnaksız bir konsol üzerine oturtulmuştur. Ortada Ü çgen biçiminde dışa taşan yapı, düşey çıkmalı dikdörtgen cepheli, iki katlı bir mescit olarak tasarlanmıştır. Ortası altı, yan üniteleri üstte ve altta birer, kalkık kemer gözü ile bezenmiş cephenin üzerleri alemle taçlanmış üçtonozla ile örtülüdür. Silmeli saçağı örtüye geçiş sağlamaktadır. Yan cephelerinde pencere yoktur.
Yapıldıkları dönemin sanatsal değerini, mimari ögesini, merhamet duygusunu taşıyan, en ufak detayların bile unutulmadığını gözler önüne serer. Kuşevlerinin güzel örneklerini bu türbede görebilirsiniz. Camiyi, çarşıyı gezdikten sonra sıra türbeyi gezmeye geldiğinden bu kuşevlerine dikkatlice bakmadan külliyeden ayrılmayın.
Türbe içinde sekiz ahşap sanduka mevcuttur. III. Mustafa ile III. Selim`in dışında III. Mustafa`nın çocukları Şehzade Mehmed, Hibetullah Sultan, Mihrişah Sultan, Şerife Havvâ Sultan, Fatma Sultan ve Beyhan Sultan`ın burada yattığı bilinmektedir. Türbenin sağında yapıya bitişik olarak kare planlı bir türbe daha bulunmaktadır.
1957-1958 yıllarında Ordu caddesinin genişletilmesi esnasında kotun da düşürülmesiyle bu yöndeki avlu duvarı üzerinde dükkânlar yapılmıştır. Ayrıca arkada avlunun altında da çok sayıda dükkân inşa edilerek eski çarşıya bağlanmıştır. Caminin doğu yönündeki avlu duvarında bulunan dükkânlar külliye ile birlikte yapıldığını belirtelim.
Lâleli Camii, aslında birçok yapıyı içinde barındıran Lâleli Külliyesi içerisinde yer alan kadim bir eserdir. İstanbul`un kalbi sayılan işlek bir yerde, Eminönü`ne bağlı Laleli semtinde, Ordu Caddesi üzerindedir. Beyazıt`tan Aksaray`a giden yolun üzerinde bulunan bu cami, zarif bir biblo gibi yükselir. Farklı yönlerde yuvarlak kemerli dört kapı ile geçişi sağlanan, büyük bir dış avlunun ortasında yer alan cami, fevkani olup, taş ve tuğla örgülü almaşık duvarlara sahiptir. Harimi sekiz destekli büyük bir kubbe ile örtülü caminin önünde, şadırvanlı revaklı bir avlu bulunmaktadır. Avluda sütunlara oturan yuvarlak kemerli revaklar on sekiz kubbe ile örtülmüştür. Caminin iki yanında bulunan sofalar, ikişer aynalı tonoz ve ikişer oval kubbe ile örtülmüştür. Cami harimine biri mihrap ekseninde, ikisi de kuzeyde yan sofalara açılan üçyuvarlak kemerli kapıyla geçilmektedir. Mekânı örten ana kubbe sivri kemerler üzerine oturan toplam sekiz paye ile taşınmaktadır. Ana kubbe, dördü köşelerde, ikisi de mihrap ekseninde olmak üzere altı yarım kubbe ile desteklenmiştir. Harim, duvarlar ve kubbe eteklerinde yer alan beş sıra pencereyle aydınlatılmıştır.